Herkese selam! Bir gün daha bekleyemedim ve çok içime sinen bu bölümü sizlerle buluşturmakta kararı aldım. Umarım keyifle okursunuz. Yorum Ve votelerinizi eksik etmeyin,keyifli okumalar!
ama gece gidiyordu. Ardına bakmadan, siyahlığını bırakarak ardında. İleriyordu.kötü anılar yerini güzelleriyle değiştirmeye başlamış, ateş gibi yakan, ok gibi vuran gözler artık bahar gibi seviyordu. Kuklalardan kurtulan bedenler özgürlüğe kavuşmuşlardı.
Zaten, en karanlık gece bile çıkmadı mı aydınlığa?
Tahir yayla evinde sobayı yakarken nefes de kahvaltıyı hazırlıyordu. Sorunsuz geçen yolculuklarının ardından birbirleriyle inatlaşmaya –tabi inatlaşmak denirse- devam ediyorlardı. Nefes yumurta haşlamıştı. Ekmekler alınmış salata yapılmış tam olarak kahvaltıya benzeyen bir sofra kurulmuştu.
"e çay eksik!"
Tahirin bu heyecanlı tepkisi nefesin kızgınlığını harekete geçirmişti.
"e yengenler alır gelirken. Zaten saat kaç oldu, birazdan gelirler."
"kızım ben yengemleri bekleyemem ya. Kahvaltıdan önce demli bi çay içerum. Bizde böyle nefes hanım. Biz Karadenizliyiz!"
"ona ne şüphe. Zaten her zaman belli ediyorsun Karadenizli olduğunu. Tanıştığımız, şeeyy yani beni bizi bulduğun gün bile şiveli konuşmuştun. Halbuki isteyince İstanbul ağzı Türkçenle konuşabiliyorsun."
Tahir histerik bir kahkaha attı.
"demek sen tanıştığımız günde bile benim konuşmama dikkat ettun. Bi de unutmadın"
"ne alakası var canım. Tövbe ya! Tamam hadi ben sana çay yapayım çok istedin madem."
Nefes utangaçlıkla içeriye gitti. Elleriyle saçını oynamaya başladı. Çayı arıyordu. Al işte, ne vardı bu kadar belli edecek! Koz verdin adama diyerek kendine kızdı.
Tahir ise keyiflenmişti nefes içeriye giderken arkasından kısık sesle
"kimin kazanacağı belli oldu nefes hanım. Tahir 1- nefes 0"
Nefes bunu duymuştu kozu verdim geri almasını da bilirim. Haydi Bakalım Tahir efendi!
*
"e yengenler nerde kaldı Tahir? dur ben bi arıyım. Başlarına bir şey gelmiş olmasın?" diyerek elini telefona uzattı fakat aniden bileğinde hissettiği parmaklarla durdu.
"yok ya gelirler birazdan. Sonra ararsın. Haydi biz kahvaltımızı edelum. Kurt gibi acıktum!" dedi Tahir. ama nefesin içine o kurt düşmüştü bir kere.
"Tahir, sen benden bir şey mi saklıyorsun?"
"ne saklayacağım senden bişey ben, saklamıyorum."
"Tahir o zaman asiye ablalar nerede? Neden aramama izin vermiyorsun?"
"of nefes! Gel işte kahvaltımızı edelim. Gelirler birazdan."
"bana bahane uydurma Tahir. en azından yiğitle konuşayım?"
"bahane değil nefes, burada telefon çekmez. Yani kimseyi arayamazsın. Şimdi otur da kahvaltı edelum. Kurt gibi acıktım."
Nefesin içi hiç rahat değildi. İstemeye istemeye sofraya oturdu, sessizce kahvaltlarını ettiler. Sonra da beraber sofrayı topladılar. Tahir, sobaya biraz daha odun almaya çıkmıştı.
Nefes bu fırsattan istinaden tahirin telefonunu aldı, çektiğini gördü. Yalancı herif. 'Asiye yengem' kişisini aradı evet çalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şüphe•NefTah
Fanfico gözler ki vahşidir yangın kızıllıklarıyla korkunç kanlı bir sevdayı çoğullaştırır karanlık kirpikleri göz değildirler bir namludan fırlamış mermi çekirdekleri o gözler ki çakmaktaki alev zehirli hançerlerdeki uç yakut bir avize gibi yalnızlığımızd...