Bütün kış ders çalışmış olan Fatma sonunda özlemle beklediği yaz tatiline kavuşmuştur ailesiyle birlikte köylerine büyük annesi ve büyük babasının yaşadığı yere gitmişlerdir altın gibi sapsarı olan buğday tarlalarının içinden geçerek köye ulaşmışlardır akşam karanlığında köye giden Fatma ve ailesi büyük annesinin hazırlamış olduğu o müthiş yemeklerini yemişler çardakta közde demlenmiş mis gibi memleket kokan çaylarını yudumluyorlarmış aylarca uzakta kalmanın vermiş olduğu hasretleri gece yarısına kadar sohbet ederek çıkartmışlardı yerde serilen yer yataklarında mis gibi bir uyku çekmişlerdi sabah olduğunda Fatma kahvaltısının ardından şehrin beton duvarlarından uzak her yerin yemyeşil araba seslerinin değil çocuk kahkahalarının çınladığı köy meydanına koşarak gitmişti köy meydanına çocuklar oyun oynuyorlardı Fatma da bir hevesle yanlarına gelmişti ama hiç ummadığı bir şeyle karşılaştı köydeki çocuklar bir kediyle alay ediyorlardı tonton ismindeki bu kedi şişman mı şişman beyaz renkli dünyalar tatlısı bir kediydi Fatma çok üzülerek kediyi ellerinden aldı onu evlerine getirdi onu yıkadı temizledi ona elbiseler giydirdi onu besledi sevdi tonton da Fatma'nın ona verdiği değeri anlamış gibi hiç yanından ayrılmadı günler tonton ve Fatma'nın oyunlarıyla bir bir geçerken artık yaz tatili bitmiş eve dönüş başlamıştı Fatma çardakta son kez bir şekerleme yaptığı esnada tarlalardan gelen bir yılan sinsi sinsi yanına yaklaşıyordu bunu fark eden tonton kilosuna ve tembelliğine bakmadan bir yıldırım gibi yılanın üzerine atladı hem kedinin büyüklüğünden hem de cesaretinden korkan yılan can havliyle geldiği tarlalara doğru kaçtı olayı gören Fatma hayvanda olsa birini sevmenin ne kadar değerli olduğunu öğrendi ve tontonu da yanına alarak şehirdeki evlerine döndü ve bir ömür boyu asla tontonu yanından ayırmadı.