60

806 64 13
                                    

Tükenmişlik, acı, ve hiç olmadığı kadar mutsuzluk.
Neredeyse günlerdir, saydığım şeylerle mücadele etmeye çalışıyordum. Artık omuzlarıma binen yük daha da artıyordu ve her geçen gün beni boğuyordu adeta. Artık nefes alamıyor, gibi hissediyordum. Yaşamak için bir sebebim yoktu, sanki artık mutlulukla yaşamıyordum hep bir hüzün vardı içimde. Aynı ailemin öldüğü zaman gibi. Yoongi hayatıma girdikten sonra tekrar, o yaşama dönmem sanıyordum fakat işler planladığım gibi gitmemişti. Yoongi'yi kendi ellerimle hayatımdan çıkarmak zorunda kalmıştım.
En kötüsü onsuzluk, onsuz olmak beni iyice hırçınlaştırmıştı, ne yaptığını bilemez halde sürekli kendime zarar veriyordum. Kendime sahip çıkamıyordum, kalbim daha fazla dayanamıyordu. Onsuzluk, her geçen gün daha da acıtıyordu.
Onu, öyle çok özlüyordum ki.
Ara sıra doktora gidiyordum, her şeyin yolunda gittiğini öğrenip mutlu olmaya çalışsam da maalesef olmuyordu.
Yoongi ile en son, ailemin yanına gittiğim gün görüşmüştük. Beni takip etmişti. Bana sıkıca sarılmış, öyle güzel öpmüştü ki o anları aklımdan atamıyordum. Öyle çok ihtiyacım vardı ki ona.

Yoongi'den
Kafamı günlerdir uğraştığım şarkı sözleri için hazırladığım kağıttan kaldırdım ve donuk gözlerle yere bakmaya başladım.
Uykulu gözlerimi ovuştururken, aynı zamanda derince esniyordum.
Günlerdir gözüme, bir gram uyku girmemişti. Her geçen gün durumum, daha kötüye gidiyordu. Tek başımaydım.
Gözlerimi birkaç kez açıp kapattım ve Kendime gelmeye çalıştım. Onu görmemek bana büyük bir acı veriyordu. Birkaç gün öncesine kadar evine gidip ona bakmakla meşguldüm. Ama artık bundan vazgeçmiştim resmen bitmiştik. Ne denir bilmiyordum ama, bizim parçalayan bir şey olmuştu. Eun Hee'nin kendi isteğiyle benden ayrılmadığını, biliyordum. Biz o kadar mutluyken, birbirimizi o kadar seviyorken asla bile bile birbirimizden ayrılmazdık illaki altında bir iş vardı, olmak zorundaydı.
Ve ben bu işin peşini bırakmayıp illaki bunun ne olduğunu anlayıp her şeyi çözüme kavuşturacaktım. Bu iş burada bitmeyecek de aşkım için savaşmaya devam edecektim
Her ne olursa, olsun.
-
Evden çıktım ve arabama binip, Eun Hee'nin evine doğru sürdüm. Onunla konuşmam gerekiyordu.
Bir süre sonra evin önüne geldiğimde arabadan hızlıca indim. Onu öyle çok özlemiştim ki yerinde duramıyordum onu görme düşüncesi bile beni mutlu ediyordu.
Hızlı bir şekilde apartmanın içine girip aynı şekilde, kapısına varıp zili çalmıştım.
Kapı açılmadığında endişelenerek, bir kaç kez daha zili çaldım.
Bir süre sonra karşımda uykulu bir Eun Hee görmemle gülümsedim.
"Selam."
"M-merhaba." Dediğinde şaşırmış olduğunu görebiliyordum.
"İçeri girebilir miyim?"
Başını salladı ve beni içeri aldı. Ev fazlasıyla dağınıktı.

"Eve, ne oldu?"

"Hiç birşey."

"Sen iyi misin?" Dediğimde ona yaklaşıp, yanağını usulca okşamaya başladım. Bu haraketim ile gerildi ve, bir adım geri gitti. Vazgeçmyip, yanağını sevmeye devam ettim.
"Neden geldin?" Diye sorduğunda gözüm, tamamen dökülmüş saçlarına takıldı.
"Seni özledim."

"Artık, beraber değiliz."

"Farkındayım, ama kendime sahip çıkamıyorum. Üzgünüm."

Dedim ve ona bir kaç adım yaklaşıp, başına uzun bir öpücük bıraktım. Saçları, tamamen gitmişti. Ellerimle başını okşarken, bir şeyler mırıldanıyordu.

"Çok çirkinim, öyle değil mi?" Diye sorduğunda, hızlıca ona baktım. Aynı zamanda, ellerimle yüzünü avuçlamıştım.

"Sen o kadar güzelsin ki, farkında bile değilsin."

Gülümseyerek bana bakıyordu. Bakışlarında ki, özlemi rahatça görüyordum.

"Beni özledin mi?" Diye sorduğumda, gülen yüzü bir an düştü.

"Özlesem ne fark edecek, Yoongi?"

"Ayrıldık, değil mi?"

"Evet." Derken yüzüne ifadesiz bir hava katmaya çalıştı.

"Sensiz yapamıyorum, Eun Hee. Zorlanıyorum, anlasana."

"Üzgünüm, yapacağım bir şey yok."

"Sen de aynı şeyleri hissetmiyor gibi konuşma, yalvarırım."

"Aynı şeyleri hissettiğimi kim söyledi?"

"Eun Hee, lütfen bunu yapma. Gerçekten dayanamıyorum."

"Yoongi, git." Derken aynı zamanda eliyle kapıyı gösterdi.
Derin bir nefes aldım, pes etmeyecektim.

"Hayır gitmiyorum. Her şey çözüme kavuşana kadar buradayım. Seninle, huzuru tadabildiğim tek yerde."
Dediğimde, gülümsediğini fark etmiştim.

"Yoongi, bitti." Derken gülen yüzüne sinirli bir ifade kattı.

"Bitmedi. Biz bu kadar kolay, bitemeyiz!"

"Özür dilerim." Dediğinde başımı salladım.

"Ama buna gerek yok. Sadece yanımda olmana ihtiyacım var."

"Bundan vazgeç."

"Saçmalıyorsun, asla bizden vazgeçmem."

"Yapacağım bir şey yok, Yoongi."

"Yapacağın çok şey var. Bana her şeyi anlat, şu lanet duruma neden düştüğümüzü mesela."

"Bunu ben i-istedim, anlatacak bir şey yok."
Dedi ve yatak odasına doğru ilerlemeye başladı. Derin bir nefes alarak onu kolundan tuttum ve kendime çektim.
Burunlarımız neredeyse birbirine değiyordu. Beni mayıştıran kokusu, burnuma geldiğinde gülümsememe engel olamadım.
Onunda tebessüm ettiğini görünce, tekrar güldüm.
Başını okşarken, konuştum.
"Kokunu öyle çok seviyorum ki." Eğilip, dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Dudaklarım onunkilerin üzerindeyken konuşmaya devam ettim.
"Beni büyülüyorsun."
Altdudağını hafifçe dişlediğimde, derin bir nefes aldı.
"Öyle güzelsin ki, sadece sana yıllar boyu bakabilirim." Dedim ve bu sefer dudaklarımızı uzunca bir öpücükle birleştirdim.
Onu sertçe öpmemeye özen göstersem de, ona olan özlemim buna engel oluyordu.
Elimi beline attım ve onu biraz daha, kendime çektim. Dudaklarım hiç durmadan onu öpmekle meşguldü.
Geri çekildiğimde, nefes nefese kalmıştık.
"Bana, hayat veriyorsun." Dedim ve dudaklarımı çenesine doğru indirdim.
"Seni seviyorum." Dediğimde belinde ki elim, orayı daha sıkı kavradı.
"Sana doyamıyorum." Diye itiraf ettiğimde ise, derin bir nefes vermişti.
"Sen benimsin, ve bu asla değişmeyecek." Dedim ve bu sefer boynunu hafif ısırıklarla öpmeye başladım.
"Yaşama sebebim sensin, asla sensiz olamam. Hayatımdaki en ama en güzel şey sensin."
Burnumu çenesine sürttüm.

"Yoongi, dur." Derken Eun Hee, nefes nefese kalmıştı.
"Ne oldu?" Diye sorduğumda, derin bir nefes aldı.
"S-seni seviyorum." Dediğinde, yüzümü öyle büyük bir gülümseme kaplamıştı ki, dayanamadım ve bağırarak;
"Bunu istiyordum!" Diye bağırdım. Oysa, gülüyordu.
Dudaklarına yaklaşıp, oraya tekrar uzunca öpücükler bırakmaya başladım. Islak öpücüklerimin, ardında gülüyordu. Aynı zamanda derin nefesler veriyordu.
"Eun Hee, sana söz veriyorum. Her şey düzelecek." Dediğimde, güldü.
"Sana güveniyorum."
"Eskisinden daha mutlu olacağız."
"İnanıyorum."
"İnan sevgilim, yarım kalmış hikayemize devam edeceğiz."
"Her ne olursa olsun." dediğinde başımı evet anlamında salladım.

"Her ne olursa olsun, Eun Hee."

First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin