@overluked, thank you for your permission!
| Michael’ın ağzından |
"Bu mekan kızlarla dolu." dedim şikayetle ve havaalanın girişini işaret ettim.
Etraf ellerinde afiş, fotoğraf ve belirsiz şeyler tutan kızlarla çevriliydi. Buradaki tek erkek hayran olmak beni rahatlatsa da aynı zamanda utandırmıştı.
Ama odağım sadece Belle'de idi. Bu şansı kaçırmalı mıyım yoksa kaçırmamalı mıyım diye düşünüyordum. Onu görmek istiyordum ama benim hakkımda ne düşünecek diye korkuyordum.
Ya beni beğenmezse?
Ama.. ama ya beni beğenirse?
Belki de gitmeliyim.
Belki.
Aslında bu ani ziyareti bilmemem tuhaftı büyük ihtimalle kendimi uykula boğmaya ve hayatımı yazıya dökmeye çalışmamdan dolayı dolmuştu.
"Bu iyi kısımlarından biri." dedi Ashton arsızca sırıtarak.
Sonunda Belle ile tanıştığımda ne yapacağım ya da ne söyleyeceğim düşüncesinden korktuğumu bildiği halde hala bununla ilgili şaka yapması gülünçtü.
Koluna hafif bir şekilde vurdum ve gözlerimi devirdim. "Kapa çeneni işte bu yüzden kız arkadaşın yok."
Omzunu silkti ve elini saçlarının arasından geçirdi. "Belki de bir kız arkadaşım vardır ve sen kendini sürekli odana kilitlediğinden bunu bilmiyorsundur.
Yaptığı yoruma dudaklarımı büzdüm.
Şey, odamı seviyordum en azından gerçekten bir şeyler yapıyordum, diğerlerinin kızları seçmesi dışında.
"Bunu nasıl bilebiliyorsun ki?" diye sordum konuyu değiştirerek.
Bir süre düşünmek amacıyla dudaklarınızı büzdü.
"Bağlantılar." dedi birkaç dakika sonra.
"Ne türbağlantılar?"
Bildiğim tek şey varsa o da Ashton'ın bir şey sakladığıydı. Onu uzun zamandır tanımıyordum, sadece birkaç aydır. Ama bana söylemek istemediği bir şeyler olduğu belliydi.
Yürümeyi kesti ve arkasını dönerek ciddi bir ifadeyle bana baktı. "Bunu sana daha sonra anlatacağım, tamam mı? Şimdi, sadece burada bekle. Geri döneceğim." dedi.
Ve o gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fanboy ↦ michael clifford {au} | (Türkçe)
Fanfic@overluked, thank you for your permission! "Ama bu beni içten içe üzüyor çünkü o benim varlığımdan bile habersiz."
