2. Bölüm

2K 97 19
                                    

Multimedia : Batuhan.

" Sakin ol. " Mert'in elinden sıyrılıp ona döndüm. O kadar sinirliydim ki elim karşı konulamaz bir şekilde titriyordu. 

" Ya neyine sakin olayım ? O kızın ne yaptığını gördün. Neden bırakmıyorsun beni ? " Beni tuttuğu ve bırakmadığı için ona da sinirliydim. Bıraksaydı ne güzel dövecektim onu. 

" Eğer bıraksaydım sen onu pataklardın muhtemelen. Ardından da Göktuğ seni pataklardı muhtemelen. Bunun olmasını istemedim. " Kaşlarımı çattım. Onun kızlara vurmayan biri olmadığını anlamıştım, ancak vurmak ayrı birşeydi, pataklamak ayrı birşeydi. 

" Sen bana neden yardım ediyorsun ? " Yüzünü bir sırıtış kapladı ve bana doğru eğildi. Bir adım geri gidip kapıya yaslandım. 

" İlk görüşte aşka inanır mısın ? " Bir kahkaha atıp kafamı arkama yasladım. O kadar derdimin arasında aşka yer olmamıştı ki ilk görüşte aşka inanayım. 

" İlk görüşte aşkı bırak, ben aşka inanmıyorum. Sen ne anlatıyorsun ? " Yaslandığım yerden doğruldum ve koridorda ilerlemeye başladım. Sonra tekrar geri dönüp ona baktım. 

" Bu arada teekkür ederim. Peçete ve yardım için. " 

(...) 

" Efendim teyze ? " dedim sonunda telefonuma cevap verebildiğimde. Duştan sadece telefonum çaldığı için çıkmıştım ya, kahretsin ! 

" Kızım kardeşin çıktı yola eniştenle. Onu yanında istedin ama hem okuyup hem ona nasıl bakacaksın ? Yük olur orada sana. " Aslında ona okuldayken nasıl bakacağım baya büyük bir sorundu ama onu da yanıma almak istiyordum. Ayrıca 8 yaşındaydı, ben okuldayken o da okulda olacaktı. Sadece ben ondan 1 saat sonra çıkıyordum. 

" Yok teyze, kardeşim o benim. O bana yük olmaz. " Teyzemin onaylamadığını biliyordum. Kardeşime o da bakabilirdi ama ona yeterince yük olmuştuk. 

" Tamam o zaman kızım. Ama zorlanırsan haberim olsun mutlaka. " 

" Tamam teyze. Hadi kendine iyi bak. " dedim ve banyoya koştum. 

Banyodan çıktığım zaman hemen mutfağa geçtim. Kardeşimin en sevdiği yemekleri yapacaktım. Annem her zaman benim en sevdiğim yemekleri kendi yapıp, kardeşimin sevdiği yemekleri bana yaptırırdı. Onunla ilgili olan anılarımı hatırlayınca gülümsedim ve dolaptan malzemeleri çıkardım. Yemekleri hızlıca yaptım ve salona geçtim. Ben salona geçer geçmez kapı çaldı. Hemen kapıya koştum ve açtım. Kardeşim hemen boynuma atladı.

" Abla ! " Onu öpücüklere boğarken eniştem boğazını temizledi. Buğlem'i yere koyup ona döndüm. Cebinden para çıkartıp bana  uzattı. Elindeki paraya kaşlarımı çatarak baktım. Tamam paraya ihtiyacım vardı ama sürekli vermesini de istemiyordum. Daha buraya gelirken vermişti sonuçta.

" Yok enişte, var benim param. " Parayı Buğlem'e uzatınca hemen aldı. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Eniştem gözlerini bana dikip iç çekti.

" Dilan buradan da gitmen gereken zaman gelicek. O zaman bu paraya ihtiyacın olacak. Harcamasan da sende kalsın. " Başımı salladım ve olanları aklımdan uzaklaştırmaya çalıştım. Buğlem koşarak mutfağa gitti. Eniştem de başıyla selam verip ilerlemeye başladı. Kapıyı kapatıp arkasına yaslandım. Okulda çizdiğim sert kız imajı buraya kadardı.

" Abla, buraya gelsene. " Kendimi toparlayıp kardeşimin yanına geçtim.

(...) 

Bu okulu sevmeye başlayabilirdim. Cidden, arka tarafında ilkokul olduğunu keşfettiğimden beri havalara uçuyordum. Buğlem okuldan sonra beni kapının önünde bekleyecekti. Böylece bende onun için endişelenmek zorunda kalmayacaktım. Okula girdim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıfta dünkü kavga ettiğim kızdan başka kimse yoktu. Bana dik dik bakmasını umursamadan sırama geçtim. Sırt çantamdan evde yaptığım yapışkanlı kağıdı çıkardım ve önümde oturan kızın sırtına yapıştırdım. Kağıdın üstünde " Ben sürtüğüm. " yazıyordu. Gülümseyerek ayak ayak üstüne attı. Ayağa kalkıp sınıftan çıkınca " Şimdi başlıyoruz. " diye mırıldandım. Batuhan içeri kahkaha atarak girdi. 

" Bunu sen yaptın değil mi ? " Bilmeme rağmen kaşlarımı kaldırdım. 

" Neyi ben yaptım ? " Yanımdaki yerine geçip kahkahasına devam etti. Benimle uğraşmanın bedelini ödüyordu. 

" Şu sırtında yazan " Ben sürtüğüm. " yazısını. Okulda herkes gördü ama kimse birşey demiyor. " Dudaklarım bir gülümsemeyle kıvrılmasınlar diye birbirine bastırdım. Elbette ben yapmıştım, benden başka kim yapardı ki ? Cevap vermeme gerek yoktu, anlamıştı nasılsa. Mert içeri koşarak girdi. O kahkaha atmıyordu ama yüzünde bir gülümseme vardı. 

" Bahçe kahkahadan yıkılıyor. O sırtındaki yazıyı yazmak benim aklıma gelmezdi. Helal valla. " Bu sefer dudaklarımın kıvrılmasına izin verdim. Herkes sınıfa girmeye başlayınca yüzümdeki gülümsemeyi sildim. Yerlerine geçmeden önce insanlar mutlaka bir kez bana bakıyordu. Sınıfa sonunda o kız girince yerimde daha çok yayıldım. Bana, benden tiksindiğini belli eden bir bakış attı ve yerine oturdu. Yazının hala yerinde olduğunu görünce dudağımı ısırdım. Gülme kızım, gülme ! Eve gidince gülersin. Yanımda oturan Batuhan kahkahasını bir öksürükle saklarken Mert aleni bir şekilde gülüyordu. Batuhan'a dönüp fısıldadım. 

" Adı ne bu kızın ? " 

" Cansu. " Bertuğ kayarak içeri girince kaşlarımı çattım. İlkokulda değildik ya, neydi bu çocukluk ? Bize doğru ilerleyince Cansu bana bakıp önüne döndü. Kaşlarımı daha derin çattım. Neler oluyordu ? Bertuğ yanıma geldi ve Cansu'nun sırtına baktı, sonra da kahkahayı koyverdi. 

" Ulan var ya sizin sınıfta olmak vardı. " Gözlerimi onun gözleriyle buluşturdum. 

" Neden ? " 

" Çünkü sen eğlencelisin. " Gözlerimi devirdim. Hoca sınıfa girince Bertuğ yanağımdan bir makas alarak uzaklaştı. Bertuğ dönüp öpücük atınca bütün sınıftan bir "ooo" nidası yükseldi. Cansu önümden " Kıza bak, 3 erkeği birden idare ediyor. " diyince sinirlerimin tekrar tavan yaptığını hissettim. Ön sıralardan bir kız ona doğru dönüp  " Kız üçüne de yüz vermiyor, bakış açını değiştir istersen. Ayrıca öyle birşey yok ama olsa buna laf söyleyebilecek en son kişi sensin değil mi ? Sonuçta Berktuğ ve Göktuğ'u aynı anda idare etmiştin. Sen iki kişi de o üç kişiyi idare ediyor diye mi kıskandın ? "  deyince sınıfta bir sessizlik oldu. Hoca bile susmuştu. Yan sıradan bir çocuk "Üzülme ya, ben 3. kişi olurum. " deyince herkes gülmeye başladı. Benim birşey yapmama gerek kalmadan her şey oluvermişti. Öndeki kız bana bakıp baş parmağını kaldırdı. İçten olmasını umduğum gülümsemelerden birini gönderdim ve derin bir nefes aldım. Birilerinin arkamda olduğunu bilmek güzeldi. Hoca sonunda sınıfı susturmayı akıl etti ve sınıfı susturdu. Bense kafamı sıraya koydum ve uyumaya çalıştım. 

" Berktuğ saçmalama sende onun yanına yatamazsın ! " Mert'in azarlayan sesini duyunca kaşlarımı çattım. 

" Uyandırıcaksın, sessiz olsana. " Batuhanda Mert'e kızarken yanıma birinin kafasını koyduğunu hissettim. Hemen gözlerimi açınca karşımda Bertuğ'u buldum. Kafamı kaldırıp sınıfa baktım. Herkes kendi işiyle uğraşıyor gibi görünse de bizi izlediklerini biliyordum. 

" Ne yapıyorsun sen ? " 

" Seninle uyumak nasıl bişey onu merak ettim. Ama bu 2 hayvan seni uyandırdı. " 

" Bu durumda o 2 hayvana minnettarım. " Kaşlarını çatan bu sefer O'ydu. Göktuğ sınıftan içeri bomba girip sevgilisine yöneldi. Cansu ayağa kalkıp onu karşılamak için beklerken o arkasını döndürdü ve kağıdı oradan söküp aldı. Kağıdı bana doğru fırlatıp karşıma geçti. 

" Sen bundan sonra kendine dikkat et. Sinir kat sayımı had safhaya çıkardın. Bende Göktuğ isem sana hayatı zindan edeceğim. " 

Selam gençler. Oruçlu kafayla ancak bu kadar oluyor canlarım ama umarım beğenirsiniz :D

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin