"Bazı anlar vardır zaman dışarda ,dünya dışarda. Sanki kendimizi dünyaya kapatmışız gibi. Sanki bütün kötü anılarım silinmiş sadece sen varmışsın gibi.."
"Bir gün sana doğru yola çıktım hava karlıymış , buzluymuş. Yürümeye başladım. Sadece gelip san...
Günler Faraha düşman olmuşcasına öyle birbirini kovalıyordu ki Farah çoktan hamileliğinin 7.ayına gelmişti. Artık hareketleri çok kısıtlanmıştı en ufak bir hareket kalp atışını etkiliyordu. Hazer ise her şeyden habersizdi. Oğlunu kucağına alacağı günü bekliyordu, bilmiyordu oğlunu kucağına aldığı gün karısını kaybedeceğini.
Farah , Hazerin ona yeni aldığı hamile elbisesini giyip bahçede onu bekleyen kocasının yanına indi. Bugün doktora bebeklerini görmeye gideceklerdi. Merdivenlerde Asiyeyle karşılaşan Farah , ona burukça gülümsedi.
-Farah ne zaman söyleyeceksin be kızım, ne zaman ?
-Şu mutluluğuna bak Asiye abla çocuğumuz olacağı için çok mutlu ben şimdi nasıl diyeyim ona , Hazer oğlun doğacak ama ben öleceğim diye nasıl ?
-Rabbim şu fedekarlığının yüzü suyu hürmetine seni bebene bağışlasın.
-Amin abla, Rabbimin elbet bir bildiği var.
-Hadi bekletme Hazeri.
Farah , arabada onu bekleyen kocasının yanına oturdu. Bütün yol boyunca Hazerin oğlu için bulduğu isimleri söylemesini gülerek dinledi. Söylediği bir isimde karar kıldı Farah ; "Cesur"
-Cesur olsun , oğlumuzun adı.
-Adı gibi cesur bir oğlumuz olcak ,inşallah.
-Cesur olsun, hiçbir şeyden korkmasın.
Farah aklında ki düşüncelerle doktorun odasına ne zaman geldiklerini anlamamıştı bile. Doktoruyla selamlaştıktan sonra ultrasonun yanında ki sedyeye uzandı. Küçük meleğini yine göreceği için çok heyecenlıydı.
Farah da Hazer de heyecanla kafalarını ekrana çevirdiler.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Farahın yaşları süzülmüştü gözünden. İçinden hiç susturmadığı duaları tekrarladı; "Allahım nolur evladımı bir kez olsun görmeden alma canımı."
Bebeklerinin iyi olduğunu öğrendikten sonra Farahın içini huzur kapladı. Konağa döndüklerinde herkese bir bir anlattı oğlunun ne kadar güçlü, sağlıklı olduğunu.
Oturduğu sedirde akşam yemeği hazırlıklarını izledi, Hazerin de kapıda görünmesiyle mutlulukla parladı gözleri. Karnını tutarak yanına gitti, ceketini aldı.
-Hoşgeldin sevgilim.
-Hoşbuldum bahar gözlüm
Hazer , Farahın elini tutup avluda ki masaya doğru yürüdüler. Tüm Şaadoğlu ailesi masadaydı Boranı bekliyorlardı. Kapı çaldığında Boranın gelmesi beklenmişti ama içeri giren 30 'lu yaşlarda güzel esmer bir kadındı.
