✿1✿

1.3K 44 12
                                    

1 saat önce

''Anne, bana tezgahta ki cipsi getirir misin gelirken?'' diyerek mutfakta bulaşıkları yerleştiren anneme bağırdım. Annemin sevgilisi salonda oturmuş televizyon izlerken bende öbür köşede ki koltukta telefonum ile uğraşıyordum.

Mecburen bu hoşlanmadığım adamın bulunduğu ortamda otururken , annem mutfağı toplamaya gitti ve bana burda oturmamı söyledi. Bu adamla arkadaş olup , iyi anlaşmamı istiyormuş. Sanki bu mümkünmüş gibi.

"Kalk git sen alsana , anneni yorma.'' diyerek araya girdi adını düşünmekten bile iğrendiğim adam. İlk kez benim lafıma böyle karıştığını duyunca şaşırmış olsam da bu lafı nedense beni daha çok sinirlendirmişti.

''Annem mutfakta zaten , hem sen ne karışıyorsun?'' Kendimi tutamayarak cevap verdim. Adamın zaten benim evimde sanki kendi eviymiş gibi yayılarak oturması yetmezmiş gibi, birde annemle benim arama girmeye çalışıyordu.

''Ben anne--'' O daha sözünü tamamlayamadan annem içeriye girdi ve bana bir bakış attı. Konuyu zaten biliyormuş gibi bana kafasını sallayarak yukarıyı işaret etti.

''Tessa, odana çık. Cezalısın. Bilgisayar açılmayacak.'' diyerek sevgilisinin yanına gitti ve yanağını öptü. İğrenmiş bir şekilde gözlerimi devirerek içimi çektim ve ayağa kalktım. İçimden kendime dedemin sözlerini tekrar edip duruyordum. 'Annene karşılık verme , sabret. Okulun bittikten sonra yanıma geliceksin.' Onunla yaşamayı ve bu stresli hayattan kurtulmayı her şeyden çok istiyordum ama görünüşe göre kaderin benim için başka planları vardı.

Ben tam kapıdan çıkarken , duymaktan tiksindiğim adamın sesi yükseldi. ''Bana cevap vermemeliydin, leptopsuz kalınca aklın başına gelir belki.'' diyerek güldü. Bu lafı bardağı taşıran son damla olmuştu. Ayrıca annemin orda durmuş öylece izlemesi ise ayrı bir konuydu.

''Sen neden siktir olup gitmiyorsun? Bu evde istenmiyorsun ve hala yüzsüz gibi geri geliyorsun. Defol git ve sakın bir daha bana karışmaya kalkma yoksa sonu kötü olur.'' diyerek sırtımı doğrulttum ve aklıma geleni söyledim. Boşuna babamın kızı değildim ben , elalemin adamının baskısı altında ezilmeye tahammül edemezdim. O benim için kimseydi, bana patronluk taslayamazdı.

O cevap vermeden annem araya girdi ve böylelikle sonu gelmeyen bir kavga başladı. Odama çıkmalıydım. O işe yaramaz , ciğeri beş para etmez adamın sözlerini takmamalı ve kendi dünyam da sessizce yaşamaya devam etmeliydim ama yapmadım işte. Bunun yerine annem adamın yanından kalktığı gibi yanıma geldi ve beni dışarı attı.

Yapacak bir şey yoktu. Ne dedeme, ne de babama ulaşabilirdim. Arkadaşımın evine gitsem, onda kalmama izin verirdi ama ona açıklama yapmak zorunda kalırdım. Zorunlu olmak istemiyordum ben artık. Annemin bana gurur kırıcı laflar etmesini dinlemeye ve sevgilisinin kendini bir şey sanıp evin etrafında gezmesini izlemeye zorunlu kalmak istemiyordum.

Bir yandan da okulumu düşünüyordum. Sokakta kaldığıma göre iki gün sonra okula nasıl gidecektim? Kafam çok karışıktı ve gözyaşlarım usulca süzülüyordu. Ingiltere'nin yağmurları bugün beni düşünüp yağmıyordu belki de ama bu her zaman için geçerli değildi. Dışarılar tehlikeli , sokaklar karanlık , insanlar yabancı ve güvenilmezdi. Peki bana ne olucaktı?

Benim kurtarıcım kim olucaktı?

---------------------------------------------

2 gün önce

Her zaman ki gibi hava karanlık , ay hala gökyüzünde ve ben okula doğru yürüyorum.Hergün gördüğüm aynı yüzleri bugün tekrar görmeye gidiyorum. Sıkıcı biliyorum. Kim okulu sever ki? Ben kesinlikle sevmiyorum ama gitmek için can atıyorum çünkü evde annem ve sevgilisi ile kalmaktan iyidir. Kısacası okul benim için rahatça bir nefes alabildiğim sayılı yerlerden biri.

Save Me From The DarknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin