“Üzerindeki biraz abartılı değil mi?”
“Neden açık pembe bir ruj yerine kırmızı ruj?”
“Üzerine ceket almayı düşünüyorsun değil mi?”
Annem başımda durmuş sürekli müdahalede bulunmaya çalışırken ben onu umursamamaya çalışıyordum. Fakat bu oldukça zor ve yorucuydu.
“Ne varmış kılığımda?” Kollarımı iki yana açıp annemin karşısında döndüm. Oldukça güzel hissediyordum. Hissedebileceğim kadar.
Üzerimde diz kapaklarıma doğru inen siyah, beni sımsıkı saran bir elbise vardı. Kolları kısaydı, en azından dışarıdaki yağışlı hava için yarım kol pek önerilen bir tercih değildi. Ancak iyi görünmek zorunda hissediyordum. Bacaklarımı öne çıkarmayı ya isteyerek ya da istemeyerek siyah opak çoraplar seçmiştim. Ayaklarıma bileklerime doğru uzanan zımba detaylı botlar giymiştim.
“Bu daha çok…bir partiye gider gibi.” Diye mırıldandı annem, sesi endişeli çıkıyordu.
“Babaannemi biliyorsun. O klas bir kadındır yani bunu umursamalıyım.” Ellerimi belime yerleştirdim. “Bence bu takım için kırmızı ruj en gerekli seçim.”
“Evet, kırmızı üzerindekiler için ideal ama bilemiyorum…” Annem geri çekilip beni iyice incelemeye başladı. “Demek istediğim…Çok hoş görünüyorsun, tatlım.”
Yanaklarımın kızardığını hissettim. Neyse ki bolca sürülen allık bunu gizlemeye yönelikti. “Teşekkür ederim anne. Bu bugün senden duyduğum en iyi şeydi, inan bana.”
“Peki, bunun nedeni başka bir şey olabilir mi? Babaannen dışında. Daha farklı şeyler.”
Kaşlarımı çattım. Cümlenin sonunun nereye gideceğini biliyordum. “Babaanneme çok değerli bir arkadaşımı tanıştıracağım. Bunda ne sorun var?”
“Arkadaşlarınla olman hakkındaki heyecanımı biliyorsun!” Annem ellerini birleştirdi, göğüs hizasında sımsıkı tutuyordu. “Seni bu konuda hep zorlayan taraf ben oldum.”
“Yani farkındaydın.” Dedim sırıtarak.
“Ah, öyle olsun. Ama bana her şeyi anlatmalısın. Bana Öykü, Nehir ve Doruk’tan bahsettin ve Kayra’dan nefret ettiğini söylemiştin.”
“Nefret mi? Şey, yalnızca o sorumsuz biriydi ve ona kızmıştım. Hepsi bu.”
“Onu babaannenle tanıştırıyorsun. Ki sen bunu asla yapmazsın.” Dedi annem inanmazlıkla. Şaşkındı ve belki de bunda haklıydı. Ben böyle biri değildim.
“Değişmenin vakti gelmiştir, olamaz mı?”
“Bu iyi bir haber.” Annem ellerini ayırdı ve beni belimden tuttu. “Hadi gidelim. Birazdan arkadaşın gelir.”
“Onun bir adı var.” Durup anneme baktım. “Onun adı Kayra.”
“Ne hoş bir isim.” Annemin alaycı ses tonuna eşlik eden sırıtışını görmezden gelerek ilerledim.
“Öyle.”
Sessizce babamın yanına ilerlerken aslında ben babamın tepkisini merak ediyordum. Kayra’nın benimle gelecek olması bile onun için sorun olmuştu. Bunu saygısızlık olarak nitelendiriyordu büyük ihtimalle. Ancak babaannem Kayra’yı getireceğimi duyunca çok sevinmişti. Hatta öyle ki ne zamandır kullanmadığı yemek takımlarını çıkaracağını ve olabildiğince şık giyineceğini söylemişti. Aslında babaannem her zaman hoş giyinir. Yaşı gereği eski moda görünebilir fakat kesinlikle döneminin en güzel kadınlarındanmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Hikayemiz ~ Askıda
Fiksi RemajaKendi yolunu bulmaya çalışan, kimliğini kaybetmekten korkan, Milena olmak isteyen bir kız; Aden Turan. Umursamaz, sırlarla dolu, karanlık ve kilitli kutu olarak nitelendirilen bir çocuk; Kayra Soner. Aden'e yolculuğunda eşlik eden dostlar; Nehir, Öy...