Directioners ....Hayatı boyunca göremeyeceği , dokunamayacağı , kokusunu içine çekemeyeceği , tenini teninde hissedemeyeceği 5 kişiye aşık olan milyonlarca insan...Şu an hepimiz Directioner'ız. Onlar için her şeyi yapabiliriz. Hatta isterlerse canımızı bile veririz. Peki ya yıllar sonra ne olucak hiç düşündün mü? Bu gün hayatını adadığın o 5 insan , o zaman da aklında olacakmı acaba ? Emin olduğum tek bir şey var. Yıllar sonra onları tamamen unutmuşken karşımıza çıkıcaklar. Radyoda, televizyonda,müzik kanalında...Bir şekilde hayatımıza tekrar giricekler. Düşünsenize...Bundan 20 yıl sonra. Evlenmişsin. Hemde 1D'yle hiç alakası bile olmayan birisiyle. Oysaki ne hayaller kurmamışmıydın? 5'iyle birden evlenmeyi hayal etmiyormuydun ? Sonra çocukların olmuş. İsimlerini Harry , Louis , Zayn , Niall , Liam koymaya söz vermemişmiydin sen? Peki neden Ahmet , Mehmet, Ayşe, Fatma ?Sadece düşün... Yıllar sonra torununa ödevlerine yardım etmeye çalışırken birden radyoda bir şarkı başlıyor. "Evet , Şimdi de eskilerden bir şarkı geliyor!" diyor radyodaki kadın. Sonra o şarkıyı duyuyorsun. Yıllar önce hayatını adadığın gurubun bir zamanlar sana çok şey ifade eden o şarkısını...What Makes You Beautiful !Merdivende oturmuş beş çocuk geliyor aklına. Kahkahaları beyninde yankılanıyor. Gözlerin doluyor yavaş yavaş. Bir an gençliğini hatırlıyorsun. Bir gün içinde defalarca konuştuğun posterleri , onlara attıyın sürüyle Twit'i , yüzlerce defa dinlediğin ama yinede bıkmadığın şarkıları özlüyorsun bir an. Keşke yine genç olsam diyorsun kendi kendine.Torunun, ağladığını görünce nedenini soruyor sana. Bir cevap veremiyorsun. Ne cevap verebilirsinki zaten ? Ona "Hayallerimi unutmuşum." diyemessin değil mi?Liam kendi solosuna başladığında kendini ona eşlik ederken buluyorsun. "Unutmamışım!" diyorsun kendi kendine... Şarkı, bir zamanlar kıvırcıklarına dokunmak için öldüğün Harry'nin son sözleriyle bitince içini bir hüzün kaplıyor. Onları tekrar unutmaktan korkuyorsun çünkü. Şarkının sonsuza kadar devam etmesini ve bu sayede sonsuza kadar genç hissetmek istiyorsun...Şarkı bittiğinde, sana yıllar sonra hayallerini tekrar hatırlatan radyodaki kadın konuşmaya devam ediyor. "One Direction'dan What Makes You Beautiful'u dinlediniz.Aranızda hala onları hatırlayan varmıdır acaba? Onlar büyük bir efsaneydiler. Ama ne yazık ki... Ne yazık ki artık aramızda değiller." Boğazının düğümlendiğini hissediyorsun bir an. Onlar ölemez diyorsun kendi kendine. İnanamıyorsun başta. Gözyaşların her şeye inat kendini yüzünden aşağı serbest bıraktığında nefes alamadığını hissediyorsun. Koşarak balkona çıkıyorsun. Dışarda yağmur yağıyor. "Londra gibi..." diyorsun kendi kendine. "Hayallerimin kenti Londra gibi..."Ağlarken geçmişte onlar için yaptıklarını hatırlıyorsun. Sırf onlar için aldığın dergileri , Londra hayallerini ve daha bir sürüsünü...Onların sana nasıl ilham verdiğini hatırlıyorsun.Onlar güldüğünde güldüğünü ve onlar ağladığında, onlardan çok daha fazla ağladığını ... Ve sonra aklına ,onlara bütün gece ayakta durup attığın twittler geliyor. Cevap vermeleri için attığın ama göreceklerine hiç inanmadığın twitler...Hıçkırıklarının arasından iki kelime çıkıyor kesik kesik . "Cennete gittiler!"Kafanı kaldırıp tependeki şimşekler çakan gökyüzüne bakıyorsun. Seni duymalarını umarmışçasına , yüzüne düşen yağmur tanelerine rağmen gök yüzüne doğru haykırıyorsun."Hayallerimi unuttuğum için özür dilerim!! Sonsuza kadar Directioner olacağıma dair size söz vermiştim. Sözümü tutamadığım için kendimden nefret ediyorum. Ve "bugün neden bu kadar yağmur yağıyor?" diye düşünüyordum. Meğerse sizin içinmiş çocuklar...Gökyüzü bile sizin için ağlıyor!!"