İçindeki Ateşi Yakala

29 0 0
                                    

Not : Kabul etmem gerekirse beklentilerim kadar iyi olmasa de bir süreçte toparlayıp her şeyi düzene sokup gerçek anlamıyla karşınızda olucağına dair bir söz verebilirim.Her zaman bar olan Cara karakterinin ismini değiştirip yerine Stefanie ismini koymaya uygun gördüm.Ve ayrıca bu hikayenin olmazsa,olmazları olan ,yapı taşlarını oluşturan -Sümeyra-,Dilek,İlke,Yaren,Aslı ve daha ismini söylmdiğim sır olarak kalmasına meyilli olduğum diğer tüm kişilere teşekkürlerimi sunarım. :D

Jessica,(Jack)

Araba yolculuklarının en iyi tarafı( ne kadar uzun sürerse sürsün )manzaranın doyumsuz ihtişamıdır.

Yeşilin her tonunun varlığıyla bezenmiş olan ormanlar,gök yakut rengindeki ırmaklar ve saydam lapus luzuli gökyüzünün ışıkyardımıyla gözlere hitap etmesi.

Tam bir rüya.Yolculuğa çıkalı 3 saat olmasına rağmen hala rüyada mıyım diye soruyorum kendime.Ta ki Jake'in yeni parfümünün kokusunu alana dek.

Tam olarak kokusuna bir ad veremeyecek olsam da bana naneye batırılmış çilek kokusunu hatırlatıyor doğrusu.

Garip!Yaz tatilinin üçüncü haftasının perşembe günü öğlenden sonra 2 sularında yolculuğa çıkma fikri benim fikrim olmamasına rağmen bu fikri benimsemiş ve onaylamıştım.

Ve iyi ki de onaylamışım.Saat 5'i çeyrek geçmesine rağmen güneşin hala tepede ve tüm gücüyle sıcaklığını bize doğru göderdiğine dair size yemin edebilirdim doğrusu.

Kendimi bir an olsun dışarıda bulunan manzara cümbüşünden kurtarıpta içeride bulunan manzaraya kenetlediğimde karşımda duran yaratğ(Jack)a karşı hayranlığımı gün yüzüne çıkartıyordum.

Adeta bir köpek gibi salyalarımı akıtıyordum diyebilirim.Ama bunu yapan tek kişinin ben olmadığıma da kesinlikle eminim.

Hafif sarıya çalan açık kumral saçlarında kaybolmamak için kendimi zor tutuyordum doğrusu.Hiç dokunmama rağmen o muazzam renkteki saçların ipek gibi yumuşacık olduğuna kesinlikle emindim.

Peki ya o gözler ?Sanki üç renk ateşkes ilan edip ebedi düşmanlıklarından sıkılıp barışa adım atmışlar gibi,üç tabakadan oluşturmuş o gözleri,en içte çimen rengindeki doyumsuz yeşil uzanıyordu,yeşilin ardından lapus luzuli koyu mavi "Elena Gilbert"mavisi ve ardından hafif ve en dar katmanı oluşturan ışıltılı,parlak ela rengi beliriyordu.

Saçlarını,gözlerini geride bırakan belirgin yüz hatları,hafif toz pembe ile yıkanmış olan pamuk gibi yumuşacık yanakları,hafifçe beliren elmacık kemikleri ve gül kurusu rengindeki şaheser.

Sanki beni öp,Öp beni diye yalvarıyorlardı gül kurusu rengindeki dudakları ,soluk alıp verirken dudaklarını açıp kapaması içimin "cız"etmesine neden oluyordu.

Soluk alıp verişlerim hızlanıyor,kalbim yerinden çıkıcak gibiymiş gibi atmaya başlıyor,gözlerim kararıyor ve başımın hafif dönmesine neden oluyordu.

İçimi fokur fokur kaynatan heyecanı hesaba katmıyorum bile.Sonra dönüp bana bakınca yüzünde hafif bir gülümseme belirir,sol yanağımı hafifçe okşar ve bana "Seni Seviyorum Tatlı Melek"deyip alnıma tatlı bir öpücük kondurup bnden uzaklaşırdı.

Sesini,tenini ve dudaklarını bedenimde hissedince bir an bir boşluğa yuvarlanmış bulurum kendimi,gerçek dünyayla ilişkim kesilir.Kelebek olmaya hazırlanan bir tırtıl gibi kendi kozamı örerim.Sonra yavaş yavaş görüntüler gelmeye başlar zihnime,ilk önce bulanık,uzak görünürler daha sonra yavaş yavaş belirginleşmeye,netleşmeye başlarlar.

Kalbim yeniden atmaya,gözlerim görmeye başlar,oksijenin akciğerlerime nufüs edişini dinlemeye başlarım ve sonra mutlu son.

Karşımda dikilmiş beni kucaklamayı bekler bir vaziyette.Yeni doğmuş bir bebek gibi ürkek davranırım ilk önce çevremden habersiz masum,ürkek bir bebek.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İçindeki Ateşi YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin