Selamar! Çarşamba yeni bölümüyle karşınızdayım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar !
"Tahir abi Tahir abii"
Kulaklarda çınlayan ses yiğit'e aitti. Bahçede yürüyen adamı görmüş ona doğru koşturmuştu. Tahir de çocuğu kucağına aldı.
"bir şey mi istedun aslanım" dedi.
Çocuk biraz kıvrandı, bir şey istemekten çekinmişti o hep. Şimdi de böyle oluyordu.
"ııı, şeyy aslında... tuna dedi ki sizin kocaamaann tekneleriniz varmış. Ona gidebilir miyiz? Ben çok merak ettim" dedi çekine çekine.
"Oyy, sen istersin de Tahir abin götürmez mi seni. Tabi gidelum. Hem siz de bir deniz havası almış olursunuz" dedi ve kucağından indirdi çocuğu. Yiğit "heyyoo" nidaları atarak koşturuyordu.
Bu sırada nefes mutfağa tepsiyi bırakıp dışarı çıkmıştı ki oğlunun çığlıklarını duydu.
"annecim ne oldu, ne bu neşe?" diye sordu oğluna. Yiğit nefes nefese
"anneee, Tahir abim. beni kocaamaaann (eliyle gösteriyordu) teknesine götürüyor bugün" dedi ve annesinin kollarından sıyrıldı. Koşarak içeri girdi.
O sırada nefes sinirlenmişti. Karşıdan gelen tahire doğru topuklarını vura vura yürüyordu.
"sen, sen benim oğlumun her istediğini yapıcak mısın böyle?"
Kadının siniri tahirin hoşuna gitmişti. Sırıttı.
"evet" dedi.
"pardon? Sen neden bana sormadan oğlumun istediği şeylere evet diyorsun? Ne sıfatla?"
"Tahir abi konteyjanı diyelim"
"yeter Tahir. şakanın sırası değil, gitmiyor benim oğlum."
"tamam nefes, oğlun gitmiyor zaten sen de geliyorsun hep beraber gidiyoruz"
"ne? Ben gelmiyorum hiçbir yere"
Tahir tam ağzını açmaya hazırlanmıştı ki yiğit arkadan bağırdı.
"anneeee! Tahir abiii! Hadi ama gitmiyor muyuz?"
Tahirin hoşuna gitmişti.
"heh, duydun çocuğu. Haydi hazırlan da gidelum. Ne riv riv ettun be arkadaş"
Nefes biraz daha konuşmaya devam etti. Sonunda gitmeyi kabul ederek hazırlandı. Arabaya bindiler, geminin yolunu tuttular. Geldiklerinde ise önce yiğit tahirle beraber tüm gemiyi gezdi o sırada nefes de biraz sessizlikte kafa dinliyordu. En sonunda Tahir kucağında uyuyan bir yiğitle döndü nefesin yanına.
"yaaa, uyudu mu bitanem. Nereye yatıralım acaba?" dedi nefes.
Tahir sessizce "gel bu taraftan" dedi ve gidip yiğiti yatırdı. Sonra örttü çocuğun üstünü. Alnından öptü, saçlarını okşadı. Bu çocuğu sevmeye başlamıştı.
*
"fesuphanallah, kızım anlamıyorsun galiba uyudu işte çocuk biz de biraz takılalım burada akşama dönersiniz eve" diyerek nefesi teknede biraz daha kalmaya ikna etmeye çalışıyordu Tahir.
"hayır Tahir, yeterince emrivaki yaptın. Daha fazla istemez. Ben yiğiti alıp gideyim"
"pardon neyla gidecesun? Yürüyecesun koca sürmeneyi? Ehilyetin var mıydı senin?"
"ne ehliyeti be adam. Yanımda kimliğim bile yok benim" dedi nefes.
"o anlamda mı deduk. Araba sürmeyi biliyı mısın onu sorayrum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şüphe•NefTah
Fanfico gözler ki vahşidir yangın kızıllıklarıyla korkunç kanlı bir sevdayı çoğullaştırır karanlık kirpikleri göz değildirler bir namludan fırlamış mermi çekirdekleri o gözler ki çakmaktaki alev zehirli hançerlerdeki uç yakut bir avize gibi yalnızlığımızd...