YALNIZCA BİR BÖLÜMDEN OLUŞAN HİKAYEMİN BİRİNCİ BÖLÜMÜ
Uyandığımda,kendimi çok yalnız hissediyordum çünkü evde kimse yoktu.Eğer diğer ergen erkekler gibi beynim iki bacak arasındaki aletime çalışmış olsaydı eve sevgili atabilirdim fakat başta da söylediğim gibi "kendimi çok yalnız hissediyordum". Hatta bir ara yalnızlıktan ölüyorum sandım.
Yavaşça doğruldum yatağımdan fakat o kadar üşendim ki kalkmaya tarlası yanmış köylü gibi oturdum yatağımın üzerine.Laptop'ı kucağıma alıp biraz takılayım derken "TANIYOR OLABİLECEĞİNİZ KİŞİLER" bölümünde dikkatimi çeken bir kız gördüm.
Profiline girdim çirkin bir şeydi fakat yazdığı şeyler hoşuma gitmişti (fotoğraf açıklamaları yorumlar vs.) Demek ki neymiş;dış görünüşü kötü olanların mutlaka içinde iyi bir şeyler yatıyormuş.
Şahsen dış görünüşüm azıcık bile insanı andırmadığından fake hesap açmıştım ve yaklaşık bir senedir onu kullanıyordum.O kıza mesaj attım "gerçek fotoğrafınla gelseydin daha çok değerin olabilirdi" dedi.Diğer kızlar gibi yakışıklılığa aldanan ve gevşek tiplerden değildi bu kız.
İnsanlar kolay elde ettiği şeylerin değerini bilmezler.O da bunu biliyordu sanırım o yüzden zorluydu.Hastalığımın ilerlediği günlerde (ölüme yaklaştığım her saniye) hiç görmediğim bir kızın zekasına aşık olmuştum.Tıpkı Duman'ın dediği gibi "Öylesine yılana sarılmışım"...
Aradan tam bir yıl geçnişti.Zaten toplasan en fazla 2 yıl vaktim kalmıştı.1 yıl falan hikeye bir 5 dakika benim olsa yine yeterdi bana.O bir yıl içince bir an olsun aklımdan çıkmamıştı.Canımı istese verirdim onun için iyiki istememiş.
Ona gerçek beni göstermeye hazırdım çünkü vaktim azalıyordu hayalimi gerçekleştirmeden ölmemeliydim.Her ne kadar mesafeler olsada onun bana ait olduğunu bilmek ömrümü bir yıl daha uzatacaktı biliyordum.Derken ona mesaj attım;
"Merhaba" dedim.
"Mereba" dedi.
Hayır yanlış filan yazmadım.Merhaba demedir meraba dedi gözünü sevdiğim.
"Beni hatırladın mı ? Sahte bir hesapla gelmiştim bana 'kendi fotoğrafınla gelseydin daha çok değerin olurdu' demiştin" dedim.
"Hayır hatırlayamadım" dedi.
İşte istediğimde tam olarak buydu;hatırlamaması.
"İsmin Eda mı ?" dedim
"Evet" dedi şaşkınlıkla
"Benimde sevgilimin adı Eda fakat henüz tanışmadık aslında yeni tanıştık ve hatta beni tersleyip duruyor" dedim.
Hoşuna gitti tabii.Kimin gitmez ki ?
Böylelikle tanışmış olduk ve onun Sibirya Kurdu'nu sevdiğini,Twilight'ı 25445667348676 kere izlese bile bıkmayacağını,Kristen Stewart'ın idolü olduğunu,Francisco Lachowski'nun tipine değilde babalığına hayran kaldığını ve en sevdiği şarkının Sia - Chandelier olduğunu öğrendim.
Ona sürprizler yaptım her saat ve dakika aynı olduğunda ekran görüntüsü çekip ona attım.Çünkü ekranda hep onun gülümseyen masum yüzü vardı.
O da beni tanıdı böylelikle.İnsanların dış görünüşünü önemsemeyen biriydi.Arkadaşı tarafından ihanete uğradığı için;
"Ben çok yufka yürekliyim,gerçi yufka yürekli oldumda ne oldu kol böreği yapıp bana geri soktular" dedi.
Bu yüzden o benim "YUFKA YÜREKLİM KOL BÖREKLİM" di.
Kendimden bahsederken annemin daha ben doğmadan öldüğünü söyledim sonra ansızın "neden bana çıkma teklifi etmiyorsun?" dedi.Sonrasını hatırlamıyorum o derece.
O artık benimdi.Ve hep benim olarak kalacaktı istersen yerin yedi kat altında ölmüş olayım onun vücudu ve ruhu her zaman kalbimde olacaktı.Ki zaten böyle olacak ben öleceğim ve o da benim kalbimde yaşayacak.Ama onun yaptığı her şeyi bileceğim.O her başkasına gülümsediğinde kalbim sızlayacak,o her ağladığında öpmek isteyeceğim onu en masum gözyaşlarından ve onun her canı yandığında öldürme arzusu dolacak çürümüş vücudum.
AYLAR SONRA
Bir gün,yalnız bir mezarlığaiyalnız bir kız geldi.Dua için gökyüzüne açılan elleri,dua bitince yanındaki çantaya uzandı.Çantasının içinden bir telefon çıkardı o eller.Mezarın üstüne bıraktı yavaşça telefonu.Sonra yavaş yavaş okşadı telefonu parmaklarıyla.Telefonun ekranında delikanlının fotoğrafı vardı ve saat 13:13'ü gösteriyordu.