"Charlie!" önündeki rafa bakınıyordu Sam, oldukça dikkatle. "Joseph'in dosyası nerede?" diye bağırdı, yan odadaki kıza. içinden de küfür mırıldanıyordu. Dean'la aynı evde yaşamanın zararları.
"önündeki rafta Samuel." baş parmağındaki melek kanadı sembollü yüzüğü bardağın içindeki kahveyi karıştırdığı kaşığa değdirerek iri adamın yanına geldi. bardağı masaya koydu ve Sam'in kolunun altından geçip rafın önüne geldi. onun için yukarıda kalan dosyayı almak için parmakları ucunda yükseldi, elbette kısa bir insanın yapmaması gereken bir hataydı bu. istediği dosyayla beraber gelen ve kafasına düşecek olan iki dosyadan birini kendisi tuttu, diğerinin kafasına düşmesini gözlerini kapatarak bekledi.
ama kafasına bir şey düşmemişti. korkuyla gözlerini açtı. "öldüm mü?" dedi Sam'in defalarca aşık olduğu masum bakışlarıyla bakarken.
aynı zamanda içinden ve galiba cennetteyim, diye geçiriyordu kız.Sam kocaman gülümsedi kıza. "sanırım hayır. seni kurtardım." Charlie de ona gülümserken kapıda dakikalardır dikilen Dean öksürdü.
"mükemmel anınızı bozuyorum ama, girebilir miyim?"Sam düşmeye çalışan dosyaları rafa geri yerleştirdi ve kızılın önünden çekilip ona yol verdi. Charlie hafifçe eğilerek, kraliyet selamı vererek, geçti adamın önünden.
"tabi ki girebilirsin Dean," sandalyeyi gösterdi. "otursana."Dean sırıtmaya devam ederek gösterilen sandalyeye oturdu ve Charlie'ye döndü. "bu gece maratona devam edemeyeceğiz."
"bu beni üzer." dedi Charlie önündeki bilgisayarı kapatırken. "yeni bir olay mı var? ben de gelebilir miyim?" dedi heyecanla cümleleri art arda sıralarken.
"evvet ve hayır ufaklık, gelemezsin." kızın masasındaki atıştırmalıklardan attı ağzına. "burada otur, uslu bie avukat gibi savunmalarını hazırla ve diziyi izlemek için beni bekle."
dudak büktü Charlie. "şimdilik acil bir durum yok, ben de geleyim. yardımım dokunur."
"son geldiğinde kıyafet seçene kadar Shape Shifter'ı kaçırmıştık Charl." güldü Dean.
"sonra benim sayemde yakaladın ama, ayrıca ne yapayım, ilk kez fbi rolü yapıyordum." kollarını bağlayıp arkasına yaslandı. "ben de geleyim."
Dean ağzına bir atıştırmalık daha atıp Sam'e döndü. "patronun izin vermez bence." sırıttı kardeşine. benim küçük ama çabuk büyüyen kardeşim.
"madem işin bitti," dedi Sam, Charlie'ye yine - her zmaanki gibi - gülümseyerek. "bana yardım edebilirsin. hayır demem."
ofladı kız. "bu yaptığınıza bir şey denir, bir şey, ama hatırlamıyorum. her neyse." atıştırmalıklardan aldı bir tane ve Dean'a döndü. "sen gelene kadar tüm bölümleri izleyip seni spoilera boğacağım." sırıttı.
"aman tanrım! ne kadar kötü yürekli bir kız bu böyle!" dramatikçe bileğinin dışını alnına koydu Dean. Sam garipsercesine baktı ona, yine sarhoş herhalde.
"neyse neyse," ayağa kalktı. "benim gitmem gerekiyor, siz de çalışın." sırıtıp Sam'e bir göz kırptı, Sam utandığını belli etmemek için bilgisayarına gömülmüştü. kıkırdadı Charlie. Dean giderken el salladı ve o da bilgisayarına gömüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SING A SONG ( sam winchester+charlie bradbury ) AND SONGS
Fanfictie" biz bir şarkıydık hiç yazılmamış hiç bestelenmemiş okunmasına izin verilmemiş tozlu bir rafta plak kutusunda çürüyen belki de hiç söylenmemiş sözler gibi hiç birbirine bakamamış aşıklar gibi sanki ayrı ve ırak gerçeklerden uzak " for beggs, actua...