Hayat devam ediyordu dimi?
Ben o yeşil gözleri unutamasam da devam ediyordu. Aradan iki ay geçmesine rağmen ben Bade'yi bir daha göremedim. Fakat onu unutamıyordum. Birine söylesem güler geçerdi halime. Bir kaç gün gördüğüm birine nasıl bu kadar kuvvetli duygular besleyebilirdim. Onunla yatar onunla kalkar olmuştum.
Son zamanlar arkadaşlarım fazlası ile dalgın olduğumu söylüyorlar. Evet maalesef bu işime bile yansımıştı. İstesem aslında Bade'ye rahat bir şekilde ulaşabilirdim. Ancak onun beni yanlış anlamasından korkuyordum. Kim bilir belki de kaderin bizi tekrar bir araya getireceğine inanıyordum. Off ne güzel bir hayatım vardı. İşimi yapıp evime gidiyordum. Nereden çıktı bu kız şimdi. Büyülü bakışları bütün zihnimi ele geçirdi. Uykuya dalarken hayaliyle uyduğum zümrüt yeşili gözler birgün hafızamdan silinecek diye de korkuyordum. Onu tekrar görmeliydim. Bunu ona görünmeden yapabilirdim.
Danışmadaki arkadaştan gizli olmasına rağmen Bade'nin adres bilgilerini aldım. Sabah ilk işim Nöbetten sonra adrese gitmek olacaktı. Sabırsızdım, sabahı nasıl sabah edeceğimi bilmiyordum. Belki onu göremeyecektim ama yine de garip bir heyecan içerisindeydim. HAYAL, UMUT, HEYECAN, ÖZLEM ; Bu duyguları uzun zaman önce en derinlere hapsetmiştim. Şimdi nasıl bu kadar kolay su yüzüne çıkabiliyorlardı. Ruhumu ele geçiren duygular beni bir çocuk gibi içim içime sığmaz hale getirmişti.
Nihayet sabah oldu. Nöbeti devredir devretmez, buraya çokta uzak olmayan adrese doğru yola koyuldum. Son iki aydır yaşadığım gibi yine sokaklar, insanlar, ağaçlar, çiçekler, kuşlar hepsi gözüme daha bir güzel görünüyordu. Adrese göz attım, işte gelmiştim.
Ara sokak sessiz sakindi. Tek tük insan sokakta yürüyordu. Kuvvetle muhtemel işe gidiyorlardı. 7 katlı mavi bir binanın dördüncü katıydı Bade'nin evi. Aralanmış camdan, hafif esen rüzgarın etkisi ile beyaz tül kıpırdıyordu. Bade belki henüz sıcacık yatağında uykudaydı. Ya da bir yandan kahvesini yudumlayıp bir yandan iş için hazırlanıyordu. Ben hayallere dalmışken güzel yüzü pencerede göründü. Ağaç gövdesinin arkasına gizlendim. Bir süre dışarıyı seyretti ve tekrar içeri girdi. Aptal aşıklar gibiydim, şapşal şapşal gülüyordum. İçimdeki çocuğa hayretler ettim.
Biraz sonra Bade kapı da göründü. Uzun kollu yeşil bir gömlek ve krem rengi pantolon giymişti. Topuklu ayakkabıları dişiliğini arttırıyordu. Çok güzeldi. Yüreğim, kafesinde kanat çırparken hırpalanan kuşa dönmüştü. Bu kız beni darmadağın etmişti.
Bir süre yürüdü ve caddeye çıkan yola saptı. Onu gizlice takip ediyordum. Bu hayatımda yaşadığım ilk takip tecrübemdi ve yüzümü gülümsetiyordu. Bade yürürken etrafındaki gözler onu beğeniyle süzüyordu fakat o bunun farkında bile değildi. Çok doğal ve masum görünüyordu. Caddedeki ilk boş bulduğu taksiye bindi, bende arkasından bakakalmıştım. sanırım eve gitme vaktim gelmişti. Ağır adımlarla geldiğim yolları geri yürüdüm. Bade'nin evinin önünden geçerken tekrar açık pencerisini seyrettim. Buraya tekrar gelmeli ve onu görmeliydim.
*******
Terden sırılsıklam olmuş yatağımda hala uykuya dalamıyordum. Bir yandan sıcak hava bir yandan Bade'nin kuğu gibi süzülüşünün hayali beni fena halde terletmişti. Yok yok uyuyamayacaktım. Soğuk bir duş beni kendime getirirdi.
Üzerimi giyinirken saate göz attım altıya geliyordu. Biraz yürüyüş yapmak iyi gelecekti. Tam dışarı çıkmak için kapıyı açmıştım ki karşımda elinde börekle dolu tabakla öylece duran alt komşumun kızı Yaseminle burun buruna geldik. Yasemin yirmili yaşlarında güzel ve tatlı bir kızdı. Aslında onu seviyordum fakat hiç bir zaman arkadaşlık dışında bir gözle bakmamıştım. Sanırım o bana farklı duygularla yaklaşıyordu. Sık sık elinde tabak çıkagelir kapı önünde havadan sudan laflardık."Merhaba Yasemin nasılsın?" dedim aceleyle. "iyiyim sen nasılsın? Börek getirmiştim ben de sana" dedi. "Acilen çıkmam gerekiyor" diye uydurdum. Börekten bir parça almayı da ihmal etmedim. Bu kız gerçekten çok lezzetli yiyecekler yapıyordu. Mideme düşkün biri olsaydım, evlilik için tercih sebebim bile olabilirdi. Kıza biraz ayıp olmuştu ama ne yapayım umutlanmasını istemiyordum. İnşallah onu sevebilecek biri ile karşılaşırdı bir gün. Kesinlikle mutlu olmayı hakkediyordu.
Yürümeyi çok seven biriyim. Saatlerce yürüyebilirim. Yerin ve zamanın önemi yok benim için. vaktim varsa eğer gideceğim yerde çok uzak değilse muhakkak yürümeyi tercih ederim. Köşedeki dönerciden ekmek arası tombik bir döner aldım. Bir dilim börek maalesef kesmemişti guruldayan midemin sesini. Bir yandan ekmeğimi yerken bir yandan da yürümeye devam ediyordum. Sonra amaçsızca yürüyen ayaklarımın beni getirdiği yere hiç şaşırmadım. Kendimi Bade'nin evinin bulunduğu sokağın başında buldum. İlerleyen zamanlarda sıkı bağlar kuracağımız kesinleşmiş ağacın arkasına gizlendim tekrardan. Beklemeye koyuldum. Pencere hala açıktı. Sanırım Bade henüz gelmemişti. Offf umarım gelmemiştir de onu bir kez olsun tekrar görebilirim diye düşündüm.
Yaklaşık iki saat kadar bekledim. Artık hava kararmaya başlamıştı. Galiba Bade çoktan gelmiş evdeydi ve camdan da bakmaya niyeti yoktu. Tüm gece ve gündüz uyumadığımı düşünürsek uykusuzluğa çok iyi dayanmıştım ancak artık yavaştan ayakta uyumaya başlamıştım. En iyisi burada uyuyakalmadan eve gitmeliyim diye düşündüm. Geriye adım atmak üzereyken, omuzumda küçük bir dokunuş hissettim. Evet yakalanmıştım. Bade tüm güzelliği ile karşımdaydı...
Arkadaşlar lütfen iyi veya kötü yorum yapın. Eleştiriye açığım. Beğendiyseniz oy verin. Teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ÇIKMAZI
Novela JuvenilKIRIK BİR KALP, ÇAĞRI; HAYATI HEP ÇABALAMAKLA GEÇMİŞ GENÇ BİR PARAMEDİK... YALNIZ BİR KALP, BADE; ANNE VE BABASINI TRAFİK KAZASINDA KAYBETMİŞ, DOKUZ YAŞINDAN BERİ PORFİRİA HASTALIĞI İLE BAŞ ETMEYE ÇALIŞAN GENÇ VE GÜZEL İÇ MİMAR... PEKİ TALİHSİZ BİR...