Ayakkabılarımın boşlukta yankılanan tok sesi içimi titretirken içerideki dayanılmaz koku eşliğinde yürümeye devam ettim. 'Benim güzel annem' diye geçirdim içimden ; tıpkı beni terk ettiği gibi bu evi de anılarıyla beraber ölüme terk etmişti. Adımlarımı yavaş yavaş boş salondan geniş şatafatlı merdivene doğru çevirdim bir zamanlar neşeli çığlıklarla koşa koşa indiğim basamaklar tozdan neredeyse görünmüyordu. Beynimin her hücresine babamın Ada ne olur yavaş ol kızım sesleri dolarken uzun zamandır duygusuzluğuma tercüme olan gözlerim de aynı hızla dolmaya başladı. Zaaf diye geçirdim içimden ; benim tek zaafım anılarımdı.
Yukarı çıktığımda neyle karşılaşacağımı biliyordum, içimdeki his üzerimdeki ağırlık bu evin bana nasılda bir kez daha cehenneme dönüşeceğinin haberini veriyordu. Merdiven bitiminde derin bir nefes alırken geriye dönüp tozda bıraktığım ayak izlerine baktım ne yazık ki yalnız değillerdi. Kalın tabanlı botuma eşlik eden ve duruşundan bile acımasızlık akan ayak izlerine bakarken kafamın içinde yine anılar çarpışıyordu. Bir zamanlar salonun tam ortasında kanlar içindeki babama buradan bakıyordum. Yüzünde bir kez olsun görmediğim ifadeyle dikmişti gözlerini bana..
'KAÇ'
Uzun koridorun sonunda görünen odam hala evin içindeki tek umuttu. Pembenin koridora yansıyan parlaklığına bakarken biraz daha ilerleyip anne ve babamın odasına döndüm. Her şey bıraktığım gibiydi ; babamın kitapları yine odanın düzenine meydan okurcasına darmadağınıktı. Yerinden almaya bir türlü kıyamadığım gözlüğü okuduğu son kitabın üzerinde aynı özenle duruyordu. Gözlüğü tutan kalın biçimli parmakları zihnimde canlanırken iç çektim tüm bu şeylerin bir kapatma düğmesi olmalıydı. Arkamı dönüp odama doğru ilerlerken vücudum eskiyi aratacak şekilde gerilmişti artık koku burnuma doluyordu elimi belime götürdüm ve elimde tutmaya bir türlü alışamadığım silahımı çıkardım. Odaya attığım adım ile dalgalı kızıl saçları ve elinden ayırmadığı oyuncağıyla küçük kız benden koşarak uzaklaştı. Yıllar geçtikçe kendimden uzaklaşmam gibi hatırladığım tüm anılarda o küçük kız benden böyle uzaklaşıyordu. Küçük adımlarla odanın içine doğru ilerledim . Gözlerim bulması gerekeni çok çabuk bulmuştu . Bir süre hayatında ben olmasaydım diye düşündüm 'yine de ölür müydü?' ölmezdi.
Bir zamanlar en yakın arkadaşım olan kızın cansız bedenine bakarken titreyen ellerimle beraber silahım havalandı . Bu evde ölen sadece o değildi bu evde bir çok kişi ölmüştü, bu evde ben de ölmüştüm . Sarı saçları kana bulanmışken ona taktığımız melek lakabı yutkunmama neden oldu. Tıpkı bir melek gibi bembeyaz giyinirdi ; şimdi o beyazlığa leke düşüren kana bakarken bir kez daha yutkundum. Bu evde ondan ve benden başka kimse yoktu. Yatağın yanına çöküp silahı usulca yanıma koydum ve cesedin yanındaki notu izlemeye başladım.
'GİT YOKSA SIRA SANA GELECEK'
Bu evin içindeki son umutta ölmüştü
İçindeki melekle beraber bir kez daha ölmüştü bu ev.
Artık tamamen karanlık içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLANSIZ
FantasyBir zamanlar en yakın arkadaşım olan kızın cansız bedenine bakarken titreyen ellerimle beraber silahım havalandı . Bu evde ölen sadece o değildi bu evde bir çok kişi ölmüştü, bu evde ben de ölmüştüm . Sarı saçları kana bulanmışken ona taktığımız mel...