Tuğra, toplantı için Amerika'dan geldiğinde geri döneceğini varsayarak yanında hiçbir şeyini getirmemişti. Şimdiyse evlilik olayından ötürü ne Amerika'ya gidebiliyordu ne de eşyaları yanında olmadığı için kendi evine gidebiliyordu.
Her gün, uzun yıllardır sadece yılda bir kez geldiği ailesinin evine giderken garip hissediyordu. Üniversiteyi kazandığı an oradan taşınmıştı. Şimdiyse yanında getirdiği kıyafetlerinin neredeyse hepsi kirlenmişti. En kısa sürede Amerika'dan eşyalarını getirtmesi gerekliydi.
Kendini yatağa attığında yorgun hissediyordu. Zihnini boşaltıp uykuya dalacakken telefonunun çalmasıyla gözlerini açtı. Masal arıyordu, yavaşça telefonu açtı. "Efendim?"
"Tuğra, Ferman'ın davranışı için özür dilerim. Biz hallettik onunla şimdi, yarın bunu telafi etmek istiyor." Masal'ın mahcupluğu o kadar belliydi ki... Tuğra başını salladı yavaşça. "Özür dilenecek bir durum yoktu aslında, olabilecek bir şeydi."
Tuğra, Ferman'ın bunu onaylayıp onaylamamasını zerre umursamıyordu. Bu evlilik gerçekleşecekti, bunu ne Masal ne de kendisini engelleyebilirdi. İsterse onaylardı ve ablasının yanında olurdu, isterse onaylamaz ve uzaktan yargılardı.
"O zaman yarın kahvaltıya gidiyoruz. İstersen sen de Sezen'i çağırabilirsin." Tuğra, Masal'ın Sezen'i nereden tanıdığını bilmiyordu. "Sezen'i nereden tanıyorsun?" dedi şaşkınlıkla.
"Şahsen tanımıyorum ama sık sık haberlerde görüyorum ve kardeşin olduğunu biliyorum." Tuğra, kardeşten çok bir baş belası olarak görüyordu ama "Tamam, sorarım." dedi. Zaten Sezen'in onunla beraber kahvaltı yapacağını zannetmiyordu. Birbirlerine bir akşam yemeğinde bile katlanamıyorlardı.
Sezen'in evde olmadığını bildiğinden ona mesaj attı. Şayet yüksek dozdan ölmemişse mesajı görür ve sabah ona göre kalkardı.
"Yarın sabah Masal ve kardeşiyle kahvaltı yapacağız. Masal seni de çağırdı. Gelmek istersen sabah erken kalk." Mesaj açık ve netti. Telefonunu komodinin üzerine koyup tekrar zihnini boşalttı ve uykuya daldı.
"Bana erken kalk diyene bak." Yüzünde hissettiği ıslaklık ve boğulma hissinin yanında kardeşinin sesini duyarak yataktan fırladı Tuğra. Sezen ona kahkaha atarak bakıyordu.
Tuğra, gerçekten boğulacağını sanmıştı. "İnsan gibi uyandırabilirdin." dedi sinirle. Sezen ise yüzünü ekşitip Tuğra'ya tiksinerek baktı. "Karşımda insan mı var yoksa programlanmış bir robot mu?"
Tuğra Sezen'le uğraşmak yerine odasındaki banyoya doğru ilerledi. "Aşağı in, beş dakikaya orada olurum." Sezen ördüğü saçıyla oynarken omzunu silkip aşağıya indi.
Kahvaltıya gitmesinin tek bir nedeni vardı. Ortamın tadını kaçırmak istiyordu. Abisi her ne kadar vazgeçmiş olsa da, Masal'ın beynine girip bu evliliği iptal ettirmeye çalışacaktı.
Babasının bir kereliğine olsa bile istediğini elde etmesini engellemek istiyordu. Senelerce, Tuğra'yı nasıl manipüle ettiğini görmüştü. Abisine kızsa da, şu an bu durumda olmasının en büyük sebebi oydu. Küçüklüğünden beri onu yönetiyordu.
Kendisiniyse her zaman görmezden gelmişti. Birebir bir kez bile konuştuklarını hatırlamıyordu babasıyla. Yok gibiydi, belki de babası için yoktu bile. Küçükken buna üzülse bile bir yerden sonra umursamamaya başlamıştı. Abisi gibi bir hayatı olmayan biri olmaktansa kendini en azından yükselmişken mutlu hissedebiliyordu.
Sonunun Masal gibi bitmeyeceğini de biliyordu. O tarz kızlar, kendisi gibi yetiştirilmezdi. Küçüklükten itibaren prenses gibi yetişirlerdi. Tüm nezaket kurallarını ve nerede oturup nerede kalkacaklarını bilirlerdi.
Oysa Sezen, on sekiz yaşına bastığı gün verdiği kocaman partiyle, bir prenses olmayacağını belli etmişti. Doğum günü partisinin sonunda beş farklı uyuşturucusu satıcısı yakalanmış, sosyetenin birçok ünlü ismiyse uyuşturucu kullanımından gözaltına alınmıştı.
O asla, pazarlanıp satılabilecek biri değildi. Kötü şöhretiyle bunu engellemişti. Bunu, belki babası ona kızar da varlığını az da olsa hisseder diye yapmıştı ama sonucunda hiçbir şey değişmemişti. Babası ne doğum gününü kutlamıştı ne de bu skandal yüzünden başını yakmıştı.
Sezen sanki asla var olmamış gibiydi. O günden beri de kendini var hissettiği tek anı yaşıyordu. Sarhoş oluyor, her türlü uyuşturucuyu kullanıyor ve magazinin ilgi odağı oluyordu. Ailesinden kimse onu umursamazken, paparazziler peşinden ayrılmıyordu.
Bu, onu istemsizce mutlu hissettiriyordu. En azından birisi, onun varlığına tepki gösteriyordu.
Abisi aşağıya indiğinde gözlerini devirdi. Abisinin mükemmel evlat tavırlarına, o hiçbir şey yapmasa da sinir oluyordu. Belki de içten içe abisinin yerinde olmak istiyordu ama bunu aklından bile geçirmiyordu.
İkisi tek bir kelime etmeden arabaya bindiler ve yola çıktılar.
🎇
Sezen ah yavru kuş 🐦
Masal ve Sezen şipleyenler var fkdjdkkd
Girmeyin aklıma :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rewrite the stars °bxb
NouvellesTuğra Korhan'ın yirmi yedi yıllık yaşamı, hayattaki tek amacı olan aile şirketini babasından devralmasına hazırlanarak geçti. Amacını gerçekleştirmeye çok az kala, babasının son sürpriziyle hayatının beklediğinden çok daha farklı olacağını asla haya...