Bölüm 3

71 4 2
                                    

Yüzündeki ifadeye bakılırsa benden henüz nefret etmiyordu. Ama olumlu bir tepki de vermemişti. Bir kaç saniyedir (bana seneler gibi geldi) öylece yüzüme bakıyordu.Şaşırmıştı , yüzünden okuduğum tek duygu buydu. Sessizliği bozan ben oldum .

-Bir şey söylemeyecek misin?

-Daha ne kadar saklayacaksın diye düşünüyordum.

-Ne yani haberin var mıydı ? Nasıl olur ? Kim söyledi ??

-Gözlerin ve davranışların.

-O kadar belli oluyor muydu ? Neyse artık ben odama gideyim sen de git eşyalarını topla ve zaten bir daha beni görmeyeceksin. O yüzden duymamış gibi davran , lütfen.

-Neden bir daha görmeyecek mişim ? İnsan sevdiğini ziyaret etmez mi ?

-Anlamadım ???

-Anladın işte . O iki kelimeyi söylemem şart mı?

-Demir sen ...

-Anlaşıldı , Elmas ben seni...

-eee

-İşte senin bana hissettiğinden , hissediyorum.

-Yani ??

-Offff , ne sormuş arkadaş ya.

-Hadi Demir ya !

-Ben sana yıllardır aşığım Elmas.

Allah ım inanmıyorum , inanmıyorum , bu gerçek olamaz , yani Demir , ben ,biz .... Şimdi bakma sırası ondaydı. Bir şey söylememi bekliyordu muhtemelen. Az önce ki halini anlıyorum şimdi. Ama sanırım konuşmazsam gidecekti. Zor da olsa ağzımı açıp bir kaç cümle söyledim.

-Neden daha önce söylemedin ?

-Korktum.Vereceğin tepkiden ve benimle bir daha konuşmamandan korktum. Aslında bana dayanamayacağını biliyordum ama söz konusu sen olunca işimi riske atamazdım.

-Artık ayrılıyoruz ama nasıl...

-Biz daha yeni birleşiyoruz ayrılmak falan yok ! Ben her gün senin yanına geleceğim. Merak etme.

-Hiç gitmesen olmaz mı ?

-Olmaz , imza atıldı. Üzülme lütfen , ben her zaman yanındayım.

-Biliyorum , ama şimdi gitmen gerek sanırım.

-Evet , birlikte eşyalarımı toparlayalım mı ?

-Peki.

Odasına gittik ve tüm eşyalarını düzleyip , katlayıp , kaldırdık. Tabi benim aldığım bir kaç t-shirt haricinde tüm eşyalrını. Saatine baktı ve birazdan burada olacaklarını söyledi. Beraber aşağı indik ve bahçede onları beklemeye başladık.

-Bana biraz onlardan bahsetsene.

-Kadının adı , Eda . Adamın ise , Murat. İkisi de otuzlu yaşlardalar.Çocukları olmuyor muş ve beni kendilerinine yakın hissetmişler falan.

-Nerede yaşayacaksın peki ?

-Tabi ki burada bu şehirden başka bir yerde nefes alamam ben.

-Alsan da o nefes sayılmaz , Trabzon'un havası başka nerede var ki ? Neyse en azından aynı şehirdeyiz.

-Tamam , artık üzme kendini.

-Elimde değil. Daha yeni kavuşmuşken...

-Daha kaç kez söyleyeceğim , biz ayrılmıyoruz !

-Ben seni tekrar kaybetmekten korkuyorum.

-Korkma , ben her zaman yanındayım. Hem sana bir sürprizim var.

-Ne ?

-Yarın sabah erkenden hazırlan , hafta sonu iznini benimle geçireceksin.

-Memnuniyetle ama nereye gideceğiz ?

-Çok soru soruyorsun , farkında mısın ?

-Peki sadece ipucu ??

-Daha önce gitmediğini bir yer. Bu kadar .Daha fazla sorma .

-Tamam seninkiler geliyor zaten.

Eda Hanım ve Murat Bey yanımıza gelip kocaman gülümsediler ve Demir'e sarıldılar. Ben hiç böyle şeyler yaşamiyacağım sanırım. Ama onun mutlu olması benim için her şeyden daha önemli. Kendi mutluluğumdan bile. Demir beni 'ailesiyle ' tanıştırdı. Ben hiçbir şey söylemeden sadece kafa sallayıp gülümsüyordum.Bu kez sessizliği bozan Murat Bey olmuştu.

-Elmas bence cidden konuşmanda problem var. Ya da beni görünce mi oluyor anlamadım. Ne zaman görsem sessizsin?

Demir bir bana bir de Murat Bey e 'daha önce karşılaştınız mı 'bakışları atarken ben açıklamada bulunmak zorundaydım ama gizli gizli kapı dinlerken tanıştık da diyemezdim.Neyse ki imdadıma Murat Bey yetişti.

-Ha bu arada biz daha önceden müdürün odasında karşılaşmıştık. Ancak isimlerimizi yeni öğrendik. Yani yeni tanıştık da denilebilir.

-Anladım. Ben hazırım vedalaşmaya gerek yok hadi gidelim.

-Ne yani Elmas'a veda etmeyecek misin ?

-Asla , ben onunla hergün buluşacğım. Konuşağım da vedaya gerek yok.

-Yine de sarılsak olmaz mı Demir?

Gülümsedi ve bana sımsıkı sarıldı.Onun kollarında kendimi gökyüzünde hissediyordum. Bıraksalar saatlerce orada kalabilirdim.O kadar güven verici bir kokusu vardı ki..Eda Hanım bize öyle bir bakıyordu ki neredeyse ağlayacaktı. Benim de gözlerim sulanmıştı.

-şştt ağlama ! Her şey daha da zorlaşmasın.

-Seni çok özleyeceğim.

-Biliyorum.

-Ukala

-Cadı

-Egoist

-Bencil

-Bencil mi ?

-Evet sadece kendini düşünüyorsun. Ben ağlarsam bu çocuk üzülür mü ?diye düşündün mü hiç ? yok .Adımız Demir diye ne sandın beni kızım ?!

Herkes gülmeye başlayınca gözyaşlarım arasında bende gülümsedim.

-Ha şöyle. Bir daha ağlamanı istemiyorum. Anlaştık mı ?

-Anlaştık . Hoşçakal , kendine dikkat et. Geceleri çok dışarı çıkma. Kalın giyin. Biraz da kilo al. Çok zayıfsın.

-Tamam anneeee.

-Dalga geçme Demir senin için söylüyorum.

-Tamam , tamam dikkat ederim.

Yurttan çıkış yaptılar , artik görünmüyorlardı ama ben hala bakıyordum. Demir gitmişti. Artık burada kalmak istemiyordum. Hiçbir şey yapmak istemiyordum.Odama çıktım ve yatağa attım kendimi. Bir kaç kez Demir aradı . Ağlayıp ağlamadıgımı  kontrol için. O gece hic uyuyamamıştım. Bir kaç kez de Sude abla gelip beni teselli etmişti. Onun dışinda kimseyle konuşmadım.Bundan sonrası benim için daha zordu artık. Ne yapacağım diye düşüncelere dalarken , sabaha karşı uyuya kalmıştım.

Yarina uyanmak istemiyordum. Onsuz bir sabaha uyanmak istemiyordum.

İç İçe AyrılıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin