Başka Yer Başka Zaman Aynı Zeyker

58 2 0
                                    

Uzun zaman oldu? Özlediniz mi beni demiyorum. Çünkü biliyorum ki hepiniz yine niye geldi diyorsunuz. 😅

Uyku ilaçlarımdan kopamıyorum. Sizin de bu kadar tatlı bir sevgiliniz olsa siz de uyanmak istemezsiniz.

Kalbim gümbür gümbür atarken hafifçe gözlerimi aralıyorum. Etrafımda milyonlarca yıldız var. Üzerine bir fanus kapatılmış bir  gülün yanında buluyorum kendimi.  Bir gezegenin üzerindeyim ama daha önce görmediğim bir gezegen (?)

Acaba yine o adamı görebilecek miyim? Görmem lazım, şart!  Derin bir nefes alıyorum.

"İşte tekrar geldin." Sesin geldiği yöne bakınca hemen yanımda yine o adamı görüyorum. Hemen dibimde oturuyor. Acaba ona dokunabilir miyim?

"Adın ne?"  Soruyu sorarken, ondan uzaklaşmak için biraz yana kayıyorum.  "Sen ne istersen o"

Kaşlarımı çatılıyor. Ne demek ben ne istersem o. Koskocaman adama isim mi koyucam? Olur mu öyle şey? Oldu olacak bir de kulağına okuyayım.  Tabi Zeynep şu an rüyada bir adamla konuşuyorsun bir tek bu mantıksız geldi sana da aferin.

Hemen peşin hüküm vermeyin lütfen. İnsan kaç kere rüyasında bir adama isim buluyor.  Neyse ben yine böldüm siz okumaya devam edin.

"Kerem" ağzımdan çıkan isime ben bile inanamıyorum. Halbuki ben bu durumun  çok saçma olduğunu söylemek istiyordum.

Adam gülmeye başlıyor. "Bizim kaderimiz hakikaten bir yazılmış." Bir dakika ne dedi o? Sakin ol Zeynep bilinçaltında oluşmuş bir adam. Bu cümleyi de o yüzden kuruyor. Tabi canım başka ne olabilir ki(?) Derin bir nefes alıyorum.

"Ben seni neden görüyorum? Yani rüyalarımda..." Yüzüme anlamsızca bakıyor. Toparlamak adına tekrar lafa giriyorum.

"İnsan bilinçaltında olmayan birini veya bir şeyi rüyasında göremezmiş. Ama ben seni görüyorum. Nedenini bilmiyorum ve bana bunu senin bildiğini düşündüren şeyler var." Tekrar gülümsüyor.  "Falcı kadın? Benden çekinmene gerek yok ben senin beynindeyim ne hissediyorsan,  ne düşünüyorsan bunu bilirim."

Sadece bir hayal ürünü Zeynep.  Sadece bir hayal ürünü... Ben kendimi telkin etmeye çalışırken o konuşmaya başlıyor. "Farklı boyutlara inanır mısın?" Ne saçmalıyor yine bu? "Keşke sana da gösterebilseydim." Sessizliğimi bozmanın zamanı geldi. Yoksa 40 yıl uyusam anlatmayacak bu adam belli. "Neyi?" Yüzünde hafif bir tebessüm oluşuyor gözleri ise yaşla doluyor.

"Zeyker'i, Masal'ı, Güneşi Beklerken'i, hayatımızı... Başka bir zamanda başka bir boyutta biz çok mutluyduk. İlk başlarda nefretti belki ama daha sonra nefret kelimesini bile sevgi sözcüğüne dönüştürecek kadar bağlandık, aşık olduk birbirimize. Kocaman büyük bir ailemiz vardı..." Hışımla ayağa kalkıyorum. "Benim tek bir ailem var. Ve ben şu an bile onların yanındayım. Gerçekten cevabım sendeymiş. Bunların koca bir saçmalık olduğunu anlamamı sağladın. Ve ben artık uyanıyorum." Ama nasıl? Bunu hiç düşünmemiştin tabi. Elbet uyanacağım beklemekten zarar çıkmaz.

Kollarımı göğsümde bağlayıp dudaklarımı dişliyorum. Bir yandan da ayağımı yere vurmaya başlıyorum.

"Çok sulu bir aşktı bizimki" Kendi kendine gülümsüyor. Bense onu dinlemiyormuş gibi yapıyorum. "İlk karşılaşmamızda beni baştan sona ıslatmıştın. Bir keresinde bana oyun oynayıp deniz de seni aratmıştın, ha tabi sağanak yağmurun altında ettiğimiz kavgalar da var. İlk öpüşmeler asla unutulmaz o da yeterince ıslaktı.😉 Vurulduğumda gördüğüm hayal... Bir de kazadan sonraki rüya var sanırım en sevdiğim rüya. Tam bir ödeşmeydi.😅 Kavgalıyken bile susuz olmaz diyerek kıskançlığımızı, tutkumuzu ortaya koyuşumuz... Ve Masal'ın doğum gününde ilk öpüşmemizi tekrarlayışımız... Doğumgünlerini hep fırsata çevirmeyi bilirdik.😉 Sanırım böyle beni kendine sırılsıklam  aşık etmişsin. Sen istemedikçe ben olmaz Zeynep, biz de olmaz. Ama unutma ben hep senden nefret edicem."

O gün keşke boynuna sarılsaymışım. 😔 Bu sözleri söyledikten sonra bir süre umut dolu gözlerle bana bakmıştı. Bense kafamı yere eğmiştim. Kaldırdığımda o yoktu. Ve fanus çatlamıştı. Fanusa parmağımın ucuyla  dokunduğumda küçük bir çizik oluşmuştu. Tekrar kalktığım yere oturdum. Ve kafamda dönen türlü düşüncelerle yıldızları seyrettim.

Peki mucizelere nasıl inandım? Uyandığımda ilk iş parmağıma baktım. Ve o çizik hala parmağımdaydı. Belki dedim. Belki küçük bir ihtimal vardır.

Her zaman küçük bir ihtimal vardır.

-Bir Deli😊 

 

BeklemediğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin