Giriş

5K 221 124
                                    

"Son kez tekrar ediyorum, Harry Styles ile görüşmeyeceğim."

Clara, teklifini sürekli geri çevirmem üzerine sabahtan beri yapıyor olduğu şeye aralıksızca devam ediyordu. Bir kez daha gözlerini devirip kucağındaki kırmızı saten elbiseyi dolabının içine attı. Parmakları henüz uçlarını maşaladığı kızıl saçlarından kolaylıkla kayarken gözlerimi üzerine diktim.

"Biliyor musun? Senden nefret ediyorum, sözde en yakın arkadaşım olacaksın."

Dudaklarım hayretle aralandı. Oturduğum yerden aceleyle ayaklanıp karşısında dikildim. Elimin tersiyle omzuna vurup gerçekten ciddi olduğumu anlamasını sağlayacak kadar sert bakışlar gönderdiğimden emin olmaya çalışıyordum.

"Sen kendi randevuna gitsene," dedim öfkeyle. "Sana ne benim yalnızlıktan çürüyecek olmamdan?"

"Birincisi; farkında değilsin ama gerçekten yalnızlıktan çürüyeceksin. İkincisi; Damon Hudson yanında Harry'i getirebiliyorsa ben de yanımda kendi arkadaşımı getirebileceğimi düşünüyorum." arsız bir şekilde göz kırptı. "Ayrıca Harry'nin seni tanımak için ne kadar heyecanlı olduğunu da biliyorum."

"Bu koca bir saçmalık."

"Pekala, abarttım. Öyle bir şey yok, ama huysuzluğunun altında yatan yavru kediyi gördüğünde senden hoşlanacaktır."

"Tanımadığım bir adamın benden hoşlanmasına ihtiyacım yok," bir kez daha öfkeyle soluduğumda Clara duraksadı. Emrivaki yapılmasından hoşlanmadığımı üniversitede en yakın arkadaşım olduğu günden beri biliyor olması gerekiyordu. Üstelik yalnızlığım benim için gerçekten de sorun teşkil etmiyordu. Alışmıştım.

Ama Clara benim yalnızlığımla mutlu olduğumu ısrarla anlamak istemiyordu. İyiliğim için çabaladığını görebiliyordum fakat istemiyordum işte. Bu taraklardaki bezlerimin birçoğunu söküp atalı oldukça uzun zaman olmuştu. İlişkilere ve sevgiye olan güvenim neredeyse yok denilebilecek kadar azdı. Kendi kendime yetmeyi öğrendiğimden beri çok daha mutlu bir insandım ve... zorla iyileştirdiğim kalbimde ikinci bir insana açabileceğim odam yoktu. Tekrar kapıların suratıma çarpılarak kapanmasını istemiyordum.

"Emin misin?" diye sordu tekrar Clara. "Bak gerçekten çok yakışıklı-"

"Tanrı aşkına Clara!"

"Amber özür dilerim, ama sadece aptal bir cuma gününü yurt odasında tek başına geçirmek üzere olduğun gerçeği beni rahatsız ediyor." kaşlarını havaya kaldırdı. "Hem Damon ve Harry'e zaten geleceğini söyledim."

Olduğum yerde donup kalmıştım. Çıplak ayaklarım Clara'nın dairesinin parkelerine çivilenirken dudaklarımdan hayret dolu ufak bir çığlık döküldü. Ellerimle yüzümü kapatıp sinirle inledim. Boğuk çıkan sesimle "Ne yaptım dedin?" derken, gerçekten onu şuracıkta öldürmemem için Tanrı'ya beni sebepler yağmuruna tutması için dualar ediyordum.

Clara, dudağının kenarını endişeyle ısırdı. Şimdi daha çok kızdığımı ve yumuşayıp gelme ihtimalim olmasına rağmen hiç gelmeyeceğimi fark etmişti. Korkuyla titreyen parmakları kolumun etrafına sarıldı. Beni kendisine çevirip dinlememi sağlamaya çalışırken "Amber, beni dinle," diyerek dikkatimi onda toplamam için uğraşıyordu.

"Sanki inadıma emrivaki yapıyorsun-"

"Eğer bu akşam benimle gelirsen seni sonsuza dek rahat bırakacağım, söz söz söz."

"A-ha," gözlerimi devirdim. "İkimiz de yalan söylediğini biliyoruz."

Clara geri çekildi. Alınmış gibi görünüyordu. Hafif çekik yeşil gözleri sulu sulu parlamaya başladığında üzerine bu kadar gittiğim için ben de kendimi pişman olmuş hissetmiştim. Fakat bilerek yaptığım bir şey değildi. Duygu sömürüsü yaparak istediğini elde etmeye çalışıyordu. Ve ona olan öfkemin giderek yumuşamaya başlamasından, bu konuda başarılı olduğunu söylemeliydim.

Sinirle derin bir nefes alıp verdim. Soluk aldığımda göğsümle birlikte omuzlarım da inip kalkarken ellerimi sıkıntıyla bel oyuntuma yerleştirdim.

"Pekala, kendi kıyafetimi kendim seçerim."

Clara'nın dudaklarından heyecanlı bir nida koptu. Sıska kollarını omzuma dolarken nefesimi kestiği için yüzümü buruşturdum.

"Gerçekten göreceksin, Tanrı tarafından kalemle çizilmiş gibi bir adam. O kadar-"

Kollarını boynumdan uzaklaştırırken kaşlarımı çattım. "Damon için mi gidiyorsun Harry için mi?" diye sordum. "Veya her neyse, zaten o umrumda değil."

———————•
Anlık bir Harry Styles feelsi sonucu oluşturduğum basitin basiti bir kurgudur, çok da şey etmeyelim yani klişe olacağını biliyoruz ama yine de okursanız mutlu olmam değil,,,
likejames 🖤

From The Dining Table || styles Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin