O gece hiç uyumadım. Annem ve Babam sabaha kadar söylendi.
Sabah yarım saat uyku ile kalktım. Okulu aradım bugün rahatsız olduğunu belirttim.Aynanın önüne geçtim. Ağlamaktan yeşil gözlerim şişmisti. Sarı uzun dalgalı saçlarım birbirine girmişti.
Oturdum yatağıma aldım meleğin yazdığı mektupu elime. Tekrar tekrar okudum.Girdim banyoya sıcak bir duş aldım. Sarı saclarima maşa çektim. Gözlerime kalem çektim. Giyindim şeker pembe kurdeleli elbisemi üzerinede ceketimi aldim.
Tamamdir son dokunuş.
Ruj sürdüm ve çıktım.Daha önce araştırmıştim Umutun hangi yetimhanede kaldığını.
Müdürün odasını çaldım."Merhabalar sizinle konuşmuştuk, ben Umut için geldim."
"Buyrun, oturun."
"Ben Umutu evlatlık edinmek istiyorum ve mümkünse onu görmek istiyorum." Dedim.
"Bilgilerinizi bırakın, biz size geri dönüş yapacağız. Umutu görebilirsiniz sizi yönlendirdiler."
"Cici Anneee!" Diyerek koridordan bana koşuyordu. Dizlerime çöktüm sımsıkı sarıldım. Kokusunu özlemiştim.3 gün sonra...
Telefonum çaldı.
"Merhabalar, ben gümüş mağazadan arıyorum. Geçen hafta gelinlik ölçüler için gelecektiniz. Düğün günü gelmeden gelinliği tamamlasak."
"Merhaba kusura bakmayın haber vermeye unuttum. Bizim düğün iptal sizi daha fazla meşgul etmiyim."
"Ahhh üzüldüm. Barışırsınız inşallah."
"Mümkün değil iyi günler."Yetimhaneyi aradım yeniden bilgi almak için.
Bekar olduğum için ve 30 yaşımı doldurmadiğım için Umutu bana veremiyorlarmıs. Anneme söylesem onlar zaten istemiyorlar yardım etmezler.
Ne yapacağım şimdi?
Herşey boşuna mıydı?Açtım bilgisayarı araştırmaya başladım.
Okadar kaptırmışım kendimi, annemin odaya girdiğini bile fark etmemiştim."Damla, kızım hala inadın devam mı ediyor? Bak Atakan gitti, mahallede senin bu saçma sapan konu milletin ağzına sakız olmuş. Baban çok sinirli." Diyerek saçlarımı okşadı.
"Anne, mutlu olmamı istiyorsan lütfen bana destek ol."
"Elimden ne gelecek? Ben istesem baban kesinlikle kabul etmez. Tanıyorsun babanı." Diyerek odadan çıktı.O gece ölü gibi uyumuşum. Son günlerin yorgunluğunu sabah yatakdan kalkınca hissettim. Ağrımayan yerim yoktu.
Avukata gitmeye karar verdim danışmak için.
Iş çıkışında gittim avukat bürosuna.Evet bi yol varmış!
Evlatlık alamasamda koruyucu ailesi olabiliyormuşum. Bu habere çok sevindim ama uzun ve yorucu bir süreç beni bekliyormuş.
Açtım davayı.Eve giderken mahallenin başında Atakanı gördüm. Gözlerime bakarak hiç birbirimizi tanimiyormuşuz gibi yanimdan geçti.
Içimi acıtsa da, doğru karar verdiğimi anladım.Akşam iftar sofrasında aileme davayı açtığımi anlattım.
"Iyi bok yaptın! "Diye bağırdı babam.
"Bak sana son sözüm, o çocuğu bu eve getirmeye kalkarsan bil ki seni evden atarım ve seni evlatlıktan reddederim. Işte okadar!" Diyerek sofrayı koluyla yere fırlattı.
Annem ağlamaya başladı.Sofrayı toparladik.
Ondan sonra annem geldi ve bana söylediği söz bu "kızım sen bı çocuk peşine koşarken ben evladımdan olucam. Yapma!"
"Anne bu kadar eski kafalı olmayın. Ben büyüdüm artık beni merak etmeyin. Ben anne babasız kalmayı kaldırabilirim ama o küçük yavru onun için daha çok küçük." Diyerek konuşmamızı bitirdim.