Adı "MAVİ" Olsun\2

19.Bölüm.(Aşk.)

"Özgür'e söyle." Dedi Semih bilmem kaçıncı defa.

"Söyleyeceğim." Dedim Semih'e. "Ama sonra."

"Ülker!"

"Bugün konuştuk onunla. Bana bırak dedi. Bağırdı,çağırdı. Bırakacağım dedim. Öğrendiğimi öğrenirse izin vermez."

"Neye izin vermez?" Diye sordu.

Ayağa kalktım. "Asude cezasını çekecek." Dedim. "Onun o hapisten ölene kadar çıkmamasını sağlayacağım. Ama Özgür öğrenirse yapamam." Derin bir nefes aldım. "Lütfen Semih. Güven bana. Bu iş bugün bitecek. Söz veriyorum."

Çantamı aldığım sırada yanıma geldi. "Nereye şimdi?" Diye sordu.

"Sana bir flash bellek göstermiştim ya şimdi onu sahibine teslim edeceğim."

"Kim diye sormaya korkuyorum."

"Ali İnan." Diye cevapladım. "Görüşürüz Semih. Arıcam seni."

Onun evinden çıkıp bir taksiye bindim ve Ali İnan'ı aradım. Bir süre bekledim sonra telefonunu açtı.

"Normalde asistanım açardı.." Diye başladı söze. "Ama senin aradığını görünce bizzat açtım. Nasılsın?"

"Merak ediyor musunuz gerçekten?" Diye sordum.

"Aramızın kötü olduğunu düşünmüyordum." Dedi. "Beni aradığına göre kötü değil bence."

"Bende sana ait bir şey var." Dedim.

"Dosya elimden kayıp gitti." Dedi. "Sende bana ait başka bir şey yok."

Dudağımı ısırdım. "Elimde onun kopyası var." Dedim. "Görüşelim İnan. Konuşmamız gerekiyor. Acil."

Bir süre bekledi. "Özgür biliyor mu?"

"Hayır." Dedim dürüst olarak.

"Nerdesin küçük hanım?"
~~~
Deniz kenarında bir yerde buluşmuştuk. Bir restoran. Ama kimse yoktu. Aklıma bir anda Can gelmişti. Onu la da en son bir restoranda buluşmuştuk ve sonuç iyi olmamıştı.

"Buradayım." Dediğinde sağıma doğru döndüm. Simsiyah takım elbisesi içinde o havalı Ali İnan'dı işte.

"İyi görünüyorsunuz." Dedim karşısında ki sandalyeye otururken.

"Ben hep iyiyimdir. Sende berbat görünüyorsun. Bu olaylar seni yıpratmış olmalı."

Gülümsedim. "Teşekkür ederim iltifatlarınız için." Dedim.

"Ah Ülker." Dedi. "Bana olan saygına hayranım. Kayınpederin olacağım için mi?"

"Gökçe'nin olacaktınız ama hayat işte.."

"Hayat.." Dedi hüzünle. "Özgür'e dedim ki o kız İnan soyadını alamaz. İzin vermiyorum. Ama şimdi böyle düşünmüyorum. Güçlü kızsın. Güçlü,cesaretli. İnan olmaya laik."

Dirseklerimi masaya dayadım. "Asude yapmış." Dedim konuya girerek. "Ablamı o öldürtmüş."

"Kanıt?"

"Kamera kayıtları. Sokak sokak araştırdım. Pazar yerinin orda. Ablam yürürken peşinde adamı yani Kerem varmış. Kamerada görünüyor."

"Peşinde Kerem var diye mi Asude olduğunu düşünüyorsun?"

"Siz misiniz?" Diye sordum.

"Ben değilim."

"O zaman?"

Sırıttı. "Bana güveniyor musun Ülker?"

Bir süre sessizce ona baktım. "Yalan söylemeyecek kadar güçlüsün. Yalan söylemeyecek kadar cesursun. Yalan söylemek için bir nedenin yok."