2* HATA

432 5 2
                                    

Abimin ölümünden sonra hayatımda değişen birçok şey oldu. Bir terapistim vardı. Ve annem eve daha fazla uğrar olmuştu. Terapistim Ege Bey çok iyi geliyordu bana. Sanırım çevremde içimdekileri dökebileceğim tek insan oluşunun da bunda bir etkisi vardı. Abimin ölümünün üzerinden geçen 1 ayda onunla toplam 8 görüşme yapmıştık. Ve şuan yaşıyor olmamdaki en büyük etken oydu. Bana sorduğu soruyla düşüncelerimden ayrıldım ‘ Nasıl hissediyorsun?’ nasıl hissediyordum sahi. ‘ Eksik.’ Ağzımdan dökülen bu sözcükle tek kaşını kaldırdı. ‘ Bir parçan kopmuş gibi mi?’ Abim aklıma geldiğinde içimdeki acı büyüdü. ‘ Hiç parçam kalmamış gibi.’ Defterine notlar almaya başladı. Terapinin en nefret ettiğim kısmı buydu. O defterde yazılanları okumak için can atıyordum ama ne yazık ki böyle bir hakkım yoktu.

‘Nefes alırken üşüyormuş gibi mi?’ Sorduğu soruyla gözlerine baktım. Beni anlamaya çalışıyordu. ‘ Daha çok nefes alamıyormuş gibi.’ Oturduğu koltuktan kalktı, yanıma geldi. Büyük bir içtenlikle bana sarıldı. Abimin beni bırakışından sonra ilk kez gülümsedim. Gülümseme sayılmazdı belki küçük bir tebessümdü ama benim için büyük bir adımdı. ‘Abini yakından tanıyordum. Onun gidişi beni de sarstı. En çok ne isterdi biliyor musun? O yokken de mutlu olmanı’ Haklıydı. Abim bana bunu kendisi de söylemişti. Onsuz da uçmaya devam etmemi istiyordu. Ama zordu, yorucuydu. ‘ Biliyorum bunları. Deniyorum ben de. Yoksa şuan burada olmazdım. Çoktan vazgeçmiştim.’ Doktorum Ege kaşlarını çattı kendi kendine homurdandı. ‘Duymamış olayım bunları. Hadi şimdi git evine dinlen. Cuma günü görüşürüz. Seni daha iyi görmek istiyorum küçük hanım’ Gülümsedim. Sonrasında eşyalarımı toplayıp odasından çıktım. Terapiler yaşadığımı hatırlamamı sağlıyordu. Kulaklıklarımı takıp eve doğru yürümeye başladım. Çok uzak mesafe yoktu terapi merkezi ile ev arasında. Yürüyerek gidip gelmeyi tercih ediyordum çoğu zaman. Yürümeyi oldum olası sevmiştim zaten. Abimle Pazar günleri yürüyüşe çıkardık. Ah! Anılar acımı tazeliyordu. Ege anılardan kaçmaktansa onları sevmem gerektiğini söylemişti ama yapamıyordum işte. Eve doğru yürürken bir anda adımlarımın yön değiştirmesi ile kendimi abimin mezarında buluvermiştim. Gözlerim dolmaya başlarken konuşmaya başladım ‘ Biliyorum, kızıyorsun bana. Güçlü bir kız olmam gerektiğini söyler dururdun. Ama zor, çok zor. Belki annem benimle ilgilenmiş olsaydı atlatırdım, ya da bir babam olsaydı. Ama atlatamıyorum. Tek değer verdiğim insan sendin. Şimdi ise tek dostum para karşılığında beni dinleyen terapistim. Eminim sıkılıyordur benden. Seni görmek istedim sadece, şimdi gitmem gerek. Ama yine gelirim, kızacak olsan bile bana. Görüşürüz canım abim.’ Gözyaşlarımı silip yürümeye başladım. Şimdi de abimin mezarıyla konuşmaya başlamıştım. Durumum git gide kötüye gidiyordu. Büyük adımlar atarak eve gittim. İçeri girdikten sonra direk odama ulaştım ve kendimi yatağıma bıraktım. O an hiç yapmamam gerek bir şeyi yapıp Mertcan’a mesaj attım.
Gelebilir misin?

Şu an abimin bana kızdığına emindim ama acılarımın azalması için ona ihtiyacım vardı. Çünkü kalbimi en çok o kırsa da, kalbimin en derinlerine inip iyileştiren bir tek o vardı.
1 saat sonra sizdeyim.

Normalde olsa benim için kılını kıpırdatmayacak olan çocuk abim öldüğünden beri isteklerimi önemser hale gelişti. O da diğerleri gibi bana acıyordu. Bu histen nefret ediyordum. Yıllardır babasız olduğum için bana acıyan bakışlardan nefret ederken şimdi abimin ölümü nedeniyle bana acıyorlardı. Bu düşüncelerden arınıp kendimi soğuk suyun altına bıraktım. Üşümeyi seviyordum. Mertcan gelmeyecek olsa suyun altında oyalanırdım ama vaktim yoktu. 10 dakika sonra morarmış dudaklar ile banyodan çıktığımda yatağımda buldum onu.  İç çamaşırlarımı ve kıyafetlerimi alıp banyoya tekrar girdim, giyinip çıktıktan sonra yanına uzandım. Yüzümü boynuna gömdüm. Gözlerimi kapattım ve huzur yanıbaşımdayken ölmeyi diledim.

Hayat kısa, kuşlar uçuyor.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin