Siz Hepiniz Ben Türk

5.7K 286 8
                                    

Ayla

Yoğun ateş altındaydım teröristler  dört bir taraftan etrafımı sarmış durumdaydılar.

Nerdeyse 2 gündür dağ başındaydım yine de içimde bir korku yoktu sonuçta bizler bu yola bu vatan için canımızı seve seve vermek için çıktık.

Bileğimdeki kelepçe varlığını belli ediyormuş gibi bileğimi keserken dağın diğer ucundan teröristlerin ele başları olduğunu düşündüğüm şeref yoksununun sesi yankılandı.

"Asker pes et artık burdan leşin çıkacak sonuçta,"

Yüzümde bir gülümseme oluştu.

"En azından ben canımı canım gibi sevdiğim vatanım için feda edeceğim," diye karşılık verdim.

2 Gün Önce

Operasyon sorunsuz bir şekilde hallolmuştu. Faruk denen adamı ele geçirmiştik. Karargahta sorguya aldık. Tahmin edileceği gibi tek bir kelime bile etmedi.

"Komutanım anneniz arıyor,"

Düşüncelerimin içinde boğuşurken bana seslenen bir askerin sesi ile kendime geldim.

Annem neden karargahı aradı bir anlam veremesem de hemen gittim telefonun başına.

"Annem," dedim. Bir süre telefonun diğer tarafından sadece kesik kesik nefes sesleri geldi.

"Anne iyi misin sen?" Bir an kalbimin kan pompalamadığını hissettim.

"Kızım babanı kaçırdılar," sanki kanser yavaş yavaş vücuduma yayılıyordu.

"Ne?"

Tek bir cümle çıktı ağzımdan. "Ne?" İçinde  birçok anlam barındıran bir soru cümlesi.

Elimden telefon düştü ne ara kendimi dışarıya attığımı anlamayacak kadar Dünya ile bağlantımı kaybetmiş durumdaydım.

######

Karargahtan ne ara çıktım eve ne zaman geldim? Gerçekten bilmiyordum annem karşımdan bir sağa bir sola gidip duruyor bir yandan da olanları anlatırken ifadesiz bir şekilde annemi dinliyordum.

"Kerime Hanım oturmaya gelecekti. Kapı çalınca Kerime Hanım'ın geldiğini düşünüp kapıyı direkt açtım ama karşımda görünüşte seyyar satıcıya benzeyen iki kişi vardı. Önce kapıyı yüzlerine kapatmayı düşündüm." Annem derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmasına devam etti.

"Ama adamlardan biri aklımdan geçenleri anlamış olacak ki bir anda başıma silahı dayayıp beni itekledi dengemi sağlayamadım yere düştüm. Adamlar da fırsattan istifade edip damdan düşer gibi eve girdiler. Baban ile boğuşdular sonra adamların biri silahın arka kısmı ile babanın başına vurdular."

Sinir hücrelerim  elektrik akımına kapılmış gibi titremeye başladı. Annem ağlamaya başladı sanki yaşanan olayları tekrar yaşıyormuş gibi bir hali vardı.

"Daha sonra babanı götürdüler gitmeden önce bu kağıdı elime tutuştular." Annem elindeki kağıdı elime verdi.

"Yüzbaşı sende bize ait bir şey var bugün akşam saat 18:00'de Seymenler'de ol. Yanlış birşey yaparsan baban cehenneme gider," kağıdı buruşturup bilinmezliğe doğru fırlattım.
Annemin yanına gittim ellerinden tuttum.

"Üzülme anne babamı sana sağ salim getireceğim. Yüzbaşı sözü."

Saate baktığımda saattin 17:00 olduğunu gördüm tam tamına 1 saattim vardı.
Ve ben bu adamların benden ne istediklerini bilmiyordum. Kaybedecek bir saniyem bile yoktu.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin