Laura başını sırasından kaldırdı ve elleriyle gözünü ovuşturdu. Yine dersin büyük bir kısmında uyumuş, ders bittiğinde kimse onu uyandırmamıştı.
Gözüne çarpan güneş ışığı yüzünden suratını buruşturdu ve çantasını alıp kampüsten çıkmaya yeltendi.
Okul çıkışlarında çalıştığı kafeden içeriye girdi. Tezgahın arkasına girdi, yaklaşık 12 dakika sonra 3. Sınıflardan Arsyn kapıdan içeriyr girdi. Arsyn her gün bu saatlerde buraya gelirdi ama bu gün biraz farklı görünüyordu.
Yavaş ve sarsak adımlarla iki kişilik bir masaya oturdu ve elleriyle yüzünü kapattı. Laura kaşları çatık bir ifadeyle onu izliyordu. İçinde kötü bir his vardı. Şey gibi, sanki bir şey olacakmış gibi.
"Tanrım!" Laura bir çığlık atıp baygın halde yere düşen Arsyn'in yanına koştu. Yere oturup Arsyn'in başını kucağına aldı ve Arsyn'in yüzündeki saçları elleri yardımıyla suratından çekti.
"Birisi hemen ambulansı arasın!"
----
İşte annem ile böyle tanıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARADOX
Fantasyİnsanlar bazen durup "en kötüsü bu" diye düşünür daha kötüsünün olduğunu bile bile. Çok kolaydır mutluluğu istemek. Kimileri sadece ister, kimileride biraz olsun çabalar. Ama en ufak kötülükte bırakıverirler. Bilmiyorlar ki mutlu olmak için acı çekm...