Klasik bir günün sabahına yine uyandım.Uyanmayı sevmiyorum ama evin içinde biraz daha kalırsam sıkıntıdan öleceğim sanırım.
Sıcacık yatağımdan kalkmak zor gelsede kalktım, üzerime siyah bir tişört ve siyah bir pantolon geçirdim.Bir şeyler atıştırıp dışarı cıkmak için arabanın anahtarlarını aldım.Yürümek zor geliyordu bana, insanların yüzünü görmeyi pek sevmesemde dışarı çıkıp hava almam lazım sonuçta.Yine her zaman geldiğim o kafeye geldim, seviyordum burayı.Denizin tam karşısındaydı bu kafe o yüzden seviyordum.Denizi izlemek hobilerimdendir, gökyüzüyle denizin renginin karışımı ve ortaya bilinmedik bir ton çıkması evet en sevdiğim de buydu zaten.
Garsondan kahve istedikten sonra yine o muhteşem manzarayı izlemeye başladım.Bulunduğum yer hem sesli hem sessiz di şöyle ki beynini bir sese odaklarsan onu duyarsın.Yani sessizdi bana göre burası.
Bir yandan kahvemi yudumlayıp bir yandan denizi seyrederken istemsizce ilerdeki kalabalığı gördü gözüm, ne olmuştu acaba? Merak etmiştim aslında, böyle şeylerk pek umursamasamda beynim oraya gitmelisin diye sinyal veriyordu bana.Beynime uyup kafeden çıktım koşar adımlarla yürümeye başladım.Eskiden acil yardım eğitimi almıştım, belki de yardım edebileceğim biridir.
________________________________________
Selam. Bu benim ilk hikayem, nasıl olduğunu ve isteklerinizi söyleyebilirsiniz. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe/ Yoonnie | Suga&Jennie|
FanfictionSeninle şerefe demek istemiyorum ben Jennie, seninle "chartreuse elixir vegetal" demek istiyorum ve tek yudumda güçsüz düşüp sarhoş olmak.