63

607 45 1
                                    


Eve geri döndüğümde, uykucu sevgilim hala uyumakla meşguldü.

Ben de az önce yaşadıklarımı aklımdan atmaya çalışıyordum. Yoongi'yi uyandırmamaya özen göstererek, yatağın üzerine oturdum. Yanaklarını okşamaya başladığımda gülümsedim. Onun da yüzünde küçük bir tebessüm belirmişti. Bunu hissetmiş olabilir miydi? Gülerek yataktan kalktım ve mutlaka doğru ilerledim. Olaylı bir market macerasından sonra sevgilimle güzel bir yemek bana iyi gelebilirdi. Bu düşünceyle tekrar gülümseyerek mutfağa girdim. Aldığım şeyleri poşetlerden çıkarmaya başladığımda aklıma bunları kendi paramla ödemediğim geldi. O çocuğu bulup, paranın hepsini vermem gerekiyordu. Kendimi kötü hissetmiştim. Tanımadığım bir adam benim için, alışveriş yapmıştı. Bu nasıl bir, saçmalıktı böyle? Yoongi bile bazen benim için, kendi cebinden ödeme yaptığında kendimi kötü hissediyordum.

Gözlerimi devirerek, bir şeyler hazırlamaya başladığımda içeriden birkaç ses geldi. Gözlerimi uğraşmakta olduğum şeyden ayırıp, ona baktım. Yoongi uyanmış, evin içinde şapşalca dolaşıyordu. Bu hali içimde onu deli gibi öpme isteği uyandırırken, kendime sahip çıkmaya çalışıyordum. Yoongi'nin adımları yaklaştığında, kafamı kaldırıp ona baktım. Gözlerini ovuşturarak bana doğru yaklaşıyordu, onu farketmediğimi göstermeye çalışarak hemen önüme döndüm. Bir süre sonra belimde ki elleriyle sarsılmıştım.Elleri, belimi okşarken bir şey söylememiştim. Öylece duruyordum. Fazlasıyla kasıldığım bir gerçekti.

"Sonunda uyandın."

"Neredeydin?"

"Market."

"Seni çıkarken gördüm, cüzdanın evde kalmıştı. Markete gideceğini bilsem seslenirdim."

"Ah, evet şey." Tabi ki de ona, cüzdanı unuttuğumu ve bunları bana başkasının aldığını söylemeyecektim.
Sessiz kalmayı tercih ederek önündeki domatesleri doğramaya devam ettim. Yoongi, arkamda olduğundan onu göremiyordum. Ama sessizliğinden bu durumu, garipsediğini anlamıştım.
"Bunları nasıl aldığını sorsam?''

"Cebimde param vardı, merak etme o kadar da sorumsuz değilim." Sırıttığımda, onun da dudaklarından dökülen gülme seslerini duymuştum.
Ellerini belimden çekip, mutfaktan çıktığında derin bir nefes aldım. Ona yalan söylemek, kendimi kötü hissettirse de yapacağım başka bir şey de yoktu.
Bunları aklından atmaya çalışarak yemeği yetiştirmeye, devam ettim. Bunları bir an önce bitirip, Yoongi ile zaman geçirmek istiyordum.
-

Yemeğimizi yedikten sonra, beraber dışarı çıktık. İlk önce tedavim için hastaneye uğramıştık ardından güzel bir mekanda güzel bir yemek yemiştik. Şimdi de klasiğimiz olan sahile doğru ilerliyorduk. Sahilin önüne geldiğimizde, beraber arabadan indik ve deniz kıyısına doğru el ele yürümeye başladık. Bu anlarda hep huzur buluyordum. Onunla el ele, göz göze olduğum her an. Bazen ayrılığımızın ne kadar saçma olduğunu düşünüyordum. Eğer, Bang-PD olmasa her şey daha düzgün giderdi. Yine de bunları bir şekilde çözebildiğimiz için, fazlasıyla mutluydum.

Ben bu düşüncelere dalıp gitmişken, Yoongi yavaşça beni dürttüğünde kendime gelmiştim.

''Eun Hee?''

''Evet?''

''Sen iyi misin?''

''Elbette, ne oldu ki?''

''Dalıp gitmiş, gözüküyordun.''

''İyiyim, sevgilim.'' Dedim ve parmak uçlarımda yükselip, yanağına ufak bir öpücük bıraktım. O bu hareketim ile gülümserken bende elini daha sıkı kavramıştım. Deniz kıyısında, her zaman yaptığımız gibi, kumlara uzanmıştık. Hala el eleydik ve Yoongi, bir şarkı mırıldanıyordu. Eşsiz sesi ile mayışırken, ona daha çok sokulmuştum...

-

Yoongi'nin kolları arasında, gözlerimi açtığımda ikimizde kumlar üzerinde uyuya kaldığını görmem uzun sürmemişti. Fazlasıyla soğuktu ve Yoongi hasta olsun istemiyordum. Onu öperek yavaşça uyandırdığımda, o da burada uyuya kalmamıza şaşkın bir şekilde ayağa kalkıp hızlıca elimi tutmuştu. Aynı zamanda, üzerinde ki kot ceketi çıkarmaya çalışıyordu.

''Üşüdün mü?'' diye sorduğunda, başımı evet anlamında salladım. Hemen ceketini, narince bana giydirdi ve soğuktan kızaran burnumu öptü.

''Sen ne olacaksın?'' dediğimde onun üşüme ihtimali beni germişti.

''Beni boş ver. Önemli olan sensin, ayrıca elini tutmak bütün bedenimi ısıtıyor.'' diyip gülümsediğinde, benimde yüzüme istemsizce büyük bir sırıtış yayılmıştı.

''Seni seviyorum.'' diye fısıldadığımda:

''Ben de.'' diye karşılık vermişti.

-

Arabanın önününe geldiğimizde, Yoongi elimi bırakıp içeri geçmem için kapıyı açmıştı. Gülümsedim ve arabanın içine yerleştim. Bir kaç dakika geçtiğinde hala Yoongi'nin arabaya binmemiş olduğu içimde merak duygusu uyandırırken yavaşça kemerimi çözdüm ve arabadan indim. Yoongi tam arabanın arkasında, biri ile konuşuyordu. Yüzünü göremediğim adam Yoongi'nin omzunu sıvazlıyordu. Orada, ne oluyordu öyle? Yavaş adımlarla yanlarına giderken, Yoongi'nin gözü bana takıldı eliyle bana 'gel' işareti yaptığında merakım biraz daha artmıştı. Onların olduğu yere doğru giderken, hala ne olduğuna anlam vermeye çalışıyordum. Onlara biraz daha yaklaştığımda Yoongi'nin karşısında gördüğüm kişi ile gözlerim büyümüştü. Bu kişi Min Sung'du. Şirkete gittiğimde Bang-PD'nin odasında gördüğüm ve markette benim için parayı ödeyen, Min Sung'u. Burada ne işi vardı ki?

Yanlarına ilerlediğimde, yoongi beni kolları arasına alırken Min Sung ise hoş olmayan bir şekilde sırıtıyordu.

''Sizi tanıştırayım.'' diyen Yoongi, gülümsüyordu. Zaten tanışık olduğumuzdan, haberinin olmadığı bir gerçekti.

''Biz zaten tanışıyoruz.'' diyen Min Sung'a gözlerimi devirirken, asıl Yoongi'ye ne diyeceğimi düşünüyordum. Yoongi bana meraklı gözlerle bakarken, derin bir nefes aldım.

''Nereden?'' dediğinde, gülümseyen yüzü bir anda solmuştu. Sanırım tanışık olmamızı beklemiyordu. Hızlıca araya girdim.

''Min Sung ile, seni görmek için şirkete gittiğimde tanıştık. Bang-PD sayesinde.''

''Anladım.'' diyip yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirmeye çalıştığında, onu bu duruma soktuğum için kendimden fazlasıyla nefret etmiştim.

''Artık gidelim mi?'' diye sorduğumda Yoongi başını salladı. Elinden tuttum ve onu arabaya doğru sürüklemeye başladım. Min Sung arkamızdan:

''İyi geceler, Eun Hee.'' diye seslendiğinde, sinirle arkama döndüm ve ona baktım.

Sırıtıp, göz kırpmış ayrıca itici bir şekilde diliyle dudaklarını ıslatmıştı. Bu çocuktan, ciddi anlamda nefret etmeye başlıyordum...


First Love  /  M Y GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin