♚5♚

242 20 1
                                    

Erica'nın Ağzından

Hastaneden çıktığımda beni almaya gelen İkara ve Haru'nun yanında Dylan'ı görünce şaşkınlıktan küçük dilimi yutmuştum. Rikan neden yoktu derseniz babası ile işi varmış orası ayrı. Usui sersemi Rikan'ın olmadığı ortama girmiyor zaten. Dylan beni alıp evime getirmişti. Annem ne kadar merak edip yanıma gelmek istese de babam 'kendi ayaklarının üzerinde durmalı, zaten pek bir şeyi yokmuş' gibi laflarla annemi gelmemeye ikna etmişti. Hastanede kendime geldiğimde başımda Dylan ve Rikan oturmuştu. Benim kendime geldiğimi anlayınca Dylan yanıma gelip çok mahcup bir şekilde tonlarca kez 'Özür dilerim, özür dilerim' deyip durmuştu. Sonra okul olduğu için gitmişlerdi. Zaten hastayken ilgi isteyen insanlardan değildim. Her işimi kendim halletmek isterdim. Onun için sıkıntı olmamıştı.

Şimdi ise Rikan'ın yokluğunda Dylan ve Haru ile birlikte oturmuş film izliyorduk. İkara'nın abisi çağırdığı için gitmek zorunda kalmıştı. Benim Ruffles istememe rağmen Dylan'ın bulamadığı için Doritos Pops paketi önümdeydi. Tabii bir de bana sürekli mesaj atan sersem çocuk vardı. Numarasını gizliye alıp sapıklık yapıyordu! Her kimsen açık açık mesaj at değil mi? Ama o ne kadar sıkıcıysa ben de o tanımadığım sapığıma aynı sıkıcılıkla mesaj atıyordum. Hah! Yine başladık!

''Nasılsın?''

''İyiyim kimliğini bilmediğim insancık, ya sen?'' Ona insancık diyordum. Çünkü bu yaptığı insanlık değil insancıklıktı değil mi? Bunu ona da açıklamıştım.

''Çok sağol ben de gayet iyiyim. Yanında kimler var Erc?'' Beni nereden tanıdığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Hah! Bir de ismimi şöyle kısaltması yok muydu? Beni gerçekten sinir ediyordu ancak bunu ona belli etmiyordum.

''Dylan ve Haru var, ya senin?'' dediğimde

''İki erkekle aynı evde misin?''

''Rik nerede?''

''Siz üçünüz ne yapıyorsunuz evde tek başınıza?'' sorularını aynı anda sıraladı. Bu kadar çabuk nasıl yazabiliyordu?

''Sanane''dedim sorduğu üç soruya da aynı cevabı vererek.

''Hem sen neden beni aramıyorsun? Yoksa sesinden tanırım diye mi korktun İnsancık?'' dedim sinirini bozup gaz vererek. Tam o sırada Dylan kalkıp tuvaletin olduğu tarafa doğru gitti. Haru hala yanımda birisiyle mesajlaşıyordu. Filmi izlemeye devam ettim. Kız binadan çıkar çıkmaz kafasına kurşun yiyerek öldüğü sırada telefonum çaldı. İnsancık arıyordu? Yanlış gördüğümü düşünerek telefonu kucağıma koyup gözlerimi ovuşturdum. Hayır, hayır. Gerçekten arıyordu. Açmak için ayağa kalktım ve balkonun olduğu tarafa ilerledim. Balkona çıktıktan sonra derince bir nefes alıp telefonu açtım. Her kim olursa olsun, sesinden kesinlikle tanırdım. Kaçışı yok.

''Bu bir ödemeli aramadır. Konuş-'' telefonu anında kapattım. Hah! Dakikası mı yoktu ne?! Ya da benim kapatacağımı bildiği için mi ödemeli aramıştı. Evet, evet kesinlikle ikinci şık! Sinirli düşüncelerimi bölen şey soğuk omzuma değen sıcacık bir eldi. ''İyi misin?'' dedi Dylan. ''Hayır!'' diye cevapladım. ''Tamam, anlatmak ister misin?'' dedi. Hah! Bu çocuğa ne olmuştu böyle? Şimdi ne diye durduk yere iyi davranıyordu? ''Sana mı?! Hiç sanmam. Senin gibi birini sır arkadaşı edimek istemem!'' dedim sinirle. Kendine gelmeliydi. Durduk yere iyi davranmasına gerek yoktu. ''Sır arkadaşını bilmem ama başka türlü arkada-'' sözünü kestim. ''Kapa o lanet çeneni!'' Gülerek karşılık verdi ve sustu.

Hala sersem gibi ayakta duruyorduk. Oturmak için sandalyeyi çektim. ''Yalnız kalmak istiyorum.'' dedim. ''Her istediğin olamaz.'' dedi ve karşımdaki sandalyeye oturdu. Hava sıcak olduğu zaman kahvaltıyı balkonda ederdik Rikan ile. Onun için bir kaç sandalye ve bir masa vardı.

∞İyi Ki Varsın∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin