ASAF

14 6 5
                                    

1.BÖLÜM

Öncelikle kendimi tanıtayım.

Annem ve abimle birlikte yaşıyordum. Annemi bildim bileli yürüyemezdi. Hayatı tekerlekli sandalyeye mahkum bir şekilde geçiyordu. 'Bir baban vardır herhalde' diye sitem edebilirsiniz. Evet vardı ama biraz farklı bir babaydı. Bizi geçen yıl terk etti. Bide bir abim var.Abim ise, muhteşem arkadaşlarıyla her gün evde kafayı çekerdi. Alkol ve uyuşturucu kullanan arkadaşları oldukça korkunçtu. Ben ise 'erkek gibi kız' tabirinin anlattığı kişiyim. Belki birazcık kavgacı, küfürbaz  ya da yanında bıçak taşıyan biriyim ama emin olun beni tanıdıkça bana hak vereceksiniz. Hem size bir şey söyleyeyim. Benim hiç arkadaşım yok. Ama inanın bana bu çok da önemli değil.   Henüz on sekiz yaşında olmama rağmen hem garsonluk yapıp hem de aileme bakmaya çalışıyordum. Hayata karşı zorlu bir mücadele içerisindeyim. Ta ki o gelene kadar. Onunla tanışana kadar...

                       ***

Yine klasik günüme uyanmıştım. Geceleri kilitleyip uyuduğum kapıyı araladım. Annemin odasına doğru ufak adımlarla yürümeye başladım. Annem'den başka hiç kimsem yoktu. Ve o, sahip olunabilecek en güzel anneler arasındaydı. Odasına gittiğimde uyanmıştı."Rüya sultan. Günaydın." Yanağına bir tane kocaman öpücük bıraktım. Yavaşça tekerlekli sandalyesine oturttum. Annemi, abim ve tuhaf arkadaşlarının yanında bırakmak istemediğim için karşı komşumuz olan Aynur teyzenin yanına bıraktım. (Her zaman olduğu gibi.) Aynur teyze ve annem çocukluk arkadaşıydılar. Zaman geçse de birbirlerinden kopamamışlardı. Annemi Aynur teyzenin evine bıraktıktan sonra tekrar eve döndüm. Salona camış gibi yayılan abim ve iki arkadaşı vardı. Onları uyandırmadan odama gitmeliydim. Parmak uçlarında yürüyüp odama vardım. Sehpanın üzerinde bıraktığım bıçak ve telefonumu aldım
Ardından mutfağa yöneldim. Sabahları su içmeden kendime gelmiyordum. Su içtiğim  bardağı tam bırakıyordum ki bir el saçlarıma yapıştı. Kafasını arkadan omzuma koymuş "Denizcim abine para vermeden mi gidiyorsun? Kesinlikle şimdi para çıkaracaksın. Güzel kardeşim benim." Dedi ve  yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. O an tiksintiyle ona bakmaya çalışırken başımı tezgahın kenarına vurdu. O an için neye uğradığıma şaşırmıştım. Ama hemen toparlanıp abimin uzva yerine ayağımla sert bir şekilde vurdum. O yerde kıvranırken dışarıya çıkmak için kapıya koştum. Ama kapının önünde abimin zayıf arkadaşı durmuştu. Abim yerden ayağa kalkıp cılıza da işaret verip üstüme doğru yürümeye başladılar. 
Hemen hızlı düşünüp bir plan yapmalıydım. Hızla abimin yanına koştum ve arka cebindeki bıçağımı abimin koluna sapladım. Abimin hemen arkasında duran büyük demir vazoyu da kaptığım gibi cılızın kafasına geçirdim. O ara biri saçından tutup bana bir tokat attı.
Yerde yatan abimin diğer şerefsiz arkadaşı da uyanmıştı. Attığı tokatın etkisiyle hırçınca bağırıp abimin kolundaki bıçağı hızla çektim. Bana tokat atan itin bacağına sapladım. Ve koşmaya başladım. Evimizin az aşağısında olan parka gidip oturdum. Elimde olmadan gözyaşlarım akıyordu. Abim'lerin tek dertleri paradan başka bir şey değildi. Parayı benden alıp bana zarar vermeden bırakırlardı. Ama ben hiç bir zaman bu pis işlerine para yatırmadığım gibi bundan sonrada yatırmayacaktım. Aldığım nefesle beraber gözyaşlarım da akıyordu. 
  Kaşımdan akan kan gözyaşlarımla karışmıştı. Kaşım sızlarken telefonumu çıkarıp saate baktım. Saat 09.45' di. Olamaz kafeye geç kalmıştım ve yarım saatlik uzaklıktaydı. Hızla kafeye doğru yol aldım. Kafeye vardığımda Sinan bey bahçede sigara içiyordu. İçeriye görünmeden girmeyi düşünürken "Deniz!" diyen Sinan beye yöneldim. Sinan bey hızla yanıma doğru geldi ve "Kaşın. Kaşına ne oldu? " Deyince ne yalan uyduracağımı düşündüm ve "Şey, ııı, yani, şey." Deyince bana döndü ve " Yürü hastaneye gidelim. Dikiş gerektiriyor gibi." Dedi ve arabasına doğru yürümeye başladı. Arkasından ben de yürümeye başladım ve arabaya bindik. Hastaneden kaşımda üç dikişle ayrıldım. Sinan bey bana o gün izin vermişti ve beni eve bırakmıştı. Annemle vakit geçirmek için iyi bir zamandı.
Aynur teyzenin kapısı çaldım. Birkaç saniye sonra Aynur teyze"Kim o?" diye seslendi. Normalde seslenmezdi. "Benim Aynur teyze. Deniz." Kapı yavaşça açıldı ve Aynur teyze kızarmış gözleriyle bana baktı. O an için anneme bir şey olmuş korkusuyla Aynur teyzeyi es geçtim ve içeriye daldım. Annem her zaman ki yerinde oturmuştu. Bir oh çekip yanına gittim. Yavaşça yere oturup başımı annemin ayaklarına yasladım. Annemin yüzüne bakıp "Ne oldu size Rüya sultan." Dedim bakışlarımla Aynur teyzeyi göstererek. Başımı avuçlarının içine alıp "Abin geldi ve beni huzur evine götürdü. Bir şeyler söyledi oradakilere. Onlarda yarın gelmemi söylediler. Yarın gitmezsem bile onlar gelip beni alacaklar. " Dedi. 
Hızla ayağa kalktım. Annem elimi tutup "Nereye?" Diye sordu. Çatık kaşlarım ve sert bakışlarımla konuşmaya başladım. "O seni huzur evine koyuyorsa ben de onu komaya koyacağım. " dedim ve gitmek için bir adım attım. Annem elimi tutup

"Otur şuraya kızım zaten seninle konuşmak istiyordum." Dedi. Annemi hiçbir zaman kırmak istememiştim. Dediğini yapıp kalktığım yere geri oturdum. Tam Annemin gözünün içine bakıyordum. Dudaklarını aralayıp               " Kaşına ne oldu senin?" Diye sordu. Olanları anlatmak yerine "Çok mühim bir şey değil. Sen anlat ." Dedim. Gözlerini kaşımdan ayırıp gözlerime  dikti. "Güzel kızım. Bak artık yaşlandım. 50 yaş kolay bir yaş değil. Ama sen daha genceciksin. Hayatında uzun bir süren var. Sen benim yüzümden abine katlanıyorsun. Ve ben artık bunu istemiyorum. Artık sende hayatını yaşa. Yaşıtların gibi. Bak şu an bir tane bile arkadaşın yok. Öyle değil mi Deniz?" Dedi benden onay beklercesine. Başımı sallayarak onay verdim. "Hem Aynur teyzen de var. Onu yanında kalırsın. Zaten ziyarete gelmezseniz kızarım." Dedi hafif bir tebessümle. "Ama anne ben bakıyorum sana. Ona ne ki şimdi. Bırak gideyim ne dediyse geri çevirsin. Hadi anne." Dedim masum görünmeye çalışarak. Annem olmaz bakışları atarken "Bırak bari gideyim elbiselerini toplayayım." Dedim ama annem beni iyi tanırdı. O yüzden izin vermedi. Yarın o gitmeden önce toparlayacak'mışım. O gün çay yapıp konuştuk. Evde uyumamıştık. Aynur teyze de kalmıştık. Sabah annemi huzur evine götürmek için çalışanlar gelmişti. Ben de kıyafetlerini toparlayıp sonra gidecektim.

Kahvaltıdan sonra Annemin ve benim kıyafetlerimi toplamak için gizlice eve girdim. Kimse yok gibi görünüyordu. Büyük ihtimalle hastaneye gitmişlerdir diye düşündüm. Ne olur ne olmaz diye parmak uçlarımda yürüyerek eve girdim. Kilitli olan adamın kapısını açıp yavaşça içeriye girdim. Hızla eşyaları toplamaya başladım. Abim ve arkadaşlarından sakladığım parayı da yerinden çıkarıp cebime koyarken dışarıdan ses geldi. O an sanki hareketsiz kalırsam beni bulamayacak gibi hissediyordum. Ama kapının kolu kıpırdamaya başladı. Bıçağım da yanımda yoktu ne bok yiyecektim şimdi. Kapı tam açılıp içeriye abimin nadiren gelen arkadaşlarından biri girdi. Bana ve bavula bakıp "Nereye gidiyorsun?" Diye sordu. O an sana ne be? Demek istesem de suyundan gitmeliymişim gibi hissediyordum. "Artık bura da kalmayacağım." Dedim içeriye girip kapıyı kapattı. Ardından tam gözlerimin içine bakıp "Sana bir şey söylemek istiyorum. Tabi iznin olursa." Dedi ve ben şok. İzin istedi. Hem de beneden.  Her halde kafasına gelirken bir şey düşmüştü. Başımala onayladım. Bana bakıp"Deniz, nasıl şöyleceğimi bilemiyorum. Yani şey ben seni seviyorum"  Dedi ve ben ikinci şoku yaşadım.
 

Oha ya bu çocuk harbiden iyi değildi. Bana bakıp keskin bir kahkaha atmaya başladı. Şaşkın gözlerle ona bakarken yanıma biraz daha yaklaşıp "Deniz'im. Bu kadar salak olduğunu  bilmiyordum. Aslına bakarsan senden hoşlandığım söylenemez ama arzuladığımı inkar edemem". Dedi ve elleriyle kollarımı tutup beni duvara yasladı. Kafasını boynuma yaklaştırıp bir öpücük bıraktı. Kaçmalıydım ama nasıl. Uzva yerine tekme atmaya çalıştım ama o benden önce davranıp bunu yapmama engel oldu. Kollarımı bırakıp. Üstümdeki tişörtü tek bir hareketle yırttı. Bağırmaya başladığım an eliyle ağzıma bir tane vurdu ve dudağımı patlattı. Bir kez daha yardım edin diye bağırdım. Ama bu seferde kanayan dudağımı öpmeye başladı. Ne yapacağımı bilmeden çırpınıyordum. Hiç bir zaman ümidini kaybetmeyen ben ilk defa ümidimi kaybetmiştim.
"Yardım edin. Lütfen."

                       ###

Merhaba arkadaşlar umarım ASAF hoşunuza gitmiştir. Bu bölümde Denizin klasik hayatından söz ettim. Diğer bölümlerde Deniz'in hayatının değişmesine sebep olan kişi çıkacak ve aksiyon, heyecan, intikamın ardı arkası kesilmeyecek.
Zaman ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkürler :) Sizleri seviyorum :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 29, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ASAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin