hoseok'un sıklıkla gittiği bir kafe vardı, okulun yakınında. oraya gider, bazen ders çalışır bazen de sadece soğumaya yüz tütmüş kahvesinden yudum alırdı.yoongi de giderdi o kafeye.
onun kafeye gitmesinin sebebi vakit geçirmek değildi.
o hoseok'u izlerdi.
ezberlediği güzel yüzünü tekrar görmeyi seviyordu yoongi.
düşünürken kaşlarını çatardı hoseok, dudağını büzerdi birkaç saniye.
yoongi onun bu hallerini sevimli bulur, günlerce aklından çıkaramazdı. çıkarmak da istemezdi.
yoongi bütün hareketlerini ezberlemişti çocuğun.
bazen hoseok'u izlemeye o kadar kapılırdı ki yanına gelen garsonun farkına bile varmazdı.
kendini suçlamazdı hoseok'a bu kadar bağlandığı için. suçlayamazdı da.
onu izlemek hayatının tek iyi parçasıydı.