Yerde oturmuş ona aval aval bakıyordum ve yakından ne kadar çekici olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Sokak lambası tam da onu aydınlatacak şekilde yerini almıştı kahverengi saçları uzun olmasına rağmen derli toplu bir şekilde taranmış ve güzel yüzünün etrafını en güzel şekilde çevreleyecek bi şekil verilmişti, hafif sakalları çeneli köşesinde harika bir şekilde önüme sunulmuştu. Tanrım gördüğüm en yakışıklı erkek olduğuna yemin edebilirim.
Elindeki mendile benzeyen şeyi biraz daha bana doğru uzatınca saçma sapan düşüncelerimi kafamdan ittim. Biraz önce onun önünde rezil olmuştum ama beklide bu yetmemişti ve o sarışını bollingera buladığım için bana hakaretler etmeye beni kovduracağına dair yeminler etmeye gelmişti. Hışımla oturduğum yerden kalktım. O pislik sarışın yüzünden zaten işimden olacaktım birde onu dinleyemezdim. Onu ve soğuğu yok sayarak evimin yolunu tuttum. Soğuktan donmuş kıçım hızlanmama hiç de yardımcı olmuyordu. Keşke geri dönüp eşyalarımı alacak cesaretim olsaydı. Kollarımı kendime sarıp insanların arasından geçerek adımlarımı hızlandırdım. Evimin yakın olması gerçekten işime yarıyordu. Eminim yarın yerimden kalkamayacak kadar kötü olacaktım, zaten soğuğa ve hastalığa hiç dayanıklı değildim kışın sürekli nezle ya da grip olup duruyordum.
Koşar adım apartmana girdim eğer Bayan Julie uyumuşsa cidden onu uyandırmak zorunda kalacaktım. Birkaç kez zili çaldım tam geri dönmek üzereydim ki kapıyı açtı. Üzerinde geceliği ve karışmış - uykudan biraz önce uyandım - saçlarıyla bana bakıyordu. Bu kadını seviyordum evinde kalmam için hatırı sayılır derecede az bir para alıyordu, bana karışmıyor ya da eşyalarımla uğraşmıyordu. Daha önce kaldığım evleri düşünürsek burası gerçekten benim için cennetti.
‘‘Rose bir sorun mu var? ’’ endişeli bir şekilde bana bakıyordu nasıl göründüğümü bir an merak ettim. Onu korkutmuş ya da endişelendirmiş miydim tam olarak emin olamadım.
‘‘ Şey.. üzgünüm.. anahtarımı unutmuşum.’’ Girmem için kapıyı araladı. Kendimi zorlayarak hafifçe gülümseyip koridorun sonundaki odama yöneldim. Ev biraz sıcaktı ama yinede donuyordum. Aynaya bakıp kendimi görünce cidden berbat durumda olduğumu fark ettim saçlarım dağılmış gömleğim ve eteğim yerde oturduğum için kirlenmişti. Ve geri kalan her yerim kıpkırmızıydı. Eski dolabımın kapaklarını açtım karışık dolabımın köşesine tıktığım kalın eşofmanlarımı hevesle alıp hemen giyindim, soğuk gerçekten iğrençti. Yatağıma girip yorganı kafama kadar çektim. Tam uyumak üzereydim ki kapım çalındı.
‘‘Girin Bayan Julie’’ sesim bir kurbağanın sesi gibiydi.
‘‘İyi misin canım’’ dedi hala endişeli ve korkmuş görünüyordu.
‘‘Evet şey sadece biraz hastayım’’ diye mırıldandım kapımı açık bırakıp birkaç dakika ortadan kayboldu. Tekrar geldiğinde elinde bir fincan ve bir tabak dolusu kek olduğuna emin olduğum o leziz kokulu parçalar vardı.
‘‘Biraz kek yapmıştım ve sıcak bir şeyler içsen iyi olur’’ çekinerek odama girip elindekileri komodinin üzerine bıraktı. Bu kadına bazen sarılma isteği duyuyordum ve bu da o anlardan birisiydi.
‘Şey… ben çok teşekkür ederim’ dedim gösterdiği şefkat beni biran şaşkına çevirmişti. Gülümseyip kapımı kapatarak odadan çıktı. Getirdiği şeyleri yerken gerçekten çok aç olduğumu anladım. Fincanı ve tabağı komodine bırakıp yorganı kafama çektim ve düşüncelerimden önce uyku davranıp beni karanlığa gömdü.
Gözüme vuran güneş beni uykudan böldü her yerim sızlıyor ve burnum akıyordu nerdeyse sürünerek yataktan kalktım. Kendimi iğrenç hissediyordum. Banyoya giderken saatin akşamın beşi olduğunu görünce beni uyandıran şeyin güneş değil de hastalığım olduğunu anladım. Mutfağa gidip dolabı açtım kendi rafıma baktığımda sadece bir parça krem peynirin olduğunu gördüm yüzümü ekşiterek kapağı kapattım. Açlık, hastalık ve sefalet içinde ölmek için odama dönerken Bayan Julie nin kapıda biriyle konuştuğunu gördüm kapı biraz daha aralanınca Mia’nın müthiş – en yakın arkadaşın seni kurtarmaya geldi- gülüşüyle karşılaştım ya da zırvalıyordum beklide ateşim başıma vurmuştu tam olarak bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yokuş
Teen FictionHer şeyini kaybetmiş bir kız... Ona her şeyini kazanmasına yardım etmeye gönüllü bir adam. Bu arayış ne kadar sürecek dersiniz ? Sonsuzlukta bir şeyler aramak ne kadar sürer ki...