B Ö L Ü M : 12

6.9K 276 0
                                    

Merhabaa can içimlerimm.

Aşağıdaki yıldızlarıı boşş bırakmayalım.

Keyiflii okumalarr 💕

**

B Ö L Ü M : İZMİR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

B Ö L Ü M : İZMİR

İnsan eğer ileriyi görebilseydi, attığı adım daha farklı olurdu. Ya da seçtiği yollar ve kararlar. Zaten insanın tökezlemesine sebep olan şey de, kendi kararları değil midir? Herkes kendi şansını kendi yaratır. Bakışlarımı bana bir şeyler anlatan teyzeme çevirdim. Yaptığı el kol hareketleriyle, hırsla bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Topuzundan dağılan saç tutamları, elmacık kemiğinin üzerine dökülmüştü. Bulunduğum ortama aniden düşmüşüm gibi etrafımdaki sesler netlik kazandı.

Harelerimi, teyzemin öfkesi okunan gözlerinden ayırıp bileklerime çevirdim. Kelepçeden dolayı hafif bir kızarıklık olmuştu.
"Lavinya, kendine gel." Teyzemin öfkeyle kollarımdan tutup sarsması ile yutkundum.

"Lanet olsun! Neler dönüyor anlat artık. Cinayet aletinde parmak izlerin çıktı. Nasıl bıraktılar seni." Sesindeki öfkeyi ve anlamamazlığın verdiği siniri hissettim.

"Anlatacağım teyze, lütfen eve gidelim artık.
Ayakta duracak gücüm yok." Diye konuştum.

Derin bir nefes aldı ve parmaklarını gergince alnına yerleştirip sıvazladı. "Hiçbir şeyi atlamadan anlatacaksın artık. Aramızda daha fazla yalan yok." Dedi mekanik bir sesle. Sadece kafamı sallamakla yetindim. Karakolun bahçesinden aşağı indiğimizde, kadrajıma teyzemin arabasının girmesiyle bakışlarımı ona çevirdim. "Tamirden sabah çıktı." Yaptığı açıklamanın ardından uzaktan kumandayla gri jeepinin kilidini açtı.

Kendisi arabasının arkasından dolanıp şoför koltuğuna yerleştiğinde, kapıyı açıp yanındaki koltuğa oturdum. Siyah deri çantasını arkaya bıraktı. Gergin olduğunu çok rahat anlayabiliyordum. Anahtarı kontağa takıp arabayı çalıştırdı. Daha sonra park alanından çıkıp gaza bastı. "Özür dilerim. Sana bunları yaşatmamalıydım." Diye konuştum parmaklarımla oynarken. Ardından sakin bir ses tonuyla devam ettim.

"Beni yanlış tanımandan korktum. Seni koruyamamaktan." Elini sertçe direksiyona geçirdiğinde, araba birkaç saniyeliğe kontrolünü kaybetti.

"Lanet olsun! Benim seni korumam lazım. Senin beni değil." Ses tonu bir anda yükselmişti. Bana karşı ilk defa bu kadar yükseliyordu sesi. Direksiyonu sıkıca kavrayıp kavşaktan hızla döndü. Kafamı cama çevirdim. Kimdi o adam? Kafamın içindeki bilinmezlik büyüyordu.

Birini öldüreceksin.

Sıkıntıyla nefesimi verdim. Bir canı dahamı alacaktım?

Tırnaklarımı avuç içlerime geçirdim. Kanın ıslak dokusunu hissedene kadar bastırdım. Sorun benim hapiste yatıp yatmamam değildi. Sorun geride bıraktığım, canım pahasına değer verdiğim insanlardı. Teklifi kabul ederken düşündüğüm de tek buydu. Değer verdiğim insanları korumak. Camı açıp yüzümü rüzgarın yalamasına izin verdim. Yavaş yavaş çözecektim bu kördüğümü. Annemle babamın neye bulaştığını, bu insanları. Bir anda bedenim buz kesildi.

İZBE RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin