Toprak:
Onur koşarak yanıma geldi ve Asya'yı kucağına alıp dışarı çıktı. Arkalarından ilerledim;
" Benim arabamla hastaneye gidelim."dedim.
Tamam analamında kafasını salladı.
Birkaç öğrenci müdüre haber vermiş olmalı ki amcam yanımıza geldi ve ne olduğunu sordu. Kriz geçirdiğini ve hastaneye benim götüreceğimi söyleyince bir şey demedi. Yanımıza Hakan hocada bizimle arabaya bindi. Asya arkada başını Onur' un dizlerine koymuş bir şekilde melek gibi yatıyordu.
........................................................................Hastaneye varınca Asya' yı hızlıca odaya aldılar. Annem psikolog olduğu için onun - yani bizim - hastaneye gelmiştik. Bizden biraz sonra diğer arkadaşları ve ailesi geldi. Hepimiz otururken önce annem odaya girdi. Ardından bir hemşire" Uyandı yanına girebilirsiniz." Dedi.
İçeriye girdiğimizde annesi ve bir kız - sanırım Seda - koşarak sarıldılar. Yüzü solgun gözüküyordu. Herkese iyiyim dedikten sonra gözleri gözlerimle buluştu." Teşekkür ederim. " dedi. Önemli değil manasında gülümsedim. Annem" Durumun iyi tatlım ama bugünlük misafirimiz olacaksın tekrar kriz geçirme olasılığına karşı. Ve biz bu arada birazcık sohbet ediceğiz izninizle "dedi. Odadaki herkes yavaça çıkarken annem " Toprak odamdan masanın üzerindeki not defterini getirir misin? " dedi. Onaylayıp odasına doğru gittim. Odaya geri döndüğumde Asya ağlıyordu. Gözümün önüne gelen görüntülerle defteri hızlıca verip dışarıya çıktım. Çıkarken sonduyduğum ise Asya' nın bu kabuslar artık bitcek mi ? Diye sorduğu soruydu. Aklımdakileri unutmak için bahçeye çıktım.........................................................................
Omuzumda hissetiğim elle başımı yan tarafa çevirdim. Onur" Nerlere daldın gittim?"
" Bilmem, durumu nasıl hâlâ ağlıyor mu?"
" Hayır, şimdi daha iyi de sen iyi gözükmüyorsun."
" İyiyim hadi yukarı çıkalım."
" Onu çok seviyorum, o acı çekerken sanki yok oluyorum , onu ağlarken görmeye dayanamıyorum." Dedi ve gözünden bir damla yaş düştü. Ne yani Onur Asya'yı mı seviyordu.
"O beni arkadaşı olarak görsede her kriz geçirdiğinde ölüyorum ama hiçbir şey yapamıyorum. Biliyor musun onu kriz anında Eren dışında kimse sakinleştiremezdi. Sen nasıl başardın?"
" Bilmiyorum. Neden kriz geçiriyor? "
" Başına çok kötü bir olay geldi. 4 ay önce Asya'ya mesajlar falan gelmeye başlamış sonra bize söyledi. Böyle bir adam benim olacaksın güzelim falan diyormuş mesajlarda. Biz ögrenince hiç yalnız bırakmamaya çalıştık ya babası alıyordu okuldan ya bizimke dönüyordu. Ama işte bir gün bizim acil işimiz vardı çıktık okuldan onu babası alacakmış ama toplantısı çıkınca bizimle dönmesini söylemiş. Asya bir şey olmaz diye yanlız dönmeye karar vermiş. Annesi aradı bizi Asya'ya ulaşamdım diye bizde aradık ulaşmadık. O şerefsiz Asya'yı bir köşede sıkıştırmış benimsin güzelim falan diye zırvalamış. Sonra onu kaçırmış. Ve sonra ona zorla...- aklıma gelenlerle Onur'unki gibi bir göz yaşı süzüldü gözümden onunda başına gelmiş olamazdı değil mi? Olamazdı , olmamalıydı. - sahip olmaya çalışmış Asya bayılınca birşey yapmamış. Asya o adamla üç gün geçirdi üç koca gün onu bulduğumuzda ilk giden Eren' di. O adam ona saldırırken bulmuş. Adamı ne adamı ya ŞEREFSİZİ bir güzel benzetmiş işte şimdi hapiste o şerefsiz . Asya o günden beri hep kabus görüyor, birde 3 gün boyunca o sürekli 'güzelim' dediği için her güzelim kelimesini duyduğunda kriz geçiriyor. Böyle işte tıpkı bugün ki gibi" dedi. Aklıma gelen onca şeye rağmen dudaklarımdan " Çok güçlü " kelimeleri oldu. O melekler kadar güzel gülen kız çok güçlü benim olamadığım gibi onun olamadığı gibi. Kaybetiğimin ve kaybettiklerimizin olamadığı gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzelim
Teen FictionBir kelime bir insana neler yaşatabilir. Aynı kaderi yaşayan iki insanın birbirlerine güveni, hayranlığı ve hiç bitmeyecek aşkının hikâyesi... " GÜZELİM "