Yine uyuyamamıştı Bill, daha doğrusu denememişti bile. Salona girdi ve Dale'in oturduğu sandalyenin karşısındaki kanepeye oturarak bir tane sigara çıkardı. Dale'e baktı öylece. Dale de "Burası benim evim değil, izin istiyorsan..." dedi.
Bill de gülümseyerek keyifle sigarasını ağzına götürdü. Ve bir şeyler anlatmaya başladı.
"Ellie ve ben lisedeyken çok sıkı dostlardık." diye girdi söze. "Lise 1'de onun dışında başka arkadaşım yoktu da diyebilirim. Yani birkaç çıkarcı hariç, onlara da arkadaş diyemem, her neyse. Senenin sonlarına yaklaştıkça Ellie'yle daha da sıkı olmaya başladık. Okulun bitmesine bir aydan az kalmıştı. Sonra annesi bir silahlı soygunda öldü, bankanın tam ortasında vurulmuş. Babası da o doğmadan önce ölmüştü zaten. Sonra Ellie okula bir daha hiç gelmedi. Sadece arada bir buluşup ona destek olmaya çalıştım hepsi bu. İnternet ve telefonu saymazsak pek konuşamadık. Artık ailesinden sadece abisi kalmıştı. Yaz tatili araya girdiğinde de onu bir lokantada işe verdi. Okula gitmeyi planlamıyordu. Abisi de ölünce, yani o öldürünce... Anlarsın işte zor zamanlar geçiriyor. Ben de evden kaçtım. Ben ona bir abi gibi davranacağım. Bundan sonra onunla birlikte yaşayacağız."
"Masum hayaller bunlar." dedi Dale yüzünde samimi bir tebessümle. "Ve bir o kadar da zor. Öncelikle, bu yaşta parayı nereden bulacaksın? Ellie'yle birlikte burada yalnız başınıza yaşamayı mı planlıyorsunuz?"
"Müstakil ev." diye cevap verdi Bill. "Kira falan ödemiyeceğiz en azından. Ben artık okula gitmeyi planlamıyorum. Bir işe girer çalışırım, büyüyene kadar bu böyle devam eder. Sonrasında ne olur bilmem ama en azından şimdilik onu kaybetmek istemiyorum. Yapmam gerekeni yapacağım hepsi bu. Ama ailemin beni bulmasından korkuyorum, ilk bakacakları yer burası olur muhtemelen."
"Doğru." dedi Dale. "Ama sen şimdi yat, dinlenmeye bak. Gerisini sonra düşünürsün."
Bill bir şey demeden sigarasını söndürdü. Dale ona kızgın bir ifadeyle baktı "...Ve şu sigarayı da bıraksan hiç fena olmaz evlat." dedi. Bill yine hiçbir şey demedi. Odaya çıkıp yattı.
Dale ise sessizlik içinde beklemeye devam etti. Ta ki kapı çalınana kadar, yerinden fırlayıp silahını kaptı ve kapıya yöneldi. "Kim o?" diye bağırdı. Ardından kapıyı açtı, evli bir çift vardı karşısında. Onlar görmeden hemen silahını sakladı ve kim olduklarını sordu.
"Yanlış mı geldik?" diye sordu kadın. "Burası Ellie'nin oturduğu yer değil miydi? Bill adında kayıp bir çocuğu arıyoruz. Kendisi oğlumuz olur. Evden kaçtı da."
Dale şimdi anlamıştı neler olduğunu. Ve onu ele vermemek için hemen bir şeyler uydurması lazımdı. "Üzgünüm bayan." dedi. "Ellie'ydi sanırım, satıcıyı tanımıyorum. Çok önceden taşındılar. Artık ben oturuyorum burada. Yani o kızı, veya kadını, her kim ise işte... Bulmak için başka yerlere bakmalısınız. Burada artık Ellie diye biri yok. Ayrıca Bill diye birini de görmedim, tanımıyorum da."
Dale konuştukça çiftin yüzündeki şaşkınlık ifadesi daha da artıyordu. Adam derin bir iç geçirerek "Pekala rahatsız ettiysek üzgünüz." dedi ve yanındaki kadının koluna girerek oradan uzaklaştı. Dale ise onların gitmesini izledi. Biraz daha ileriye baktığında elinde silah tutmuş bir adam gördü. Ona baktığını belli etmeden aniden kapıyı kapattı. "Ah tanrım..." dedi. "Umarım burasıyla bir ilgisi yoktur. Polisi arasam olmaz, adama gidip ne istediğini sorsam olmaz. En iyisi burada kalıp beklemek. Başıma iş açtım yine."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Gülümse (Smile For Me)
Ficção AdolescenteBirbirini abi-kardeş gibi gören iki genç. İkisinin de hayatında başlayan o ani U dönüşü, ardından gelişen aksiyonlar. Yapılması gereken fedakarlıklar... Sen öz kardeşin olmayan, ama kız kardeşin gibi gördüğün biri için hayatını tehlikeye atar mıydın...