Sabah kalktığımda yanımda ki bedenle ufak çağlı bir şaşkınlık geçirsemde Jungkook olduğunu görünce içim rahatlamıştı. Gözyaşları kıyafetlerimi ıslatmıştı. Beni bu kadar seviyor muydu? Ben de ona boş sayılmazdım.
Beni kurtamış mıydı? Gözlerim şaşkınlıkla açılırken bana sokulan bedene baktım. Beni kurtarmak için mi bu kadar uğraşmıştı cidden ona karşı olan sevgim büyüyordu. Merhameti beni ona aşık etmek için çırpınıyordu. Karşılık vermeyince sudan çıkarılmış balık misali çırpınıyordu kalbim.
Kafasını boyun girintimden kaldırınca uyuyormuş gibi yaptım. Nefesini yüzümde hissettiğimde kıpırdamamak için kendimi cidden çok zor tuttum. Dudaklarını yanağıma bastırdığında onu öpmemek için kendi içimde savaşıyordum. Sanırım ben ona körkütük aşık olmuştum. Fısıldayarak 'Seni seviyorum' demişti.
Gözlerimi açıp ona onu sevdiğimi haykırmak istiyordum ama hiç düzgün bir ortamda değildik.
Yanımdan kalktığımda oluşan boşluk yüzünden içimi anlamlandıramadığım bir sıkıntı kaplamıştı. Daha sonra ellerini saçlarıma daldırdı, hayatımda hissettiğim en güzel histi. Ellerini saçlarımdan çekti ve üzerimi örttü. Odadan çıktığına dair kapı kapanma sesi duyduğumda gözlerimi araladım ve sırtımı yatak başlığına yasladım.
Beni varlığı ile mutlu ediyordu, nefes alması ile mutlu ediyordu, her şeyi ile mutlu ediyordu. Buradan çıktığımda ona aşkımı ilan edebileceğim bir organizasyon hazırlayacaktım. Yapmam gerekiyormuş gibi hissediyordum.
Odanın kapısı açıldığında giren doktor ile oturuşumu dikleştirdim.
"Merhaba Jimin bey. İsterseniz bugün çıkabilirsiniz. Erken getirildiğiniz için çok fazla kan kaybetmemişsiniz. Sevgilinize bir teşekkür borçlusunuz."
Gülümsedim.
Bir dakika ne sevgilisi?
"Sevgili?"
"Jungkook beyden bahsediyordum."
Gülümseyerek kafamı salladım. Doktor elini elimin üzerine koyunca ne yaptığını anlamaya çalıştım.
"Jimin bey.. Sevgiliniz Jungkook bey bir beyin tümörü hastası ve 5 ay kadar bir süresi var. Çok geç kalmıl tedavi için bu saatten sonra yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Çok üzgünüm."
Doktorun gözlerine bakakaldığımda gözlerimden akan yaşları umursamadan sadece fısıldadım.
Onu seviyorum
Doktor eline omzuma koyup patpatladı. Normal şartlar altında burada sinir krizi geçirmem gerekti fakat Jungkook üzülürdü, kırılırdı, canı yanardı.
"Jungkook'a söylediniz mi?"
Başıyla onayladı. Öleceğini biliyordu. Fazla zaman kaybetmenin sırası bile değildi. Onu bu 5 ay içerisinde mutlu edecektim. Böyle yapmam lazımdı.
"Çıkmak istiyorum Jungkook'la beraber."
Başını anlayışla salladı. Bu 5 ay Jungkook için cennet gibi geçecekti. Bunu başarmalıydım 5 ay içinde mutlu olmasını sağlamalıydım.
Çıkış işlemlerini hallettiğimizde Jungkook bir taksi tutmuştu. Gözlerimi ondan alamıyordum. Bu güzellik çok fazlaydı..Zaten bu acımasız dünya onun bu güzelliğini elimden alacaktı. İstemiyordum onu kaybetmek daha yeni bulmuştum oysa..
Daha sonra kafasını bana döndürünce yüz yüze gelmiştik. Aklıma gelen soruyla 5 saniyelik huzuru bozmuştum.
"Parayı nereden buldun?"
Yüzü bir anda düşmüştü.
"Ben..e-evini sattım."
Gülümsedim zaten evimi satacaktım. Hastahane ile ev arasında 2 saatlik bir yol vardı. Kafamı onun dizlerine koyduğumda o da kafasını eğdiği için yüz yüze gelmiştik. Ben ona gülerek bakarken o kocaman gözlerle ne yaptığımı sorguluyordu.
"Çok yorgunum Jungkook-ah."
Yüzüne yerleşen tebessümle tebessüm ettim kıvrılan dudaklarını öpme isteğimi bastıramadım ve hafif doğrularak öptüm. Yüzünde ki ifadesizlik gülmeye değerdi.
Elleri saçlarımı bulurken huzuru doyasıya hissediyordum. Nereye gidiyorduk bilmiyorum ama beni evine götürdüğübe adım gibi emindim. Yarın ilk işim ona bir sürpriz hazırlamaktı. Ne kadar yaralarım canını acıtsada ben ona aşıktım her şeye her acıya değerdi onun mutluluğu.
Gözlerimi araladığımda Jungkook taksiye para ödüyordu. Beni kaldırdı ve kolumu omzuna yerleştirip evine doğru yürümemizi sağladı. Evine girdiğimizde ben koltuğa yatırdı ve bir battaniye alıp üzerimi örttü.
"Ben duş alacağım, benden sonra sen alırsın daha sonra yemek yeriz."
"Tamam."
Neden bu kadar soğuktu? Kafama dank eden düşünce ile kendimi söverek isyan ettim onu öptükten sonra attığım mesaj kalbini çok kırmış olmalıydı.
Bir süre sonra Jungkook banyodan çıkmıştı beyaz bir tişört ve altına siyah bir eşofman giymişti. Fiziği o kadar güzeldi ki sıkılmadan 3 saat izleyebilirdim.
"Sen girebilirsin."
Ayaklandım banyoya adım attığımda kenarda benim için hazırladığı kıyafeti gördüm. Böyle ince şeyler nedense hoşuma gidiyordu. Bana tabii ki bir kıyafet verecekti ama bana karşı yaptığı her şey kalbimi küt küt attırıyordu.
Duşumu aldıktan sonra üzerimi giyinip banyodan çıktım. Yüzüm mosmordu. Jungkook elinde ki pansuman malzemeleri ile yanıma geldi. Pamuğa batikon damlatıp dudağıma kaşıma ve kolumdaki yaralara bastırdı. Kolumu sarmaya başladığında gözlerimi yüzüne çıkarttım.
Hafif çatılmış kaşları ile harika duruyordu. Dudağıma ve kaşıma yara bantlarını yapıştırıp mutfağa doğru ilerledi. Bana cidden çok kırılmış olduğu belliydi. Yarın ona kendimi affettirmem lazımdı.
Mutfağa doğru ilerlemeye başladım arkası dönük bir şekilde bir şeyler yapıyordu. Arkasından ona sarıldım ellerimi onun karnında buluşturdum. Hafif irkilmesi ile yanağımı sırtına yasladım.
"Ne yapıyorsun?"
"Sana sarılıyorum."
"Bırakır mısın?"
"Hayır."
Ofladı ve masaya doğru ilerledi ben de arkasından gidiyordum. Sırtına öpücükler koyunca arkasını dönmeye çalıştı ama ben ona sarılınca birlikte dönüyorduk.
"Bırak beni"
"Hiç niyetim yok."
Öpücüklerime devam ettim..
_________
MİLLET KİTAP NASIL GİDİYOR HİÇBİR FİKRİM YOK . BİRAZ BANA YARDIMCI OLUN QPSLSÇSWŞDŞŞSÇAİZÇ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dearvert | ᴶᴵᴷᴼᴼᴷ
ФанфикBu bahçe çiçek açan yalnızlıklarla dolu, dikenlerle dolu olan kumdan kaleye kendimi bağladım. _____