Evet girdiğim şirket hesabı PD-nim'indi . Çünkü beni kaçırmasına yardım eden büyük kore mafyası oydu . Fazla zor bir iş olmamıştı mafya velihatı olarak fakat annemden kaçarken bunu bu kadar kolay bulabileceğimi sanmıyordum . Herhalde bilgisayar başında 2 gün falan geçirmem gerekirdi . Fakat şimdi 1 gün içinde Bang Shin Hyuk ' un mafya olduğunu öğrenmiş . BTS'i ilk kurduğunda o paralarla geçirdiğini öğrenmiştim . Fakat bunlar o kadar önemli bilgiler değildi . Burada ki en önemli bilgi şirket şifresinin Jeon Jungkook olmasıydı . Neden şifresinin eşim olduğunu çok merak ediyordum fakat şuan yakalanmadan bitirmem gereken bir iş vardı . Fazla zorlamadan hesapta ki tüm parayı annemin hesabına geçirdim ve hemen bilgisayarı kapatıp lavaboya attım ve suyu açtım . Bilgisayarın motoruna su geldikçe cızırdama sesi bozulduğunu belirtiyordu . İşimi temiz bir şekilde bitirdiğim ve annemin başına gelecekleri izlemek adına sessizce odadan çıktım. Bilgisayarı kurulayıp geri yerine koyduktan sonra kimse görmeden sessizce odama çıktım ve beklemeye başladım . Acaba Jungkook ne yapıyor ? diye düşündüm fakat şuan aklımda onunla ilgili daha büyük bir sorun vardı . Sanırsam ikimizinden boktan geçmişi bizi hiçbir şekilde rahat bırakmamak için yemin etmişti ve o an fark ettim . Bizim yine evlilik temellerimiz sağlam değildi . Birbirimizle ilgili hiçbir gerçek geçmişi bilmiyorduk . Evlilik diyince annemin imzalattığı sözleşme aklıma geldi . Acaba kağıtlar mahkemeye gidip kabul edilmiş miydi ? Bunları düşünürken çalan kapıyla ayaklanan ev başlayan koşuşturma ve benim odamdan yavaş hareketlerle çıkışım hiç orantılı değildi . Pijamalarımla çıktığım kapıdan bir tane hizmetli gelmiş ve ' Efendim lütfen üzerinizi değiştirip içeri gelin . Önemli bir misafir geldi . ' diyerek beni içeri sokmuştu . Ah hadi ama onu ben buraya kadar getirttim ve şimdi de üzerimi mi değiştirmem gerekiyor . Oflayarak değiştirdiğim üstümle aşağıya indim . Büyük yemek masasının bir köşesinde oturan annem bir köşesinde oturan kayınbabam olarak tahmin ettiğim fakat emin olamadığım kişi yani PD-nim sanki beni bekliyorlarmış gibi içeriye adım attığımda bana döndüler . Gidip uzun masanın kenarının ortasında ki sandalyeye oturmuştum . Sessizlikle geçen bir iki dakika sonra güzel sessizliği annem bozmuştu .
" Bu saatte buradan işiniz ne acaba ?" diyerek bombanın pimini çekmişti .
" Bu saatte burada ki işimi sen daha iyi bilmelisin . O kadar aldığın paradan sonra . "
Ne kadar gergin bir ortam da olsa benim içimden kahkaha atmamı kimse engelleyemezdi. İşte annecim oyun öyle değil böyle oynanır demek istiyordum . Hatta bağırmak istiyordum .
" Ne parasından bahsediyorsun ? Ne alması ?"
" Çok güzel oynuyorsunuz hanımefendi . Fakat ben bu numaraları yemiyorum . Kusura bakmayın ."
" Ne oyunundan bahsediyorsun ? "
İçimden attığım kahkahalar bir türlü durmasada yüzümde uykulu bir ifade vardı . Fazla zor bir şey değildi benim için böyle durmak fakat PD-nim bir adamını çağırdı ve masanın ortasına açık bir bilgisayar getirdiler . Masanın ortasına koyulan bilgisayara yaklaşan annem ve bakmasını bekleyen PD-nimle içimdeki kahkahalar durmuştu . Biraz sıkıntıya girmiştim . O bilgisayarda keşke ne olduğunu bilsem diyerek en az 5 dakikam geçti . Annem o 5 dakika bilgisayara baktı ve kafasını kaldırıp PD-nim'e çevirdi .
" Biz yapmadık . Bizden değil bunu yapan hiçbir bilgisayar mühendisim işlerini bu şekilde halletmez . Kim yaptıysa şuan senin burada bana hesap sorman için yapmış . "
" Öyle mi diyorsun ? Peki sana neden inanmalıyım . Bana tek sebep söyle . "
"Sen bana inan diye hiçbir şey söylemeyeceğim . Fakat şunu unutma yıllardır aradığım kızımı sen bana getirdin . Bir iyilik borcum varken öyle bir şey yapmam . Şimdi ister inan ister inanma ."
Bunlar dün öğrendiğim bilgiler arasındaydı. Artık adam ne kadar Jungkook'dan uzaklaşmamı istiyorsa anneme parasız vermişti bana . İnsan biraz para alırdı . Belki o parayı hesabında bırakırdım ha . Ama işte almamıştı . Şimdi eğer ki bilgisayarda biraz daha zamanım olsa benim için hangi sıfatta olduğunu öğrenirdim fakat bu beni ele verirdi . Birazdan iş bana gelecekti . Bu belliydi fazla zorlamaya gerek yoktu .
" Ah , doğru . Kızını unutmuşum . Eeee nasıl oldu ? " diyerek kafasına bana doğru döndürdü. Uykulu gözüken halimle sanki benden cevap istiyormuş gibi başımı eğdim . Hadi Jung bu adam için saygı önemli miydi sence ? Kendimle çelişkiye düşüyordum . Ne kadar soru bana doğru yönetilsede fazla beklemeden annem cevap vermişti.
" Çok iyi baksana . Hatta uykusundan bile uyandırdın . Ne güzel uyuyordu ."
Bu kadın beni koruma çabasına falan mı girmişti ? Yoksa ben mi yanlış anlıyorum . Yüzüne bürünen korumacı tavır yıllardır sanki her zaman hayatımda ve her zaman bana değer veriyormuş gibiydi .
" Alışmış her halde sana Jungkook'un peşine takılmadığına göre ." Jungkook'un ismini duyduğum gibi kafamı yukarı kaldırmam ve gözlerimi uykulu modundan çıkarmıştım . Nedense tam da istediğim konuya gelmişlerdi .
" Merak etme sende çok iyi biliyorsun . Onlar boşanalı 2 gün oldu . Bundan sonra hiçbir şey yapamaz kızım ."
Ah , salak kafam bu kadına mı korumacı demiştim ben . Düşüncelerimin hepsini geri alıyorum . Elbette ki boşanacağımızı biliyordum . Çünkü onu ve onları korumak adına imzaladığım o kağıtta boşanacağımız , hiçbir şekilde onlarla iletişime geçmeyeceğim de vardı mayfa varisi olmam dışında .
" İyi . Güzel . BTS'den ve oğlumdan uzak dursun yeter . " (%100 hayal ürünü söylememe bile gerek yok )
"Oğlum mu ?"
Düşüncelerimi dışarı vururken eve başka bir misafirin daha geldiğini duydum .
" Ah , oldu mu şimdi bunu söylediğin babacığım ? "
***********************************
Selaam .
Yine ben . Sıkıldınız mı bu bölümde ?
hadi birbirimize açık olalım . Ve bu bölüm 923 kelime . Ohh bayağı uzun ha . Yani benim bölüm yazma kelime sınırıma göre .
Oy sınırımız : 20
Yorum sınırmız : ( sizin için 10 tane düşüreceğim final çabuk gelsin istersiniz belki ) 30
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARRY ME ? ( Düzenleniyor )
Fanfiction" Sen benim eşimsin!" yükselen sesine cevap yetiştirmek dışında hiçbir tepki vermemiştim . " Yanlış düşünüyorsun Jeon Jeongguk . Benim senin eşin olmayı ne zaman bıraktığımı en iyi sen biliyorsun ." hafifçe gülerek devam ettim konuşmama . " Kandırm...