Ay Nası Da Özlemişim Yıldız Halkı Vatandaşlarını. Sınavı olan herkesin sonuçları inşallah mükemmel olur herkes istediği yerlere gider amin. Karneleri hiç sormuyorum çünkü herşey kağıt parçalarından ibaret değil ve zeka dersler ile ölçülemez. Her ne kadar ülkemizde bu görüş açısı pek tınlanmasa da... Aman boşverin gari efsane bir bölüm olacak ballarım.
MAÇ GÜNÜ+ KIZ KAÇIRMA
Normal bir futbol takımı on bir kişi ve yedek oyunculardan oluşurken, biz kendimize öyle çok güveniyorduk ki yedek oyuncuya ihtiyaç duymadan yedişer kişilik takımlar ile oynamaya karar verdik. Tabi bizim futbol dalındaki ödüllerimizi bilmeyen karşı takım yedişer kişilik takım önerimize kıçları ile gülüp dalga geçmişlerdi. Ama biz ne yaptık, onları öyle bir rahatlattık, öyle bir gevşettik ki, bizim futbol hakkında zerre şey bilmediğimize inandırdık. Sahada avlamak böylece ekstra kolay olacaktı. Aras'ı arayıp bir şeyler saçmalarken Esin ile yaptığımız konuşmayı araya sıkıştırmayı planlıyorduk, lakin bizim hödük önce davranıp bizi aramış ve işimizi kolaylaştırmıştı.
Henüz sahaya teşrif etmeyen hödük ve tayfasının taraflarları -yani okulun neredeyse tüm kızları- sahanın etrafındaki tirübünlere kurulmuş ve heyecan ile prenslerini bekliyordu. Kızlar bizim yenileceğimizden o kadar eminlerdi ki ara sıra bize bakıp kahkaha atıyorlardı. Yellozlar!
Bizim taraftar kitlemiz genel olarak erkekten oluşsa da, evlat arasında ayrım yapmak olmaz felsefesi ile Aslı ikide bir onlara öpücük atıyor ve Ali de onu yaptığı şeyden alıkoymaya çalışıyordu. Esin kalecimiz olduğu için Semih ile top tutma antremanı yapıyor, Sude ve Cihan çalımlaşıyor ve bende topu dizimde sektirirken karşı takımın taraftarlarını inceliyordum.
Yedek kulübesinde oturup muhabbet eden iki beden hocası hakemlik yapacaktı. Düşünün, en ince ayrıntısına kadar düşünmüştük. Taraftar kızların arasında göz gezdirirken en önlerden bir yere oturmuş ve kız arkadaşları ile muhabbet eden Rasya dikkatimi çekmişti. Günlerce o sıfatını görmemek ne kadar iyi gelirse gelsin şu an onu görmek sinirlerimi tepeme çıkarmıştı. İstemsizce beynimin söylediklerini yapmaya başladığımda sanırım kontrolden çıkmıştım...
Esin Burgaz
Semih'in attığı son topu kafa atışı ile kurtardığımda biraz fazla uzağa göndermiştim. Top sahanın öbür tarafına giderken, Semih göz kırparak alacağını belli etmişti. Yorulmamak için hafif tempoda koşarak topu almaya gittiğinde bende bizimkilere şöyle bir bakayım istemiştim. Aslı ile Ali paslaşırken Sude ile Cihan çalımlaşıyorudu. Birçe ise, oha lan o ne yapıyordu?
Birçe, futbol topunu elinde sıkarken bir tarafa sinirle bakıyordu. Onun baktığı yere bakınca Rasya cadısını gördüm. Bugün buradan Rasya ağlayarak gitmezse, ben de bir şey bilmiyorum kardeş. En son Birçe'ye yaşattıklarından sonra hepimiz Rasya'ya karşı bir kin beslemiştik ama en çok da olayın mağduriyetini yaşayan Birçe.
Birçe kafasını sağa sola yatırıp kütletirken derin derin nefes alıp sinirini kontrol etmeye çalışıyordu. Sen bu kadar mesafeden nasıl anladın diyeniniz var ise, o benim kardeşimden öte çocukluk arkadaşım, onu çok iyi tanıyorum. Sinirini bu şekilde kontrol etmeye çalışırdı. Ama çoğu zaman bu mümkün değildi.
Örneğin şu an ki gibi. Birçe topu havaya atıp tam Rasya'ya doğru sertçe ayağı ile gönderdi. Top oraya gidene kadar bir iki kız "Rasya! Ay dikkat et!" diye bağırsa da, tehlikeyi fark edip ellerini yüzüne kapatan Rasya topun hızı ile oturduğu yerden tepe taklak yere yapışmıştı. Bazıları şaşırmış gibi yapıp yardımına koşarken bazıları da gülüyordu. Erkek taraftarlar Birçe'ye tezahurat yapıp iyice ortamı kızıştırırken, beden eğitimi hocaları onlara susmalarını söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜM
Teen FictionZira sen benim gökyüzümdeki tek bulutsun... Insanlar değişir mi ? Geçmiş zamanlarda yaşadıkları travmaları atlatıp yeni bir hayata başlayabilirler mi ? Bir kişide kaybettikleri güveni yeni bir kişide sonsuza dek saklayabilirler mi? Neden olmasın ki...