Kusursuz Bağlılık

Kusursuz Bağlılık 1

Kusursuzluk ve bağlılık arasındaki bağ nedir bilir misiniz? Kusursuzluğa bağlanmamak imkansızdır. İkisi de aynı noktada buluşur ve ilginç bir şekilde aynıdırlar.

Düşünsenize, yeni tanıştığınız birinde ilk neye dikkat edersiniz? Ben olsam kusurlarına bakardım.(!) Çünkü herkes beni kusurlarıma göre yargıladı.

Söz konusu bağlılık her ilişkide gereken bir şeydir. Çünkü bağlılık olmazsa kusursuz bir ilişki yürümez.
Eğer kusursuz bir ilişki yaşıyorsan, tebrikler! Aldatıldın ya da kandırıldın.

Çünkü hiçbir ilişki kusursuz olmamalıdır aslında. Çünkü insanlar sürekli kendi sınırlarını karşısındaki kişiye uygulamaya çalışır.
Tabii ki ben de bunu denedim. Ama başarısız oldum ve çok tecrübeliyim bu konuda.

Bir ilişkide kusursuzluk var ise, o ilişkinin altında bir gizem yatar.
Bu kesinlikle bir yalan veya saçlarınızın arasından yukarıya doğru uzayan iki adet boynuzdur.

Sorunsuz bir şekilde sorunlarla yüzleşmek gerekir.
Çünkü tek tarafın kısıtlaması diğer tarafı yalana sürükler. Bu bizim hatamız.

Kusursuzluk ve bağlılık ayrı ayrıyken iyidir, bir arada bana benzer, çirkin ve umutsuz...

Benim düşüncem, insanların birbirine açık olması gerektiği yönünde.
Karşındaki kişi senin kısıtlamana gelmese bile sana açık olmalı ve kısıtlamanı kabul edip seni aldatmasından, kandırmasından daha iyi olur yüzüne söylemesi her şeyi.

Ben olsam n'apardım? Düşündüm de ben olsam kusursuz bir bağlılık ile karşımdaki kişiye bağlanırdım. Belki de bu yüzden sürekli kaybediyorum.

İhtiyacımız olan özgürlük mü, kısıtlamalardan kurtulmak mı? Sanmıyorum.

Çünkü tüm hata bizim kendi içimizdeydi, kısıtlamaya uymuyorsan bu karşındaki kişiye aldatılmışlık hissi verecek kadar ağırdır.
Tabii bu karşındaki kişinin sevgisine bağlı.

Anlaşılması zor olan şey, herkes kendisi olmayan biri olarak insanların ilgisini çekmeye çalışıyor. Bu bir hata, ve bir hata tüm hayatınızı mahvedebilir.

Kelebek etkisi was here?

Bir hata örneği verelim:
Bir tren yolunun kenarından yürüyorsunuz ve raylara çok yakınsınız. Kulaklıklar ve müzik eşliğinde yavaş yavaş yürüyorsunuz.

Çok huzurlu geliyor değil mi?

Peki ya bir anlık dalgınlık ile raylara yaklaşırsanız ve arkadan gelen treni görmüyorsanız, duymuyorsanız?

Bir anlık hata hayatınıza mal oldu değil mi? Tam olarak olay bu! Sen bu yolda giderken elindekiler ile yetinmelisin, belki bir dakikalık bir müzik bile seni dalgınlığa sokabilir? O nüziği kulağınıza takmak yerine, o yolu yürüyüp sessizliği dinlemek daha iyi olmaz mı?

Sonuçta öldün. Peki, ya sakat kalırsan?
Mesela bana "ölmek mi, sakat kalmak mı?" deseler, ölmeyi tercih ederdim.

Çünkü bir ilişkide ölmek, Terk edilmektir; sakat kalırsan, o ilişkide sürekli yaptıkları yüzüne vurulan ve aşağılanan olursun. Çünkü sevdin değil mi? Ama o "Sevse yapmaz." diyor.

Kısıtlamaları yıkmak, sadece kendinizi ateşe atmak demektir. Çünkü eğer karşındaki kişiyi seviyorsan ve bağlıysan, hiçbir müzik onun sessizliği kadar kusursuz olmaz.

Kıskançlık, bu kısıtlamaların atasıdır zaten. Hiç kimse karşısındaki kişiyi herkesten uzak tutmaya çalışmaz. Ama kıskançlık büyük bir sorundur.

Eğer karşındaki kişiye yeterince güven vermediysen, o kişi seni kıskanır ve bu kısıtlamasına yol açar.
Peki, düşündün mü?
"Beni seven biri neden bana güvenmesin?" dedin mi?

Belki o kişinin hayatında güvene yer yoktur ha?
Mesela, ben.
Benim hayatımda güvene yer yok!
Çünkü birçok kez en çok güvendiklerim tarafından yarı yolda bırakıldım.

Annem, babam, abim, sevgilim, dostlarım..

Hele bir dostum vardı ki, o piçi asla unutmayacağım.
Canımdan çok sevdiğim kişiyle ayrı kaldığım zamanlarda sinirlenip biraz hovardalık yapmıştım ve sevdiğim kadın bunu öğrendikten sonra baya fırtınalar kopardı. Haklıydı. Ama ben ona ihanet etmedim. Çünkü o bana ":Bitti." dedi ve gitti. Dönüp beni yargılayamaz. Ama o yargıladı. En yakın dostuma "Ona onu ne kadar sevdigimi söyle, sen biliyorsun." demiştim.

Orossssspu çocuğu gitmiş "Kerem seni sevse senden sonra başkasıyla olmazdı." demiş.

Nasıl biliyor musun, Çanakkale Savaşı'nda Seyit Onbaşı'nın İngiliz gemilerine attığı top gibi, kalbimdeki tüm gemilerin amına koydu.

Kısacası dosta da güven olmaz.