Siyah Kelebek

BÖLÜM 2:

 Rana odama gelmiş ve Karahan holdingin bu gece cafeyi kapatmak istediğini bar kısmında bir parti düzenleyeceklerini bunu daha önce de bana söylediğini ve bunlara benzer bir sürü şey söyledi. Biliyordu ki böyle işlerle ilgilenmezdim sadece holdingleri beğenirsem parti yapmalarına müsaade ederdim ve bu holdingin dosyalarını inceleyince gayet tanınmış bir Holding olduğunu fark ettim gayet iyi de bir teklif sunmuşlardı. Partiyi yapabileceklerini söylediğimde bana 1 saat sonra holdingin varisi olan  Eray Bey'in benimle tanışmak ve partiyle ilgili konuşmak için bir kahvemi içmeye geleceğini söyledikten sonra odamdan çıktı. Bu kadar spor bir şekilde bir iş adamı karşılamayacağımı düşünerek cafe'den çıkıp eve doğru yola koyuldum.

Dolap zaten tamamen siyah ve sade şeylerle  dolu olduğu için  kıfayet seçmem hiç zor olmamıştı. Siyah dizlerimden bir karış yukarıda biten  straplez düz ve şık bir elbisenin  altına siyah stilettolarımı giydikten sonra  kırmızı ruj, eileiner ve  allıkla birlikte saçlarımı açık bırakıp çantamla dizlerimin altında biten paltomu giyip evden çıktım.

Eray Bey'in gelmesine 10 dakika kala cafe'deydim. Sonuçta bir iş yemeğiydi sabahkinden daha iyi giydiğimi düşünüp rahatladım. Erya bey'i sabah ki günlük kıyafetlerimle de karşılardım fakat daha önce tanımadığım birinin karşısına sorumsuz bie insan gibi çıkmam istememiştim.

Eray bey'i tanımadığım için Rana ile birlikte girişte karşılamaya karar vermiştik. Eray Bey'de bizi fazla bekletmeyip tam zamanında gelmişti. Masa'ya geçip oturduk yemek yemesi için ısrar etsem de aç olmadığını söyleyip benim gibi şekersi bir kahve rica etmişti.

Benim tabirimle birbirine karışmış saç ve sakallarının arasından bir elmas misali parlayan ela gözleri ve ışıltılı bie gülüşü vardı. Görünüşü ve tarzıyla çok dikkat çekici biriydi. Daha yaşlı birini beklememe rağmen Eray bey benden 1-2 yaş büyük gözüküyordu. Sevimli biriydi ve çok konuşkan biri olmamama rağmen benimle hoş bir sohbette bulunabilmişti. Birbirimizden numaralarımızı aldıktan sonra akşam partide görüşmek konusunda cok ısrar edince onu kıramayıp akşam görüşmek üzere sözleşip bir buçuk saatlik bir muhabbetin sonunda iş yerine geri dönmüştü.

Canım hiç gitmek istemiyordu ama söz vermiştim bir kere... Eray işe döndükten hemen sonra cafe'deki işlerimi bitirip eve geçmiştim bende. Duş alıp, üzerimi değiştirip, ne giyeceğime karar verip, makyajımı da tamamlayıp 2 saat içinde hazır olmam gerekiyordu...

Eray KARAHAN

Bir aylık bir takibin sonucunda kim olduğunu, nerede oturduğunu, nerede çalıştığını şuanda olan herşeyi öğrenmiş fakat geçmişine dair hiç bir şey bulamamıştım. Garipti ama eninde sonunda onunla ilgili herşeyi bilecektim. 

Onun bar'ında holding adına bir gece eğlencesi düzenleme planım ise yaramıştı. Kimseye bırakmamış özellikle ben ilgilenmiştim bu planla ve sonunda bir aydır her dakika peşinde olduğum kızı ne kadar çok tanısamda, tanışmış olmuştum.

Çok güzeldi. Beline kadar inen siyah düz saçları, donuk bembeyaz tenine itiraz edercesine parlayan enerji dolu bakan deniz mavisi gözleri.

Onunla bir ay önce cafe'nin kapısında çarpışmıştık. O gün bir kaç saniyelik bir göz teması kalbime kilitlemişti onu. Hiç tanımadığım bir insana aşık olmuştum işte. Günün ilk ışıklarıyla kendimi cafe'nin kapısına atmıştım. Her gün dokuz buçukda cafe'de olurdu. Her seferinde aynı masada o gelmeden kahvaltısı hazır olurdu. Sessizdi. Pek konuşup gülmezdi ama tebessümü bile kendine  aşık edecek kadar güzeldi. 1' de cafe'den çıkar 2'den 4'e kadar spor salonunda olurdu. Genelde kum torbasını yumruklardı, sinirli olduğu zamanlar ise o kum torbasına parçalayacakmış gibi vurup kendini kaybederdi. Her sabah 7'de koşuya çıkar 8'de eve dönerdi. Her çarşamba eve çok geç ve sarhoş gelirdi. Çoğu zaman kendisi gelemez başlarda sevgilisi zannetsemde koruması bırakırdı.

Garip biriydi. Çok garip ve garip olduğu kadar da güzel. Belki de bu yüzden kabim onu seçmişti.

Yanından ayrıldığımdan beri sesi, gülüşü, bakışı aklımdan çıkmıyordu. Yanındayken zaman dursun istemiştim. Bir aydır peşinde olduğum kadın karşımda oturuyordu çünkü. Benim olmalıydı. Hayatımın geri kalanında bu kadının yanında uyanmalıydım...