Hani bazen dünyadaki en huzurlu insan gibi hissedersin ya,bazen bir insanın gözlerine sonsuza dek bakmak istersin.Bazen o an hiç bitmesin istersin,sonsuza dek sürsün..
İşte öyle anlardan biriydi benim için.Nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi alamıyordum. Taki o sese kadar-Kestiiiik! İrem neden repliğini okumuyorsun? Sıra sana geldi
Emre hocanın sesiyle birden irkildim.
Bu tepkime karşılık Ulaş'ın bıyık altından güldüğünü görmek de cabası..-Kusura bakmayın hocam,uykumu tam alamadım da..
-Tamam sorun değil,baştan çekiyoruz arkadaşlar.Songül İrem'in makyajını tazele.Songül abla kıkırdayarak yanıma yaklaştı
-O gözlerde ne var acaba bu kadar?
Birden afallayarak
-Hı?
-Anlaşılan daha kendine bile itiraf edememişsin kuzu..-Makyaj bittiyse çekime alalım!
Diye bağırdı Emre abi.Hızlı adımlarla Ulaş'ın yanına doğru ilerledim.
-İrem betin benzin atmış ne oldu?
-Betim benzim mi atmış? Niyeki? Bence gayet iyiyim.
-İyisin canım orası ayrı da bir garipsin
Konuyu değiştirmeye çalıştım.
-Emre abi nerede?
-Lavaboya gitti birazdan başlarız.
Biraz soluklanmak için arkamdaki sandalyeye attım kendimi.Ulaşta yanımdaki sandalyeye aynı şekilde oturdu.Birden telefonum çaldı.
-Alo.
-Yarın saat 2 de yollayacağım adreste ol.
Ulaş meraklı gözlerle kimin aradığını anlamaya çalışıyordu
-Siz kimsiniz? Neden attığınız adreste oluyorum?
-Soru sorma.
Telefon birden kapandı.Bende şok olmuş bir vaziyette telefona bakakaldım.
-İrem kimdi o,ne istiyormuş?
-Anlamadım ki attığım adrese gel diyip kapattı suratıma.Emre hoca koşar adım gelerek sandalyesine oturdu.
-Hadi çocuklar başlıyoruz.Sahneyi 1.5 saatte bitirdik.Hepimiz o kadar yorulmuştuk ki paydos verdik.
Yorgun adımlarla karavana doğru ilerledim.Tam kapıyı açacaktım ki elimi biri tuttu.,Ulaş...
-O herif başka birşey söylemedi mi?
Şaşkın gözlerle kimden bahsettiğini anlamaya çalıştım,sonra demin beni arayan kişi aklıma geldi.
-Hayır,başka birşey söylemedi
Dedim tedirgin bir ifadeyle.
-Yarın birlikte gidicez o adrese,bakalım neden gelmeni istemiş.
Onaylar gibi yaparak kafa salladım.Birlikte karavana girdik.
Ulaş ellerini ovuşturuyordu.Ne zaman bu hareketi yapsa bana birşey söylemek isteyipte söyleyemediğini anlardım.
-Hadi söyle.
Ulaş birden "ha?"dedi.
Masanın üstünde yumruk yapmış elini tutarak;
-Bir derdin var işte,anlat hadi.
Bu sırada karavana Temmuz girdi.
-Napıyorsunuz gençler?
Ulaşın tuttuğum elinden elimi çektim.-Oturuyoruz işte.
Ulaş Temmuz'a bir türlü ısınanamıştı.Herkesle çok iyi anlaşan Ulaş birtek Temmuz'a karşı mesafeliydi..
-"Sen ne yapıyorsun ? " dedim Temmuz'a gülerek.
-Nabayım işte Mehmet yine üstüme sıcak çay döktü,yandım az biraz..Mehmet ve Temmuz'un arasında hiçbirimizin anlayamadığı bir bağ vardı.Kendi aralarında sürekli birbirlerini gıcık etmeye çalışıyorlardı.
Bu sırada Ulaş sigara içmek için dışarı çıktı,bende onun peşinden gittim.Birlikte kayalıkların oraya doğru yürüdük.
Tam kayalığa oturacaktım ki Ulaş bileğimden tutarak beni kendine doğru çevirip bunu engelledi.
-"Sinan geçenlerde birşey söyledi,aklıma takıldı" dedi gergin bir ifadeyle.
-Ne söyledi?
Ulaş'ın tüm cesaretini toplamaya çalışır gibi bir hali vardı.Yumruk yaptığı ellerini gevşetti,rahatlamaya çalışır gibiydi.
-Temmuzla sevgili misiniz?