Bölüm 6

45 9 68
                                    


Multimedyada Mert YAZICIOĞLU'nun rol modelliğini yaptığı Yusuf Işık var.

Keyifli okumalar...


HASAN

"Nerede bu kızlar? On dakikaya geleceklerdi güya?" Yusuf haklıydı. Bir saati geçmişti. "Kesin gene kırtasiyenin içinde
"Ay bu çok tatlı."
"Ay bunu da alalım."
diye dolaşıyorlardır. Daha beklemeyin onları. Unutun yani."

Ceylin bir an gülmeye başladı ve Gizem'in yanına koştu. Gene ne geldi acaba aklına?

" Beni taktığın ve güldüğün için teşekkür ederim CeyCey. Bende seni seviyorum canım. " Ceylin hem gülmeye devam ediyor hem de Yusuf'a göz deviriyordu.
" Gizem, şuna bakman lazım. Bu çocuk senin eski sevgilin değil mi?" Hani şu salak olan. " Bu sefer Gizem Ceylin'e göz deviriyordu. "Hangisinden bahsediyorsun kuzi. Hepsi salaktı." Odanın içindekiler gülüşmeye başlamıştı Gizem'in bu sözünden sonra. Ceylin telefonu uzattıktan sonra Gizem, " Üff! Evet bu en salaklarıydı. Ne olmuş buna?"

Ceylin Gizem'in kafasına vurup ofladı. "Gizem okuman yazman yok mu senin? Bu çocuk Mersin'de yaşamıyor muydu? İstanbul yazıyor. Ve arka plana bakılırsa senin okulun önünde."
Bu sefer Gizem kahkahalarını tutamamıştı. "Canım ya... Daha çok arar beni! Embesil..."

Gizem eski sevgilisini gömerken, içeriye halam girdi. "Kızlar telefonunu açmıyor. Bir şey mi oldu acaba? Endişelenmeye başlıyorum." Biz düşünürken Miray ablada telefonu çıkarıp aramaya başladı. Gerçekten de kapalı olduğunu anlatan bir ifade vardı yüzünde. "Ben bir bakayım. Haberleşiriz." dedi ve arabasının anahtarını masanın üstünden alıp çıktı. Bizde beklemeye ve aramaya devam ettik.

.
.
.

Funda

Miray'ın araba ile kızları aramaya çıkmasının ardından 1 buçuk saat geçmişti ve işin tuhafı haber yoktu.

"Hâlâ telefonları kapalı mı?" Anesa'nın sorusu ile irkildim. Oda da sadece Gamze Anesa ve ben vardık. Diğerlerini zorla okullarına veya iş yerine göndermiştim. Başımı olumsuz anlamda salladım. Gamze oflayarak mutfağa yöneldi.

Telefonumun çaldığını duyduğumda hemen uzandım. Ekrana baktığımda Miray'ın aradığını gördüm. Yine bir acele ile açtım. "Miray, buldun mu, yolda mısınız, neredelermiş?" Meraktan çatlayacaktım. Önce bir sessizlik oldu. "Maalesef... Bulamadım. Kırtasiyeye uğradım. Çıktıklarını söylediler. Bayağı oyalanmışlar burada. Bende eve geldiler mi diye aramıştım."

Başımın ağrısı şiddetlenmişti. Bir elimle telefonu tutarken boşta kalan elimde başımı ovmaya başladım. "Yok! Ne gelen giden var! Ne de bir haber! Çıldırıcam burada. Normalde hiç böyle yapmazlardı." "Hala sakin ol. İkiside koca kız. Onlara ne olacak? Ekşın meraklıları... Kim bilir hangi deliğe girdiler. Merak etme sen." Mutfaktan ne ara geldiğini anlayamadığım Gamze, oturduğum koltuğun dibine gelmiş ve başımın üstündeki elimi kendi eline almıştı.

Tam o sırada kapının açıldığını duydum. Bir an ayağa kalktım." Ece! Ecem!"

.
.
.

Gamze

Kızlar eve geldikten sonra balkona çıkmıştık. Ece ve Ecem hafif beyaz olan suratlarıyla gözlerini bir yere sabitlemişti. O sırada Miray abla hışımla Arabasından indi ve bizi görünce olduğumuz tarafa yöneldi. Bende ona doğru hamle yaptım. Sinirliydi. Aslında endişeliydi. Endişelendiği için sinirlenmişti. Tuhaftı. "Neredelermiş bu saate kadar? Hesabını soracağım onlara? Ayrıca o kapıdaki korumalar kim? Hiç görmedim daha önce onları. Bizimkilerle pis pis bakışıyorlar" diye sordu kapıya bakıp. O sırada gözü arkamda duran kızlara kaydı. Bahçeye atılan koltuklar mavinin tonlarıydı. Ece ve Ecem bulunan tekli koltuklarda endişeyle oturuyorlardı. Ablam bir tuhaflık olduğunu anlamış olacak ki onlara doğru hızla yaklaştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KİLİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin