Zor karar

110 13 6
                                    

Hoşgeldiniz❤️
İyi okumalar diliyorum
O zaman başlasın 🎬 🙆🏽

👉🏼 -Derya'nın bakış açısı-

Sena'yla dans ederken, Can kendisine içecek bir şey almaya gitti. Moralim Yavuz yüzünden ne kadar da düşük olsada, eğleniyormuş gibi davrandım. Şarkı çok sesli olduğu için Sena bana doğru yaklaşıp, kulakıma "Ben lavaboya gidip, hemen geliyorum." diye bağırıp hızlıca uzaklaştı. Tek başıma dans etmek istemediğim için köşede bekledim. İçeceklerin tarafına baktığımda Canı göremedim, gözlerimle onu arıyordum, ama hiç bir yerde yoktu.
Nereye gitti ki şimdi?
Bir süre tek başıma kaldığımda, Sena'yı merak etmeye başladım. Lavaboya gitmeye karar vermiştim, deli gibi dans eden öğrencilerin arasından geçmek baya zordu.
Lavaboya gittiğimde, kapı hafif acıktı, iki kız konuşuyorlardı. Girmeden, daha dikkatlı dinlediğimde, duydugum sesler Senanı ve Tuğçenindi.
Tuğçe yoksa Sena'ya mı bulaşıyordu?!

"Tatlım, Senacım ben sana zaten demiştim kesin işe yarıcağını."

"Tuğçe zaten benim sayemde işe yaradı!"

"Fotoğrafları çekip, bana sen yollamış olabilirsin, ama bu fikir bana ait!"

Sena'nın böyle bir şey yaptığına inanamıyordum. Ben ona güvenmiştim, ama sırtımdan bıçaklayan o olmuştu!
Böyle bir şey yapmaya, nasıl bir nedeni olmuş olabilirdi ki?!
Ordan uzaklaştım, devamını dinleyecek gücüm kalmamıştı! Gözlerimden yaşlar akarken, hızlıca ordan uzaklaştım, son anda beni gören Sena "Derya! Dur bekle!" diye bağırıyordu. Arkama bakmadan, gözlerimle Canı arıyordum, hala ortalıkta yoktu.
Belki hava almak için dışarı çıkmıştır diye, bende çıktım. Dışarda etrafıma baktığımda ileride Yavuz ve Canı gördüm.

Can yerdeydi!!
Hayır olamaz!

"Can!!" diye bağırıp, düşünmeden yanına koştum ve yanına hızlıca çöktüm.
Yeşil gözlerinde parıltı yoktu, gözlerini açık tutmaya savaşıyor gibiydi. Dayanamayıp kapattı. Yavuza dönüp "Ambulansı çağırmamız lazım!" diye bağırdım.
O an ne oldu bilmiyordum, ama sadece Canın hastaneye yetiştirilmesini istiyordum.
Yavuz mal gibi kalınca, hızlıca telefonumu çıkartıp, ambulansı aradım.

Hıçkırıkla ağlayarak "Can nolur dayan!" diye bağırıyordum. Canın kafası soğuk yere değmesin diye, kucağıma doğru çekmiştim. Yavuz öylece dona kalmıştı.
Kesin kavga etmişlerdi!
"Can az kaldı geliyorlar, nolur dayan!"
Arkamdan gelen Sena bizi görünce, yanımıza koşup, Canın yanına çöküp "Ne oldu Cana?!" diye bağırıyordu, gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Bizden cevap beklerken, ikimizde konuşacak durumda değildik.
Ambulans sonunda geldiğinde, hızlıca Canı hastaneye yetiştirmeye çalıştılar.

Hastenede hemen acile alındı, bize o saatten sonra beklemek düşüyordu. Sag sola yürüyüp duruyordum, Yavuz bir köşede, Sena da bir köşede duruyordu.
Onları görmeye dayanamıyordum!
Ama bir şey söylecek gücüm de yoktu.
Sonunda odadan doktor çıkınca hızlıca yanına gittik, çok şükür o doktor zaten Canın doktoruydu.

"Noldu?! Can iyi, değil mi?!"

"Derya hanım ..."

"Söylesenize! Durumu iyi, değil mi?!"

"Beyninde ki hasar hafif olsada büyümüş."

OLAYIN İÇİNDE [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin