9

14 6 2
                                    

Antrenman bittiğinde tek kelime etmeden çantamı ve iki boş kola kutusunu alıp okuldan çıktım. Yanından geçtiğim herkes bana bakıp fısıldayarak birbirlerine bir şeyler söylemeye başladılar. Sanki bunu fark etmeyecekmişim gibi.

Herkes o kavgayı duymuştu. Lily Ann sürtüğü herkese benim Daniel'la yattığımı ve onun uygunsuz fotoğraflarını çekip eğer onu başka bir kızla görecek olursam, o fotoğrafları internette yayacağım yalanını söyleyip okuldaki kızları bana karşı kışkırtmıştı. Şimdi herkes bana sanki bu denilenleri bizzat kendilerine yapmışım gibi davranıyordu. Aslında bu ondan beklenmeyecek zeki bir hareketti. Hem benden intikam alıyordu hem de kızları Daniel'dan uzak tutmuş oluyordu.

Sharon bunları bana ilk söylediğinde sinir krizi geçirmiş, odamdaki her şeyi yerle bir etmiştim. Teyzem olanları duyduğunda o da benim kadar sinirlenmiş, dudakları düz bir çizgi halini almıştı. Sonrasında bana eğer istersem başka bir okula geçebileceğimi söylemişti. Bu dediği şeyi değerlendirmeyi ciddi ciddi düşünüyordum. Her şekilde bu okul artık cehennem gibiydi

En çok merak ettiğim şeyse, acaba Daniel bunları duymuş muydu? Duyduysa, ki bu oldukça muhtemel, neden hiçbir şey yapmamıştı ki? Tamam, belki beni umursamıyordu, kendi statüsünü de mi düşünmüyordu? Ya da kendini de yakmak uğruna benim bu halime göz yumacak kadar nefret mi ediyordu benden artık? Belki de hoşuna gidiyordu?

Bunların cevabını gerçekten bilmiyordum. Sadece ondan her geçen saniye daha da çok nefret ediyordum.

Okuldan çıkıp her zamanki gibi kütüphaneye gittim. Sharon da orada beni bekliyordu. Beraber yarın teslim etmemiz gereken biyoloji ödevini yapacaktık. Ben oraya vardığımda o çoktan her şeyi hazırlamış, bana sadece onları dosyalayıp Bay Turner'a mail atmak kalmıştı. Sharon, bu berbat zamanda bana iyi gelen tek şeydi. Onun gibi bir arkadaşım olduğu için gerçekten mutluydum. Aslında o kendini suçlu hissediyordu, sonuçta Lily Ann onun arkadaşıydı ama ona o kızın nasıl biri olduğunu önceden bilemeyeceğini söyledim. Tıpkı benim Daniel'ın nasıl biri olduğunu önceden bilemediğim gibi.

Kütüphaneden çıkıp Burger King'e gittik ve arayıp beş dakika sonra bize katılacağını söyleyen teyzemi beklemeye başladık. Tabi ki gelmesi yirmi dakikayı almıştı. Gelir gelmez de oturup siparişini verdi ve yemeğimiz gelene kadar öylesine konuştuk.

"Ee, Debbie, okul değiştirme fikrine ne diyorsun?" diye sordu teyzem biz sufle yerken. Tatlı kaşığını sufleye batırdım ve gözlerimi kaldırmadan, "Bilmiyorum. Şu an sınavlar ve ödevler üst üste geliyor. Ama son sınavımı da verdikten sonra beni orada tutan hiçbir şey kalmayacak." dedim.

"Gerçekten başka bir okula gidecek misin?" diye sordu Sharon.

"Evet, Cherrie. Artık o okulda kalamam." dedim. Cevap vermedi. Tatlımızı da yedikten sonra kalktık. Teyzem eve gitti ben ve Sharon da parka.

"Neden hala buraya geliyorsun?" diye sordu Sharon.

"Daniel ona onun için kendimi eve kapatacak kadar değer verdiğimi sanmasın diye." dedim ve her zamanki banka oturdum. Maç daha başlamamıştı. Gelen tek tük kişi de kendi aralarında yüksek sesle şakalaşıyordu. Bu aklıma kaçınılmaz olarak o geceyi getirdi. Sadece bir çocuğun hayatımı bu kadar ters yüz edişi beni deli ediyordu.

"Cherrie ben kola almaya gidiyorum, bir şey istiyor musun?" diye sordum.

"Elmalı soda." dedi. Başımı salladım ve kalkıp hızlı adımlarla markete gittim. Hava serin olduğu için bugün boğazlı siyah bir kazak ve eteğin altına kalın bir çorap giymiştim. Kasten oyalanıp as solistin girişine denk gelmemek için uzak bir markete gittim ve yiyemeyeceğim kadar çok çikolata aldım. Yarım saat kadar sonra da parka geri döndüm. Gittiğimde tam umduğum gibi maç çoktan başlamıştı. Sharon'ın yanına oturdum ve ona sodayla bir çikolata uzattım. Ben kolayı bir türlü açamayınca Cherrie gülerek kutuyu aldı ve hızla şplak diye açarak bana geri uzattı. Çatık kaşlarla kutuyu ondan aldım ve "Teşekkürler, " dedim.

25. kareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin