- hadi.. hadi..mekanizmadan çalıştığına dair sesi duyduğumda gülümsedim.
geriye sadece çalışıp çalışmadığına bakmak kalmıştı.elimdeki telefondan pete in numarasını tuşlayıp hopörlöre verdim.
bi kaç dakika sonra açıldı.- e-fendim? kimsiniiııiz?
uykusundan yeni kalkmış olduğu derin esnemesinden belliydi.
yürüyen sandalyemi ayaklarımla ittirip tezgahdaki kahve makinamdan bir kahve daha aldım.- günaydın uykucu! şimdi buraya gelmen gerekiyor. sana konum atarım.
dedikten sonra konumumu atıp kahvemden bi yudum daha aldım.
- mia! sen miydin? ne gelmesi? saatin kaç olduğundan haberin var mı senin? mey hala uyandığında beni burda göremezse neler olur tahmin bile edemezsin. en az 5 karakol arar-
- sakin ol pete. bu gün bi abim olup olmadığını öğrenmem lazım. senle 2 gün önce konuştuğumuzdan beri şu şeyle uğraşıyorum ve delirmeme az kaldı.. mey halana bi not bırak.
'mia kahvaltıya çıkmayı teklif etti ve sen de uyuyordun kusura bakma mey..' gibi bişey uydur ve 15 dk içinde burda ol.dedikten sonra telefonu kapatıp bıkkın bi nefes verdim.
planı gözden geçirsem iyi olucaktı.bugün tony nin yegane şirkete gittiği zamanlardandı.
orda staja başlamıştım.
telefonuma yaptığım bir iki ekleme sayesinde kameradaki insanın DNA sına kadar her şeyini öğrenebilen, eşleyebilen ve kopyalabilen bi uygulama geliştirmiştim.tabi hala denememişti o ayrı mesele.
saate bakmak için gözlerim koluma kaydığında saatimin orda olmadığını fark ettim ve elimle başıma vurarak ayağı kalktım.hızlıca çekmecelerimi karıştırırken 2 numaralı saatimi bulunca sevinçle koluma taktım.
siyah ve mat görünüşe ayarlayıp saatin bu kadar geç olmasına şaşırdım.
6.30 mu? cidden mi?büyük alışverişmerkezlerinin otoparklarını andıran garajımdaki odaya girip stajda giyindiğim kıyafetlerden aldım.
siyah etek beyaz gömlek.. clasic olarak saçlarımı da topladım.sırtçantamın içine spor ayakkabılarımı koyup ayağıma dolgun topukluları geçirdim çalan kapıyı açmak için kapıya yöneldim.
peter nefes nefese içeri girdi ve kostümünü çıkardı.
yani normal giyinmişti yine.. ama kostümlüylen içinden kapşonlusunun gözükmesi falan. 1 saniyelikte olsa oldukça komikti.
- hoş geldin peter. şimdi..
diyerek kapıyı kapatıp masamın yanına gittim. telefonu alıp kamerayı açtım ve derin bi nefes alıp bana bakan pete in fotorafını çekip beklemeye başladım.
peter bu sırada etrafa şaşgınlıkla bakıyordu. tabi böyle bi yerde yaşıyosun ama fıstık gibi 3 mükemmel araban var.
her yer hurda.. yani cidden parçalanmış birsürü şey deneyler kesici aletler falan. aklıma bi ara burayı temizlemem gerektiğini not ettim.
önümdeki telefondan 'clik' sesi gelince heyecanla bakmaya başladım.
ekranda peter ile ilgili bir çok bilgi ve ailesi gelince gülümsedim. tabiki çalışıcaktı onu ben yapmıştım! ama deneme amaçlı seviniyodum zaten.peter ekrana kaşlarını çatarak baktıktan sonra gözlerinden hüzün geçtiğine şahit oldum..
ah tabi ya! onun ailesi.. telefonu kapatıp gözlerini yere dikmiş çocuğa döndüm.ellerimi dağınık saçlarında dolandırdım ve omzuna sert olmıycak bir şekilde yumruk attım.
- kadi krepçiye gidelim pete!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızkardeşine Merhaba de Tony!
Fiksi Penggemaryıllardır yaşadığım yalnızlıkta.. tam işler yoluna girmişken düşmanlarım azalmışken çakma zenci korsanın dediği bir cümle ile işler hiç olmadığı kadar sarpa sarmıştı. Yateneklerim ve yaşadıklarım yüzünden görmediğim sevgiyi yaşamak üzereydim ve hiç...