———
Düşüncelerden nasıl kurtulur insan? Susturmanın bir yolu var mı?
İnsan ancak öldüğü zaman susar düşünceler. En sessizinden tut en çok konuşanına kadar herkes içinden konuşur.
Ama çoğu zaman susturmayı diliyoruz. En çok da, aklımıza düşmesini istemediğimiz şeyler oraya takılıp kaldığında. Sus demek faydasız. Ya da düşünceleri başka şeylere yönlendirmek.
Bu yüzden aklınıza ne takılıyorsa üstüne gidin.
Çünkü insan yaptıklarından çok yapmadıkları için pişmanlık duyar.
———
13.06.2011
(18.32)Bir köşede Ronaldo ve Messi kim olacak tartışmasını bırakıp futbol oynayan çocuklar, bir köşede fısır fısır konuşanlar, bir köşede de yalnız takılanlar. Yurdun bahçesi tam olarak böyle bir görüntü içindeydi. Yaz tatilinin başlaması şimdilik çocukları sevince boğmuştu ama Renan gibi az biraz karamsar çocuklar bu sevincin uzun sürmeyeceğini biliyordu. Koca bir yazın sadece yurt bahçesinde geçirilmesi bir süre sonra hepsini sıkacaktı. İşte o zaman televizyonlardan gördükleri çocuklara daha çok özeneceklerdi. En azından devlet çocuk esirgeme yurtlarını genellikle şehir içlerinde yapmadığından kendi yaşlarındaki çocukların annelerinin babalarının elini tutup dışarıda özgürce dolaştığını görmüyorlardı.
Renan da yalnız takılanlar grubundaydı. Bir bankta tek başına oturuyordu. Selim'e sessiz dediği zamanlar çoktan geçmiş, kıvırcık saçlı çocuk ondan daha sosyal olmaya başlamıştı. Hatta az önceki tartışmada Messi olmasını herkese kabul ettirmiş ve hakkını vererek oyununu oynuyordu. Renan da bir abi edasıyla gururla izliyordu onu.
Biraz uzağındaki bankta oturan Ali ise her zamanki gibi yanına Cihan ve Mustafa'yı da almış hararetle konuşuyordu. Bir şeyler tartıştıkları belliydi. Çok büyük ihtimalle de kime ne kötülük yapacaklarını ya da yine hangi türde disiplin cezası alacaklarını konuşuyorlardı. O tarafa baktığında Mustafa'nın bedeni yüzünden Ali'yi göremeyince gözünü devirip önüne döndü Renan. Bu aralar onu fazlaca gözlemlediğinden karakteri hakkında bir sürü kanıya varmıştı.
Ali aslında kötü falan değildi. Sadece sevilmeye ihtiyacı vardı ve bunu kimseden göremeyince de hırçınlaşıyordu. Yanında sadece Cihan ve Mustafa'nın olması, onlarında kötülükten ayrı bir zevk duyması onu bu tür uğraşlara itiyordu.
Kimse onu sevmemişti. Çocuklar ondan nefret ediyor ama korkularından bunu dile getiremiyorlardı. Sahte bir saygıyla yaklaşıyorlardı ona. Zaten etrafı yalanlarla dolu bir çocuğun normal olmasını beklemek hataydı.
Adı üstünde çocuk. Sadece on dört yaşındaydı. Renandan iki yaş büyük.
Biri yalnızlığının acısını insanlardan çıkarıyor, biri yalnızlığını insanlardan uzaklaşarak gideriyordu.
Biri Aliydi, diğeri Renan.Renan ne zaman onu izlese hüngür hüngür ağlama isteğiyle doluyordu. En çok, onu sevmek istiyordu. Kocaman sarılıp dört bir yanını sevgiye bulamak istiyordu. Ama bu isteği en çok da Ali tarafından baltalanmıştı.
Yaşadıkları güzel anları yok sayarcasına yüzüne bile bakmıyordu Renan'ın.
Renan ise bir sürü kötü anının üstüne gelen iki güzel anıyı özlüyordu.Özlüyordu özlemesine de eli kolu bağlıydı. Ne Gidip Ali'yle konuşacak cesarete sahipti ne de onun tarafından reddedildiğinde ayakta duracak güce.
Güçsüz karakteri burada onu her şeyden daha çok zorluyordu. Ali'nin gelip onunla konuşmayacağına adı kadar emindi. Tanımıştı onu. Eğer bir kere bile onun tarafından göz hapsine alınmadıysa önemsenmiyor demekti. Can sıkıntısını giderdiği bir araçtı Renan onun için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmuru En Çok Kim Sever?
Short StoryMesajlaşmak hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. boyxboy