D.Ç.K 4

12.3K 418 31
                                    

Aşağı inerken salon kalabalıklaşmıştı. Salon bomboş sadece yerlerde minderler vardı. Ve tüm aile oradaydı şalımı ve üstümü düzeltip merdivenlerden indim. Çıkan adım sesleri ile herkesin gözü bana döndü zoraki bir şekilde gülümseyip az ileride Murat ve Baran'ın yanına ilerledim. Baran beni görünce Murat'ın omzuna dokunup bana ilerledi. Elini belime koyup Hoca nın karşısına oturduk ve arkamıza tüm aile. Biraz heyecanım vardı ama azcık Hoca duaya başlayıp bir kaç dua okudu ve bize dönüp,

"Baran ağam sen Osman Yosun kızı Yaprağı karılığa kabul ettin mi?"

Baran bana bakıp sımsıcak gülümseyip,

"Ettim,ettim,ettim."

Hoca kabulünü aldıktan sonra bu sefer bana döndü

"Sen Yaprak kızım Ahmet ağa oğlu Baran ağa'yı kocalığa kabul ettin mi?"
"Ettim,ettim,ettim."
"Bende sizi Allah ın izni ile karı koca ilan ediyorum. Ve sen Yaprak kızım Baran ağa dan mehir olarak ne istersin?"
"Hiçbir şey."

Baran bana dönüp elimi tutarak,

"Yaprak bir şey ister misin?"

Biraz durup karar verdim kesinlikle ev istemeleyim sonuçta Melek büyüyünce anne ihtiyacı ortadan kalkacak ve ben bir daha aynı acıları yaşayacak durumda olmayabilirim ve evimde çalışıp kendime bakarım. Hoca ya dönüp,

"Tek katlı bahçe içinde müstakil bir ev istiyorum."
"Peki kızım."

Baran yavaşça yerinden doğrulup minderden kalktı. Ardından beni kaldırıp merdivenlere yöneltti kalbim deli gibi atmaya başlamıştı ne yapacaktık şimdi biz? Kapının önüne gelince kapıyı açıp içeriye soktu ve ardından kapıyı kapattı. Başımı yerden kaldırıp ürkek bakışlar ile onun baktım bana bir adım atıp ellerini yanaklarıma koyup,

"Sana dokunmayacağım sen ne zaman hazır olursan o zaman. Seni zorlayamam ama hızlı ve iyi düşün hazır ol sonuçta ortada Melek var ama unutma hazır olmayınca sana dokunmam."

Onun bu anlayışlı hali karşısında içimden sanki ılık bir sızı aktı avuç içlerim terledi ona gülümseyip,

"Teşekkür ederim emin ol ki emin bir karar vereceğim."
"Peki şimdi yatalım."

Diyip alnımdan öpüp dolaba ilerledi ve içinden siyah eşortman ve beyaz tişört çıkartıp lavaboya ilerledi bende yatağa doğru ilerledim. Yatağın üstündeki gül yapraklarını alıp poşetin içine topladım. Ayna nın karşısına geçip şalımı çıkarttım ve çıkartmam ile kumral renk saçlarım omuzlarıma döküldü. Aynada ki kendime bakarken lavabonun kapısı açıldı ve oda ormansı bir koku ile doldu. Saçlarından akan damlalar banyo yaptığının işaretiydi. Bana ilerleyip,

"Yaprak sen de gir duş al."

Tam evet diyecekken aklıma kıyafetimin olmadığı geldi. Burukça gülümseyip tam ıtiraz edecekken,

"Yaprak demeyi unutmuşum yeni kıyafetlerin dolapta alabilirsin."

Bu dediği ile kocaman gülümseyip dolaba ilerledim. Gördüğüm kıyafetlerle çok sevindim. Hayatım boyunca sahip olamayacağım kıyafetlerin hepsi buradaydı. Fazla oyalanmadan lavaboya ilerledim girdiğimde siyah beyaz granit banyo taşları siyah beyaz duşakabin yanında bembeyaz küvet ve beyaz klozet yine ona uyum gösteren siyah beyaz halı. Vakit kaybetmeden duşumu alıp bornozum ile ürkek adımlar ile odaya girdim. Yavaşça dolaba ilerleyip kıyafet aldım. Arkama dönmeden,

"Bunların hepsi benim mi?"
"Senin ve bunun kaç katı o odada."

Eli ile gösterdiği kapıya ilerleyip kapıyı açtım. Gördüklerim ile gözümden yaş aktı bir mağaza kadar kıyafet vardı. Arkamda ki Baran' a dönüp boynuna atlayıp sımsıkı sarıldım ve,

"Çok çok teşekkür ederim."
"Daha bunlar az bile sen Yaprak Haznedaroğlusun benim işim seni mutlu etmek ve dışardan gelen tehlikelerden korumak."

Kendimize odaya dalan Berfin ile geldik...

(Töre)Daha Çok Küçüğüm... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin