bizimkilerden Haber

13 2 0
                                    

Hafta sonu gelince ben uyurken Umut oyuncakları ile sessizce oynardı. Sıkılınca gelir yanıma yatardı ve kullaklarım, burunum,  saçlarım ile oynardı. Bana huzur veriyordu.
Çok alışmıştık birbirimize, sanki biz hiç ayrı yaşamamışiz gibiydi.

Ben kahvaltıyı hazırlarken zil çaldı.
Ayşe abla. Annemin en yakın arkadaşı. Birden kalbim hızlı atmıştı. Anneme birşey mi olmuştu?!
Annemden hiç haber almadim. Ben bı kaç kere aramaya çalıştım cep telefonunu değiştirmişti evi aradığım zamanda babam yüzüme kapatiyordu.

"Merhaba kızım müsaitmisin?"
"Buyur Ayşe abla bu nasıl bir soru." Çok endişelendim. Kahvaltıya oturduk. Ayşe abla oradan buradan anlatıyordu. Benim hatırımi soruyordu. Ama annemlerden hiç birşey anlayamamıştı. Dayanamadım ben sordum.
"Ayşe abla, annemler nasıl. İyiler değil mi?"
"İyiler işte, nasıl olabilirler ki. Bıraktığın gibi. Bu yaz memlekete gidiceklermis. Belki temmeli. Seni çok konuşuyorlar mahallede. Atakan evlendi karısının çocuğu olmuyor. Senin ahin tutmuş diyorlar. Baban o yüzden gitmek istiyormuş. Annen istedi sana söylememi. Bide sana bunu yolladi." Diyerek bana bir mendil uzattı.
O an kendimi tutamadım. Annemi çok özlemiştim. Babamda çok özlemiştim. Ayşe ablaya sarılarak ağladım.
"Ayşe abla, anneme söyle onunla konuşmak istiyorum. Onu görmek istiyorum. Çok ihtiyacım var."
"Söylerim kızım ama söz veremem."

Ayşe abla gittikten sonra Umuta bakmaya odasına gitmistim.
Ama Umut yoktu!
Belki yine benim yatağımda uyumuştum diye baktim, ordada yoktu. Umuta seslenerek oda oda onu aradım. Ama yoktu!
O an mutfak dolapdan bı gıçırdı duydum. Dolaba yaklaştım. Açtım "Umut"!
"Umut!" Diyerek ona sımsıkı sarıldım.
"Beni çok korkuttun, ne işin var senin burda?" Diyerek onu dolaptan çıkarmaya çalışıyordum.
"Çıkmayacağım! Annem beni bulucak. Bende annemi görmek istiyorum!" Diye bana bağırdı.

Umut eskiden de hep mutfak dolaba saklanırdı. Sonra melek onu bulunca sırtına alıp uçururdu.

Benim yüzümden. Ayşe ablayla beni dinlemişti. O an kendimi tutamadım. Umutun bizi dinlediğini fark etmemiştim. Ne yapacaktım ben şimdi?
Aklıma birşey gelmişti.
"Tamam, sana söz veriyorum yarın annen ve babanın yanına gidecez. Ama lütfen çık oradan yoksa tencereleri dolap yerine senin oyuncak kutularına doldururum." Diyerek Umutu kucağıma aldım.

Bu gece Umut erken uyumuştu. Yarın için heyecanlıydi. Umut artık büyüyordu. Bu sene okulla başlıyacak. Çok soru sormaya başlamıştı. Bazen ben bile cevap veremiyordum. Ama hiç konuşmasından daha iyidir. Haftada 3 kez pedagog gidiyorduk. Kendisini hem ifade etmesini öğrendi hemde yaşadığı travmayı daha rahat atlatıyor sanırım.

Uzun zamandır elimde kupa kahve ile balkonda keyif yapmamıştım. Balkonda otururken Su geldi.
"İyi geceler. Banada kahve var mı?" diye fısıldadı.
Baya geç vakitte kadar oturduk. Su bana nasıl evlendiğini anlattı. Ben ona neler yaşadığımı.

Ertesi gün uyurken bı nefes hız ediyordum. Sıçrıyarak uyandım.
"Umut? Bu ne hal oğlum?"
Önümde Umut gömlek, pantolon, papyonla duruyordu.
"Bugün anneme gideceğiz." Dedi.
Derin bı nefes alarak kalktım hazırlandim.

Arabada binerken " bugün dışarda kahvaltı yapalım mı?" Dedim
"Geç kalırız, annem gider."
"Yok annen, orda bekliyor gitmez." Dedim.
Kahvaltıdan sonra çiçekçi den geçerken "annen hangi çiçekleri sever? Çiçek alalım mı?" Diye sordum.
"Pembe, annem pembe sever." Dedi

Bizim mahalle ye gelmiştik.
Arabayı durdurdum.
Gelmiştik. Derin bir nefes aldım.
"Annem nerde?" Diye sordu Umut.
"Biraz yürümemiz lazım, gel."
Gelmiştik.
Melek ve yunusun mezarı.
"İşte burası." Dedim
"Hani ben annemi görmüyorum." Diyerek bakındı.
"Sen göremezsin ama onlar seni görüyor. Burda yatıyorlar. Hatırlıyor musun sana demiştim ki bazen insanlar gitmek zorunda kalır. Ama sevmekten hiç vazgeçmezler. Hep bizi izlerler. Bir gün yine görüşeceğiz."
"Ama ben şimdi istiyorum!" Diyerek ağlamaya başladı. Birbirimize sarılarak ağladık.

Bizim mahalleden geçerken annemlerin kapısını çalmak istedim.
Zile bastım kimse açmadı.

İkimizde üzgün eve vardık. Sıcak bı banyo alıp yatmak istiyordum.
Umuta hikaye okuduktan sonra banyoya girdim. Uzun sıcak banyo aldıktan sonra rahatlamış tim.
Havluya sarılıp mutfağı girdim kendime papatya çayı yapmaya. O beni rahat uyuturdu.

Kapı çaldı.
Bu saatde kim olur.
Kapıyı açtım karşımda ATAKAN...

UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin