"B-ben yapmadım"
Bütün sınıfta gezdirdi gözlerini Berkin. Kiminin bakışlarında ayıplar kimininkinde ise tiksinti dolu bir ifade vardı. Berkin oturduğu sıradan ayağa kalktığında titreyen dizlerine lanet etti. Daha sonra Serdar'a doğru bir adım atıp tekrarladı.
"Ben yapmadım."
Serdar suçlayıcı bir ses tonuyla cevap verdi. "Nasıl çantana girdi o zaman saat?" Berkin bu soruya cevap veremezken hemen yan tarafında ki sırada oturan Doğa'ya çevirdi bakışlarını. Genç kızın yüzünde ki ifadeyi çözemese de yerin dibine girdiğini hissediyordu.
Hırsızlık ağır bir ithamdı. Ve Berkin bu ithamı hak edecek hiç bir şey yapmamıştı. Ağlamaklı bir ses tonuyla bu sefer sınıfa yönelik konuştu. "Yemin ederim ben yapmadım"
Sınıfta ki bir kaç öğrenci inanmadığını belli ederek sıralarına otururken Berkin öylece kalakalmıştı. Serdar uzanıp yerde ki saatini eline aldığında alayla konuştu. "Neden çaldın saatimi ?"
Berkin yavaş yavaş dolmaya başlayan gözleri ile öylece karşısında ki çocuğa bakarken kendisine yapılan bu haksızlığın nedenini anlamaya çalıştı. Belli ki Serdar kendisine bir tuzak kurmak istemişti. Ama bunu Serdar ve kendisinden başka hiç kimse bilmiyordu.
"Bana bunu neden yapıyorsun?"
Ardından Berkin, Barış ve Kaan'a dönüp tekrar etti sorusunu. "Ben ne yaptım size?" Barış ifadesiz bir surat ile kendisine bakarken Serdar'ın sesi doldu tekrar kulaklarına.
"Adi bir hırsız olduğun için olmasın sakın ?"
Berkin hala bakışları öfkeyle Barış'ın üzerindeyken onun karşısında belki de ilk göz yaşını döküyordu. Hızla arkasını dönüp çantasını omzuna takarken koşarak sınıftan çıkıp gitmişti.
Olayları başından beri şaşkınlıkla izleyen Doğa Berkin'in sınıftan çıkması ile ayaklandı. Serdar ise yüzünde ki zafer gülümsemesi ile Doğa'ya bakarken genç kız bir kaç adımda Serdarın önünde durdu.
Sınıfta ki çoğu göz üzerlerindeyken Doğa Serdar'ın elinde ki saati çekip yere attı. Serdar daha ne olduğunu anlamadan ayağında ki postalın ucuyla saati ezdiğinde Serdarı şaşkın suratı ile sınıfta bırakıp Berkin'in arkasından çıktı.
Omzunda ki çantanın diğer kolunu da takıp koşarak merdivenlerden indiğinde okulun bahçesinde Berkin'i aradı. Berkin'i bu kadar önemsemesinin nedeni belki de ilk ve tek arkadaşı olmasıydı. Okuldan çıktığında kaldırımda hızlı adımlarla yürüyen çocuğun peşinden gitti. Berkin bulanık gözleri ile kaldırımda yürürken hemen yanında hissettiği beden ile başını o tarafa çevirdi.
Doğa elinde ki kulaklığın tekini yanında yürüyen çocuğun kulağına taktığında yol boyunca değişen şarkılarını dinlediler. Ne Doğa tek bir soru sormuştu ne de Berkin kendini savunmuştu.
On dakikalık yürüyüşün ardından Berkin evinin önüne geldiğinde kulağında ki kulaklığı çıkarıp Doğa'ya uzattı.
"Teşekkür ederim"
Doğa müziği kapatıp telefonunu cebine koyduğunda kısa bir süre karşısında ki çocuğun suratına baktı. "Serdar benim yüzümden sana böyle bir iftira attı."
"Nasıl yani?"
Doğa bakışlarını Berkin'in evinin bahçesinde gezdirirken konuştu. "Ona yaptığım hakaretlerin kendince intikamını alıyor. Ama merak etme her şey yoluna girecek"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKVARYUM BXB
Ficção AdolescenteKüçük bir akvaryumda birbirlerini yutmaya çalışan Pirana gibiydiler. Ve bu vahşi balıklardan biri bir gün içlerinden birini yutamadı. Onu yok edemedi. Ondan nefret edemedi. Sadece... ...onu çok özledi. Bir akvaryumda kaç balık yaşar ? 🐠 NOT: Hikaye...