Aile önemli

139 15 3
                                    

Hoşgeldiniz❤️
İyi okumalar diliyorum
O zaman başlasın 🎬 🙆🏽

👉🏼 -Derya'nın bakış açısı-

Hepimizin ağzı şaşkınlıktan açık kalmıştı, bir birimize bakıyorduk. Fatih bir anda "Bunu bize nasıl yaparsın?!" diye bağırınca herkes ona baktı ve kendisi durmadan hemen devam etti "Yani ölü sandığım annem meğer yaşıyormuş! Ve bu dayanılmaz acıyla, bir hiç uğruna yaşadığım yetmiyormuş gibi, Can benim öz kardeşim öyle mi?!"

Erdem bey "Aynen öyle, annen gördüğün gibi yaşıyor ve Can senin öz kardeşin olabilir, ama artık Yavuz da sizin kardeşiniz, oda benim oğlum." diye yüzsüz yüzsüz konuştu. Yavuz birden araya girdi "Ben senin oğlun falan değilim! Senin gibi bir herif babam olamaz benim!" diye bağırdı. Fazilet Teyzenin gözleri çoktan dolmuştu. Erdem bey kaşlarını çatıp, kızgın bakıyordu. Bu seferde Can "Senin gibi baba olmaz olsun!" diye bağırdı.
Hepsi babalarından nefret ediyordu, gerçi ben yerlerinde olsam, bende ederdim.
Ordan oraya bakmaktan başım dönmüştü.
Resmen olaydan olaya atlıyorduk.
Fatihin yüzü kıp kırmızıydı, elleri sinirden titriyordu, bir anda öfkeyle kalktı, aslında Erdem beyin adamı olduğu için sandalyeye bağlı değildi. "Yeter! Bugün burda bu saçmalık bitecek!" diye bağırıp, silahını çıkartıp babasına dayadı. Erdem beyin gözleri birden açıldı, bu hareketi oğlundan beklemiyordu.
"Oğlum napıyorsun?! İndir şunu!" diye bağırmaya başladı. Fatih daha demin kalktığı sandalyeyi göstererek "Otur şuraya!" diye emir verdi. Başta Erdem beyin silahı yok mu diye düşündüm, ama ya genelde adamları hep yanında diye taşımaya gerek duymuyordu, yada karşısında ki oğlu olduğu için çıkartmak istemedi. Ama ben ilk fikrim doğru olan diye düşünüyorum, bu herifte yüzde yüz babalık duygusu yoktur!

Bizi şaşırtarak Fatih'in dediğini yapıyordu, hiç bir şey söylemeden oturdu sandalyeye.
Hatta gülümsüyordu, bu nasıl bir manyak?!
"Ne yapıcaksın şimdi oğlum?" diyip sırıtıyordu. Gelde sinirlenme.
Fatih kaşlarını çatarak, hala silahını babasının kafasına dayıyordu, aynı zamanda babasının ellini ve ayağını sandalyeye bağlamak isteyince, Erdem bey "Bu kadarı da fazla! Ben senin babanım, bunu bana yapamazsın! Hem sen beni zaten vuramazsın!" diye bağırdı. Fatih gülmeye başladı, kafayı yermişçesine güldü. Yaşadıklarımız kolay değildi. Sonra "Beni fazla hafife alıyorsun Erdem bey! Sen artık babam falan değilsin!" diye bağırdı.
Erdem bey bunu beklemiyordu, herkesin ona karşı gelecegini düşünmemişti. Pardon ne bekliyordu peki?! Herkesin ona sarılmasını mı?! Oldu, başka isteyin?! Babasının elini ve ayağını sandalyeye bağlarken Erdem bey çırpınıyordu ama boş yere! Fatih "Bunların hepsinin cezasını cekecesin!" diye öfkelendi ve babası bağırmaması için ağzını bantladı. Önce annesini ayağa kaldırıp ona sıkıca sarıldı.
Sanki sesi titriyordu "Annem." dediğinde.
Aysel hanım "Oğlum, kokunu nasıl özlemişim!" diyip ağlıyordu. Çok acı cekmiş gibi duruyordu. Yavuz araya girip "Artık kavuşmanız bittiyse bizi de çözseniz?!" dedi. Odun işte! Fatih ona dönüp "İçimde ki şeytan diyor ki, bırak bu herifin oğulları burda kalsın, ama senin de, daha doğrusu sizinde bir sucunuz yok ki." diyip önce Yavuzu sonra Canı çözdü. Yavuz da annesini çözmeye gidince "Eee ben nolcam?!" dedim. Can hemen yanıma gelip beni çözdü, teşekkür ettim. Yavuz kızgın bir şekilde "Bak kurtarıcın geldi hemen." dedi.
Burama kadar gelmişti!
"Yerinde olsam burda kaşınmazdım!" diye bağırdım. Fatih araya girip "Hey! Napıyorsunuz?! Sorunlarınızı burdan çıktıktan sonra haledin!" dedi.
Haklıydı ama işte ilk başlayan Yavuzdu!

Fatih biz sustuktan sonra "Ben polisi arıyorum, gelsinler alsınlar şu herifi!" dedi. O an Erdem bey heyecanlanmaya başladı, bir şeyler diyordu ama ağzı bantlı olduğu için anlaşılmıyordu. Ama polis lafını duyunca korkuttuğu apaçık ortadaydı. Hapisten çıktığı gibi, oraya geri dönecekti! Ait olduğu yere!
Yavuz babasının yanına gidip ağzında olan o bantı hızlıca cekti, yüzü acıyla buruştuktan sonra "Oğlum lütfen bak dinle önce! Arama polisi! Çok pişmanım zaten!! Bakın karşınıza bir daha çıkmayacağım ama oraya beni yollamayın! Ben sadece bütün gercegi öğrenin istedim!" diye açıklamaya çalışıyordu.
Yavuz sırıtarak ona doğru eğildi ve "Keşke zamαnındα αnlαsαydın beynini ara sırα kullanmanın herhangi bir yan etkisi olmadığını." diyip ağzını tekrar bantladı.
Fatih "İlk defa sana katılıyorum." dedikten sonra, Can da "Bende valla." dedi.
Hepsi aynı anda bir birine bakarak gülümsedi, içimden bir ses çok güzel kardeş olacaklarını söylüyordu, ama ihtiyacları olan şey zamandı.
Önce her şeyi sindirmek zorundalar.

OLAYIN İÇİNDE [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin