Okulun arka bahçesine koştum. Burası benim özel alanımdı. Öğrenciler buraya çok gelmezdi. Boş zamanlarımda arka bahçede, banka oturur kitap okurdum. Ve şimdi buraya ihtiyacım vardı. Burayı sevmemin bir nedeni de buydu zaten. Renkli çiçeklerinin benim üzüntülerimi bastırması...
Banka geçip oturdum. Yaşadıklarım kolay değildi sonuçta. Aldatılmak, kandırılmak, değersiz kılınmak ve en kötüsü de sana değer verdiğini sandığın birinin aslında sana değer vermediğini öğrenmek...
Ayaklarımı kendime çektim ve hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Ağlamadan rahatlayamazdım. Bunu çok iyi biliyordum. Kendimi göz yaşlarımla avutabilirdim ancak. Artık bu çaresiz kızın nelere karşı savaştığını anlamakta güçlük çekiyorsunuzdur.
Göz yaşlarım sel gibi akıp giderken birden okul duvarının arkasından beni gözleyen birinin olduğunu fark ettim. Dikkatle beni izliyordu. Onu daha önce hiç görmediğimi fark ettim. Onu fark ettiğimi anlayınca hemen geri döndü. Amacının beni dikizlemek olup olmadığını çözememiştim. Sonuçta hiç kimsenin gelmediği bu arka bahçede bir banka oturmuş kendi haline üzülüp zırlayan birini kim, neden izlesin ki?
Ayağa kalkıp duvarın olduğu yere gittim ama çoktan gitmişti. Yüzünü net göremememle birlikte amacını da anlamamıştım. Tek anlayabildiğim şey bir erkek olmasıydı. Biraz şaşırmış olsam da bu konunun daha fazla üstünde durmadan banka geri döndüm. Çantamı alıp sınıfa doğru yöneldim ve o uğursuz pisliğin yüzünü görmemek için dua ettim...
( Oylarınızı bekliyorum:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ (düzenleniyor)
Fiksi RemajaHer şey telefonuma gelen bir mesajla başlamıştı. O günden beri merakım bedenimi ele geçirmiş, yazan kişinin kim olduğunu bulmak için maceradan maceraya atlamak zorunda kalmıştım. Kimsin sen? Beni alev alev yakacak bir ateş mi yoksa fırtınada hortumu...