Eylül sabaha karşı kızının ağlamasıyla uyanmıştı... kucağına alıp dolanmaya başladı evin içinde. Oturma odasına geldiğinde biraz oturdu, orda oturarak uyuyakalmıştı. Sabah zil çalınca kızını o halde gören Mesude koşarak kapıyı açtı. Nazan'ı görünce şaşırmıştı...
Mesude : Nazan? Birşey mi oldu?
Nazan : yok... kahvaltıya gelin diyecektim... arabayı aldım.
Mesude : bilemedim ki şimdi... yani, hazırlanıcaz falan.
Nazan : beklerim ben...
Mesude : tamam ben onları uyandırayım...
Nazan biraz beklemişti ama sonunda Mesude ve Eylül hazırlanıp arabaya binmişti. Nazan kullanırken Mesude önde oturuyor, Eylül de arkada kızıyla ilgileniyordu
Eylül: beklettik, kusura bakmayın
Nazan : habersiz geldim kızım, olur o kadar...
Eylül: aslında sizi bir arada bulduğum iyi oldu. Size söylemem gereken birşey var...
Mesude : nooldu kızım?
Eylül: anne biliyorsun ben boşanıyorum Murattan...
Mesude : evet... boşan zaten
Eylül: evet... Serkan da biliyosun eşini kaybetti ama yani toparladı kendisini. Git gide daha iyi oluyor dimi Nazan teyze?
Nazan : evet evet... dün gülüyordu bile
Eylül: biz bir karar aldık.. yani Serkanla...
Nazan : ay evleniyor musunuz yoksa? Lütfen evet de
Eylül: şey... galiba evet... yani benim boşanma işlemlerimden sonra, Serkan evlenmek istediğini söyledi.
Mesude : sen ne dedin?
Eylül: şey... kabul ettim
Mesude sessiz kalınca Eylül endişelenmişti...
Eylül: birşey demeyecek misin anne?
Mesude : yani ne diyeceğimi bilmiyorum aslında. Sen de kocanı aldatıyorsun şuan...buna cesaret ettiğine göre daha öncesi de vardı muhtemelen
Eylül: anne...
Mesude : daha seni bulamamışken Serkan gelip bana Duru diye birine aşık olduğunu söylüyor, sonra bir bakıyorum, senin eskiden kullandığın adın Duru'ymuş...
Eylül: anne ama ben Murat'ı hiç sevmedim, o da biliyordu bunu... bu ihanet sayılmaz... ama beni sevdiğini, bana aşık olduğunu söyleyip sevdiğim adamın karısıyla birlikte olan oydu...
Nazan : ne?! Beren mi?! Kocanın Berenle mi ilişkisi vardı?!
Eylül: şey... siz bilmiyor muydunuz? Yani... Serkan söylemiştir sanıyordum...
Nazan : hayır! Buna inanamıyorum...
Eylül: özür dilerim ben...
Nazan : özür dileme... onların kendi ayıbı bu
Mesude : demem o ki, Serkan'ın sana aşık olduğu başından belliydi... ama sen daha kocandan boşanmadın
Nazan : aman Mesude, duymadın mı? Kocası yemiş her haltı zaten. Bizim çocuklarımız öyle insanlar mı?
Mesude : hayır tabii ki ama
Nazan : kocaman insanlar... ikisinin de ufacık bebekleri var. İkisi de sorumluluk sahibi insanlar...
Mesude : öyleler... Serkan da sorumluluk sahibi bir çocuk
Nazan : öyledir oğlum... ayrıca Eylül de çok düzgün bir kadın... ben oğlum için ondan başkasını düşünemem
Eylül, annesinin bozulduğunu farketmişti ama Murat'tan boşandıktan sonra herşeyin yoluna gireceğini düşünüyordu. Annesinin tek derdi halen süren evliliğiydi...
Eve geldiklerinde onları Serkan karşıladı...
Serkan: biraz sessiz olursanız sevinirim, Rüzgarı yeni uyuttum...
Eylül: Yağmur da arabada uyudu...
Serkan: istersen ver, onu da yatırayım...
Eylül: çok iyi olur, sağol...
Kahvaltı ederlerken Serkan, Eylül'e göz kırpıp gülümsediğinde Eylül de ona gülerek karşılık vermiş, Nazan da onları farketmişti...
Nazan : Mesude... bu civarda harika bir pazar var.. kahvaltıdan sonra gitmek ister misin?
Mesude : pazar mı?
Nazan : evet... çok uyguna öyle güzel şeyler var ki, hayret edersin... Rüzgar'a birşeyler almak istiyorum
Mesude : madem bu kadar güzel, gelirim ben de. Yağmur'a birşeyler bakarım bulursam...
Kahvaltıdan sonra Eylül masayı topluyordu, Nazan ile Mesude de pazara çıkacaklardı. Serkan, annesinin bunu onları yalnız bırakmak için yaptığının farkındaydı ve ona minnettardı. Eylülle konuşmak istiyordu, hasret gidermek istiyordu... Eylül tabakları yıkıyorken Serkan arkasına geçer ve ona sarılır... Eylül nerdeyse tabağı düşürüyordu...
Serkan: nasılsın bebeklerimin annesi?
Eylül: gayet keyifliyim babacık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Yapraklar ?
Ficção Adolescente2000 yılında gizemli bir şekilde kaybolan 7 yaşında bir kız çocuğu ve geride bıraktıkları hakkında...